Hilâl KAPLAN

Malatya davası mağdurlarının sesini duyun!
16.12.2012
3622

 Askerden irtica üzerine 'brifing' alıp, sonra da kendisine emir verenleri ayakta alkışlayan hakim ve savcıların adil ve tarafsız bir yargılama yapamayacağı herkesin malumu...

'Apoletli yargı'nın özellikle 28 Şubat'ta mağdur ettiği ve irtica adı altında Müslüman temsili olduğu için pek çok kişiye zulmettiği de herkesin malumu...

Ancak 28 Şubat yargı kararlarının iptali için Meclis'teki dört parti arasında da benzerine nadir rastlanan bir görüş birliği olduğu da herkesin malumu...

28 Şubat sürecinde sivil siyasete olduğu kadar yargı kurumlarına da müdahale edilmiştir.

Batı Çalışma Grubu adlı illegal yapı eliyle kontrol edilen, denetime tâbi tutulan yargı mensuplarının, 28 Şubat sürecinde verdiği siyasi kararlar gayri hukukî ve şaibelidir.

Dolayısıyla, 28 Şubat sürecinin yargılanmasının ve aydınlatılmasının tartışıldığı bugünlerde, 28 Şubat sürecinde alınan siyasi yargı kararlarının iptal edilip muhakeme yolunun yeniden açılması şarttır. Bu adım atılmadığı sürece, "28 Şubat bitti" beyanatları yok hükmünde kalmaya mahkûmdur.

Bugün, askerden brifing (brifing yazılır talimat diye okunur) alarak, nice masumun hakkına girmiş 28 Şubat kararları içerisinden, kamuoyunda "Malatya davası" olarak bilinen ve yargı kurumu adına utanç verici olan bir örnekten bahsetmek istiyorum.

Geçtiğimiz Cuma günü Mazlumder İstanbul Şubesi'nde, Akabe Vakfı, AKDAV, AKV, Anadolu Öğrenci Birliği, Anadolu Platformu, Fatih Akıncıları, Hikmet Vakfı, İHH, İnsan ve Medeniyet Hareketi, Medeniyet Derneği ve Özgür-Der'in de desteğiyle bir basın toplantısı düzenlendi.

28 Şubat dönemindeki hukuksuz yargılama sonucu Malatya Cezaevi'nde hapis yatan Zekeriya Şengöz ve Fahri Memur'un davasının yeniden görülmesi ve 28 Şubat yargı kararlarının iptal edilmesi talep edildi.

Toplantıda söz alan Malatya Davası müdafilerinden Fahri Memur'un avukatı Cüneyt Toraman, müvekkili hakkındaki suçlamalar içinde Cuma namazı kılmak, Yeni Şafak ile Akit gazetelerini okumak ve düğünde davul-zurna çaldırmamak gibi absürt ifadelerin olduğunu söylemiş. Ayrıca dönemin mahkemesinin sanıkların tamamını beraatına karar vermesine rağmen, Yargıtay'ın bu kararı bozup, hakimi değiştirerek iki sanığa da mahkumiyet kararı çıkarmasını sağladığını anlatmış.

Avukat Şadi Çarsancaklı ise Zekeriya Şengöz ve arkadaşlarının Malatya'da hayır işleriyle uğraşan bir derneğin yöneticileriyken, bir örgüt suçlamasıyla gözaltına alındıklarını ve beraat ettiklerini söyleyerek eklemiş: "Yargıtay'ın beraat kararını bozma ilamı 28 Şubat'ın bizatihi kendisini anlatır mahiyettedir. Beraat kararı 20 sayfa iken bozma ilamı 2-3 satırdır. 28 Şubat yargılamaları devlet baskısı altında gerçekleşmiştir ve gayrı meşrudur."

Yine dönemin mağdur sanıklarından birisi olan, Türkiyeli Müslümanların yüz aklarından Ramazan Kayan ise yaptığı konuşmada bu ülkede nasıl hukuksuzlukların işlendiğini gelecek nesillerinden de bilmesi gerektiğinin altını çizerek şunları söylemiş: "Ben sözde bir örgütün lideri olarak yargılandım. Sebep de başörtüsü mağdurlarına sahip çıkmamdı. Müslümanları sindirmek için pilot bölge olarak Malatya seçildi. Bu, inançlı insanların hak arayışlarını sekteye uğratmak için yapılan bir operasyondu. Biz bugün burada kardeşlerimiz için af istemiyoruz, hakkın tecelli etmesini, kardeşlerimizin acilen özgürlüklerine kavuşmasını istiyoruz."

Özellikle Nimet Baş'ın başkanlığındaki Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu raporunda 28 Şubat yargı kararlarına ilişkin tespitler ve bu hususta müstakil bir komisyon kurulması gerekliliğine işaret edilmesi de ayrı bir ümit vesilesi oldu. Darbe Komisyonu Alt Komisyon Başkanı Ak Parti Kayseri Milletvekili Yaşar Karayel ile komisyon üyesi Ak Parti Çankırı Milletvekili İdris Şahin de, geçtiğimiz Ekim ayında Zekeriya Şengöz ve Fahri Memur'u dinlemiş, meseleyle yakından ilgilendiklerini beyan etmişlerdi.

Ayrıca geçtiğimiz günlerde, CHP milletvekili Veli Ağbaba, Salih Mirzabeyoğlu davası için gösterdiği hassasiyeti Malatya davası mağdurları için de sürdürerek Zekeriya Şengöz ve Fahri Memur ile kaldıkları Malatya F Tipi Cezaevi'nde görüştükten sonra yaptığı açıklamada şöyle demişti:

"Bu insanların haksızlığa uğradığına kalben inanıyorum. Adaletin tecelli etmesi için mutlaka haklarının, hukuklarının iade edilmesi gerekiyor. Çünkü bu insanların terör örgütü üyesi olmadığını herkes biliyor ."

Öyleyse vakit geçirmeden, Meclis'te de bu hususta bir görüş birliği yakalanmışken, adalet zaten 15 yılı aşkın süredir ayaklar altında kalmışken acilen harekete geçilmesi gerekiyor. 28 Şubat yargı kararları iptal edilsin!

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar