Hilâl KAPLAN
AK Parti hükümeti, iş başında olduğu on yıl içerisindeki en zor dönemini yaşıyor. Bir yanda uzadıkça uzayan ve Türkiye'nin giderek yalnızlaştırıldığı Suriye krizi ile uğraşıyor. Diğer yanda, bu krizden nemalanmaya çalıştığı için şiddeti tırmandıran PKK ile mücadele ediyor. Esed rejimi düşmeden, PKK sorununun da hal yoluna girme ihtimali görünmüyor. O yüzden hükümet, şimdilik krizi sürdürülebilir bir noktada tutmaya çalıştığı izlenimini veriyor ki kanaatimce de akıllıca olan budur.
Böylesi bir süreçte krizi idare edilebilir alandan çıkarma ihtimali olan girişimlerden birisi, BDP'li milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması olacaktır. BDP'li vekillerin Meclis'ten dışlanması, PKK'nın aradığı halka ulaşamadığı için çıkaramadığı 'devrimci halk savaşı' nosyonuna motivasyon sağlayacak olan türden bir girişimdir.
Başbakan'ın geçtiğimiz hafta başında yaptığı "parlamento da yargı da gereğini yapacaktır" açıklaması, DEP'li milletvekillerinin Meclis'ten polis marifetiyle alınarak hapse atıldığı 2 Mart darbe sürecini hatırlattı. Hatırlarsanız dönemin Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş'in "Teröristler Meclis'te" kışkırtmasıyla başlayan süreçte Başbakan Tansu Çiller'in isteği üzeri 6 DEP'li 1 bağımsız milletvekilinin dokunulmazlığına son verilmişti. DEP Genel Başkanı ve Diyarbakır Milletvekili Hatip Dicle, Şırnak Milletvekili Orhan Doğan, Muş Milletvekili Sırrı Sakık, Diyarbakır Milletvekili Leyla Zana, Mardin Milletvekili Ahmet Türk ve Şırnak Bağımsız Milletvekili Mahmut Almak'ın dokunulmazlıkları Meclis tarafından kaldırılmıştı. Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde 'vatan hainliği'nden yargılanan vekiller, 10 yıl cezaevinde yattı. O gün mahkûm edilen Leyla Zana, Ahmet Türk ve Sırrı Sakık bugün yine Meclis'teler. Tarihin tekerrür etmesinden ikinci kez ders alamazsak, korkarım 1990'lara dönmeye zaten müstehakız demektir.
BDP'nin siyasî bir partinin meşruiyet sınırlarını zorladığı aşikâr. Murat Karayılan bile BDP'lileri yaptığı son açıklamada "BDP'liler daha fazla Türkiye gerçeğini göz önünde bulundurmalı" diyerek eleştirdi. Kandil'deki Karayılan'ın bile siyaset yapma biçimini eleştirdiği ama kendisi özeleştiri yapmaktan yoksun bir partiden söz ettiğimizin farkındayım. Ancak "PKK ile siyasî mücadele" yazımda sorduğum soru olduğu yerde durmaya devam ediyor:
"BDP'nin böylesi bir hukukî yaptırımı hak edip hak etmediğini bir yana koyarak soruyorum: "Askerî çözüm sürecindeyiz" diyen PKK'lı Duran Kalkan'a, PKK'nın siyasî alandaki temsilcisi olan BDP'lileri Meclis'ten kovup hapse tıkmaktan daha güzel bir hediye sunulabilir mi?"
BDP'de de bu yönde bir endişe ortaya çıkmış olmalı ki Meclis'i boykot ettikleri dönemdeki "Meclisiniz yere batsın" açıklamalarından, dün BDP'li Hasip Kaplan'ın yaptığı açıklamada olduğu gibi "Ankara/Meclis çözüm adresi olmaktan çıkarsa sonu felaket olur" noktasına geldiler.
Başbakan Erdoğan da dün yaptığı bir konuşmada Meclis zeminine saygının altını çizerek şöyle dedi:
"İki tercih var: Ya Kandil ya TBMM. Eğer Meclis diyorsan gel mücadeleni Meclis'te ver, o zaman seninle müzakere masasına oturacak siyaseti, iktidarı bulursun."
BDP'nin yapılan bu çağrıyı dikkate alacağını umuyorum. Çünkü Türkiye'nin 'devrimci halk savaşı'na değil, barışçıl bir çözüme ihtiyacı var.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019