Böylelikle Davutoğlu, karar alma ve uygulama açısından parti üzerindeki tasarruf gücünü nerdeyse tümüyle yitirmişti.
Bu kırılmada, 1 Kasım seçimlerinden sonra il ve ilçe başkanı atama sürecinde istişare etmeden ve başarılı, çalışkan, halkın sevdiği başkanların bile tasfiye edilip yerine istisnalar hariç teşkilata uzak kişilerin getirilmesi gibi kararların alınması etkili olmuştu elbette. Ama bundan çok, Davutoğlu'nun 20 aylık Başbakanlık performansı sürecinde oluşan bazı çatlaklar bu sonucu doğurdu.
Bazen zaaf denebilecek şekilde vefalı olan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ve parti MKYK'sının neden bu kararı aldığını soğukkanlı yaklaşarak analiz etmek gerekir. Pek çok başlık var ama onlardan bazıları:
Erdoğan'ın rızası alınmadan Dolmabahçe açıklamasının yapılması ve ardından gelen Öcalan'la görüşecek İzleme Komitesi girişimi.
Milletvekili aday listeleri hazırlanırken istişareden kaçınılması.
7 Haziran seçimlerine gidilirken Başkanlık sisteminin birkaç cümle hariç hiç savunulmayarak Erdoğan'ın şahsi meselesi gibi gösterilmesi.
Ekonomi yönetiminde 'faizci' anlayışa aykırı bir paradigma geliştirilmesine uzun süre direnilmesi.
AB ile Schengen süreci, sanki Erdoğan'ın Başbakanlığında 2013'te başlamamış gibi 'mültecileri al, Schengen'i ver' şeklinde formüle edilen bir pazarlık görüntüsünün verilmesi.
AB ile yakınlaşırken, Avrupa Parlamentosu Başkanı Schulz'un 'muhatabımız Erdoğan değil, Davutoğlu'dur' açıklamasında olduğu gibi 'arayı açacak' söylemlere hiç itiraz edilmemiş olması.
Valiler Kararnamesi'nin tercih farklılıkları yüzünden aylarca ertelenmesi; bazı bakanların müsteşar atamasına bile izin verilmemesi;
Ankara'ya Emniyet Müdürü atanmasının gecikmesiyle ayyuka çıkan atama krizleri, vb...
18 Ağustos 2014'te, "Başbakan Adayım" başlıklı yazımda, Davutoğlu'nun Başbakan olmasına açıktan destek vermiş bir isim olduğum için bu tabloyu arz etmek benim açımdan oldukça zor.
Ancak sistem dönüşümü, ekonomik atılım, inşa ve ihyadan ziyade, partiyi ve devleti kontrole ağırlık verip, yabancı ülkelerle ilişkiyi güç kazanmanın bir vesilesiymiş gibi konumlandırmak maalesef bunu gerekli kılıyor.
Yabancı basının başlıklarında bile 'Davutoğlu iktidar mücadelesini kaybetti' denmesi çok şey anlatıyor. Zira Cumhurbaşkanı ve parlamentonun halk tarafından seçilmesine uygun olarak sistemin dizayn edilmesi gerekirken, iktidar mücadelesine girişildi.
Bununla beraber Davutoğlu, 2014'teki Genel Başkanlığı kabul konuşmasında dile getirdiği, "Bizde kongreler parçalanmaya değil, bütünleşmeye, yeniden enerji üretmeye vesiledir. Faniler için yenilenme kaçınılmazdır. Baki olan davadır" sözlerinin hakkını vermiştir.
Ak Parti'nin yolunun açık olmasını, bu ülkenin yolunun açık olması ile eşdeğer gördüğüm için, gelinen noktanın hayra vesile olmasını diliyorum.
Hilâl KAPLAN
Buraya nasıl gelindi?
6.02.2016
1618
Geçtiğimiz cuma günü, Ak Parti Merkez Karar ve Yürütme Kurulu üyelerinin, üç kişi hariç, il ve ilçe başkanı atama kararını Başbakan Ahmet Davutoğlu'ndan alması, gelmekte olana dair en somut işaretti aslında.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019