Hilâl KAPLAN
Türkiye'de tek parti iktidarındaki uygulamaların, Almanya, Rusya, İtalya ve Japonya gibi ülkelerde o dönem mevcut olan otoriter rejimlerle pek çok ortak noktası vardır. Bu devletlerin genç nüfusu ilgilendiren uygulamaları arasında da muhtelif paralellikler bulunur. Bu rejimlerde gençlik 'devamlı devrim'in bekasını garanti edecek biçimde şekillendirilmesi gereken bir kategori olarak ele alınır. Fiziksel mükemmellik, gençlerin entelektüel 'aydınlanması' kadar önemli addedilir. Spor aktiviteleri gençlerin sadece fiziksel değil ruhsal açıdan da mobilizasyonunu sağlamak yönünde bir araç olarak kullanılır.
Türkiye'de de otoriter rejimlerle benzerlik gösteren ve varlığını ya yakın zamana ya da günümüze kadar koruyan, gençliği araçsallaştırıp nesneleştiren bu anlayış kurum ve söylemleriyle mevcuttu(r). Örneğin, diğer otoriter rejimlerde de benzerleri bulunan "Beden Eğitimi ve İzcilik Müdürlüğü" devrimin gençlerini eğitmek amacıyla 1933 yılında kurulmuştur. Yael Navaro-Yashin'in "Devletin Yüzleri"nde belirttiği gibi Türkiye'deki ulusal oluşumun ilk on yılında, 1930'ların İtalya ve Almanya'sında olduğu gibi, kızlar ve erkekler içinde devlet altında ulusal birlik duygusunu yerleştirmek amacıyla izcilik hareketleri kurulmuştur.
Söz konusu müdürlük 1969'da Gençlik ve Spor Bakanlığı'na dönüştürülüp 1989'da da Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü statüsüne indirilmiştir. Bu kurumların isimleri ve etkinlikleri ne olursa olsun, gençlik her zaman rejim için büyük öneme sahip bir mesele olagelmiştir. İşte bu nedenle gençler genellikle "rejimin muhafızları" olarak adlandırılmıştır.
Mustafa Kemal, doğum tarihi kesin olarak bilinmediğinden 19 Mayıs'ı kendi doğum tarihi olarak ilan etmiştir. Doğum tarihi olarak 19 Mayıs'ın seçilmiş olması bir tesadüf değildir elbette. Kendisinin 19 Mayıs 1919'da işgalci güçlere karşı ulusal bir savaşın örgütlenmesine katılmak amacıyla Samsun'a gelmesi ve bu tarihin de Nutuk'ta anlatılan resmi tarihin başlangıcına işaret etmesi 19 Mayıs'ın doğum tarihi olarak seçilmesinin anlamını ortaya koyar. Böylelikle ulus-devletin tahayyül edilen doğum tarihi, onun yegane kurucusu olarak ilan edilen liderin de doğumuyla kesiş(tiril)miş olur.
Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra 19 Mayıs ilk olarak 1928 yılında "Jimnastik Bayramı" adı altında ulusal bir bayram olarak kutlandı. Bu etkinliklerde kızlar ve oğlanlar fiziksel kondisyonlarını sergilemek için çeşitli spor aktiviteleri yapacaklardı ki bu çoğu faşist rejimde gençliği manevi olarak harekete geçirmenin törensel bir yoluydu. Mayıs 1939'da bu kutlamalar "Gençlik ve Spor Bayramı" adını aldı. 1980 askerî darbesinden sonra diğerleri gibi rejimini "Atatürk" göstereni üzerinden meşrulaştırmak isteyen darbeciler bu bayramın adına "Atatürk'ü Anma"yı ekleyerek değiştirdi.
"Atatürk'ü anma haftası" olarak kutlanan 19 Mayıs'larda öğrenciler Atatürk ve onun Türk gençliğiyle ilişkisi hakkında denemeler veya şiirler yazmak/okumak zorundadır. Ayrıca askerî nizamda geçit yapıp jimnastik hareketleri sergiledikleri stadyum kutlamalarına da katılmak zorundadır. Jimnastiğin askerî eğitimle, gençliğin devrim muhafızlığıyla eş anlama geldiği bir törenler silsilesi her yıl usanmadan tekrarlanır, böylelikle gençliğin ideolojik konumlandırılışı pekiştirilir.
Bu törenlerde gençlerin, bedenlerini sergileyerek liderle ve liderin temsil ettiği ulusla özdeşleşmeleri amaçlanır. Böylece onlar, rejimin sürekliliğini sağlamaya hem zihnen hem de bedenen hazır ve gönüllü muhafızlara dönüştürülür. Bu vesileyle "sürekli devrim" gençlikte kelimenin tam anlamıyla "beden" bulur. Bedenin siyasi anatomisi kendini apaçık bir siyasi-teolojik ritüel yoluyla gösterir. Devrimin muhafızları hem ruhen hem de bedenen yetiştirilmiş, devrimin bekâsı sağlanmış olur. Kısacası, spor ve beden eğitimi gençleri Atatürkçülüğün sağlamlaştırılması sürecine katmak suretiyle oldukça etkin bir rol oynar.
Dahası, resmî söylem ve eğitim sistemi mevzubahis sembolik özdeşleşmenin her seviyede gerçekleşmesini garantiye almak üzere işler. 1980 darbesinden sonra hâlâ yürürlükte olan anayasa bile Atatürk'ün pek çok sözü doğrultusunda onun devrimlerini korumak ve sürdürmek için Türk gençliğinden onunla özdeşleşmesini tekrar tekrar talep etmektedir. Örneğin 1982 anayasasındaki "Gençliği Koruma" başlığı taşıyan 58. madde şöyle der:
"Devlet, istiklâl ve cumhuriyetimizin emanet edildiği gençlerin müsbet ilmin ışığında, Atatürk ilke ve inkılâpları doğrultusunda ve devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaç edinen görüşlere karşı yetişme ve gelişmelerini sağlayıcı tedbirleri alır."
Bu madde gençlerin "ulusa hizmet ve disiplin havası" içinde yetiştirilmesi gerektiğini belirten Hitler'in çıkardığı "Ulusal Gençlik Yasası"na benzemektedir. "Gençliğe Hitabe" ve "Bursa Nutku" gibi metinler; 19 Mayıs stadyum kutlamaları veya Anıtkabir'i ziyaret etmek gibi ritüeller; evlerde, caddelerde, kıyafetlerde, rozetlerde ve benzeri eşyalardaki Mustafa Kemal imgeleri; "Atam izindeyiz" veya "Hepimiz Atatürk'üz" gibi sloganlar; Atatürk'ü Türkiye'deki kamusal alanın hep var olan bir figürü kılmakla kalmayıp Atatürkçü gençliğin öznel oluşumuna da katkı sunan iktidar sembolizminin unsurlarıdır.
Yazarlar
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları








































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019