Hilâl KAPLAN

Ogün Samast’ın ifadesi
12.12.2014
1636

 “O dönemde (2007) Ergenekon’a dokunan yanıyordu. Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer, Türkiye”nin en karanlık noktasına projektörü tuttu. Bu iki isim Dink cinayetinin mağdurudur. Israrla bu iki şahsın ismi zikrediliyor. İstihbarat iç mantığına göre en son sorumlu tutulacak kişiler. Akyürek”in, Trabzon”da görev yapmasına bağlıyorlar. Görevini hassasiyetle yapan biri. Ancak cinayetin işlendiği dönemde daire başkanı olması onu bu paydaya dahil etti.”

Türkiye’nin en karanlık noktasından önce kendisini, sonra da övgü dolu sözlerle Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer’i ayıran kişi, Dink cinayeti sanıklarından Erhan Tuncel. Tuncel, Samast’ı cinayete hazırlayan Yasin Hayal’i bu hususta yönlendiren, hatta iddialara göre Hayal’in 2004’te McDonalds’ı bombalamasını da planlayan isim olarak biliniyor.

Ramazan Akyürek döneminde polis muhbirliğine başlayan Tuncel, bu satırları Zaman Gazetesi’nin gönderdiği sorular üzerine cevabî mektup şeklinde yazmıştı. Mektup, tam da Tuncel, Ocak 2012’de Dink davasından beraat ettikten sonra, Zaman’da yayınlandı. Tuncel’in beraati kamuoyundan büyük tepki toplamış, Dink suikastine ilişkin kuşkuları daha da pekiştirmişti. Tuncel’i kim koruyordu ve aslında Tuncel’i koruyarak kendini koruyor,  gölgesinin suret kazanmasından çekiniyordu?

Ancak bir sene sonra Yargıtay, Tuncel hakkındaki “kasten öldürmeye azmettirme” suçundan kurulan beraat hükmünün, Tuncel’in “Dink’in öldürülmesi suçuna yardım ettiği için mahkumiyeti gerektiği” gerekçesiyle bozulmasına karar verince Tuncel’in ifadeleri tersine döndü. Dink davasının yeniden görülmeye başlandığı Aralık 2013’teki ilk duruşmada şöyle diyecekti:

“Karşımızda polis yok. Bir cinayet şebekesi var. Ben hepsine iyilik ettim. Hepsinin ortak özellikleri yalancı oldukları ve adli mercileri yanıltmalarıdır. Cinayet çetesinin Ali Fuat ve Sabri Uzun ölüm ihbarı yapmamış ve yanlış rapor düzenlenmiştir. Ali Fuat ve Ramazan Akyürek çetenin üzerindedir. Beni bir numaralı sanık yapıp kendilerini saklamıştır. Oda TV, Cübbeli, şike, KCK, Hanefi Avcı suçsuz. Bunları yapan cemaat değil bu ikisidir. Ben bu şahıslara hiçbir kötülük yapmadım. Savcılık halen şahısların kurduğu tuzakla karşı karşıyadır.”

Tuncel’in ifadelerinin kahraman polislerden çeteci polislere dönüşmüş olması üzerine düşünmek, daha önemlisi iyi ya da kötü Tuncel’in neden dönüp dolaşıp bu iki isme odaklandığına bakmak gerekir ve elbette övücü sözlerin, tam da beraatının ardından Zaman Gazetesi’nde yayınlanmış olması üzerine de…

Geçtiğimiz günlerde, Dink’i öldüren Ogün Samast da ilk kez cinayetin arka planına ilişkin konuştu ve azmettirici olarak Akyürek ve Yılmazer’e işaret etti. Samast’ın ifade vermesinde farklı olan iki nokta var. Öncelikle Samast, arka plana dair ilk kez konuşuyor ve şimdiye dek konuşmak istediği iki seferde de adliyeye getirildiği ring aracına bomba konulması tehdidiyle karşı karşıya kaldığını söylüyor. İkinci olarak yine Tuncel’den farklı olarak, Samast’ın mahkûmiyeti onanmış durumda.

Buna ek olarak, Samast’ın ifadelerinden çok önce bildiğimiz bazı verileri de hatırlatalım:

Tuncel, polis muhbirliğine dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek zamanında başlamıştı. Tuncel, Dink’in öldürülebileceğini Akyürek’in yönetimindeki Trabzon Emniyeti’ne bildirmişti.

Dink davası avukatları, Akbank’ın cinayet günkü kamera kayıtlarının sabah ve öğle saatlerine ilişkin bölümünün Terörle Mücadele Şube’de görevli Selim Kutman”ın görev süresinde silindiğini ortaya koymuşlardı. Yine dava sırasında, Polis Başmüfettişi Levent Yarımel de, Yasin Hayal’in telefon trafiğinin Emniyet İstihbarat Dairesi’ndeki kayıtlarının bilinmeyen bir el tarafından silindiğini söylemişti. Bu dönemde Akyürek İstanbul Emniyet İstihbarat Daire Başkanı ve Yılmazer İstanbul Emniyet İstihbarat C Şube Müdürü’ydü.

Yine 12 Kasım 2008’de tamamlanan Başbakanlık Teftiş Kurulu’nun ilgili raporunda, cinayet işlendiği sırada Trabzon Emniyet Müdürü olan Reşat Altay, İstanbul Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer ve İstanbul Emniyet İstihbarat Daire Başkanı (Trabzon Emniyet Müdürlüğü’nden bu göreve getirildi) Ramazan Akyürek’in de aralarında bulunduğu 19 polis suçlanmış ve haklarında soruşturma açılması istenmişti. Ancak Dink cinayetinde sorumluluğu bulunduğu düşünülen kamu görevlileriyle ilgili soruşturma dosyası 17 Aralık sürecine kadar, 25 Aralık’ın savcısı Muammer Akkaş’a aitti. ‘Görevi gereği’ Başbakan’ın evinin kapısına dayanmayı göze alan Akkaş, Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer’in de içinde bulunduğu kamu görevlilerini soruşturmak noktasında hiçbir şey yapmadı.

Samast’ın söyledikleri, hâlen aydınlatılmayı bekleyen bir cinayetin tetikçisi olduğu için önem taşıyor. Davayı şimdiye kadar kendi amaçları için siyasallaştıran Gülenci polis şeflerini Tuncel’den sonra Samast’ın da ele vermesi önemlidir. Artık mızrak çuvala sığmıyor. Mevcut savcının Gülencilerle aynı hataya düşmeden, davayı siyasallaştırmadan aydınlığa ulaştırmasını bekliyoruz. Hrant için, adalet için!

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar