Hilâl KAPLAN

Mavi Marmara itibarımızı mı sarstı?
1.07.2012
3449

 Bazı yazarlar -Allah muhafaza- Suriye'ye girmeye kalktığımız takdirde cephe komutanlıklarına talipler sanırım. Yazı geçmişlerine baktığınızda, PKK meselesinde alabildiğine barışçıl yöntemleri savunan, Kandil'e girmekle mesele hallolmaz' diyen bu kalemlerin ne hikmetse iş Suriye'ye gelince gözlerini kan bürüyor. Önce hükümeti İttihatçılıkla suçlayıp, ardından 'Suriye'ye Türk bayrağı diktik mi, bu iş tamam' kıvamında yazılar dercediyorlar.

Üstelik Suriye Ulusal Meclisi başta olmak üzere muhalifler bile herhangi bir gücün askerî müdahalesine karşı olduklarını beyan etmişken bu savaşkan liberalliğin nereden sadır olduğunu anlamak mümkün değil.

Ülkeyi savaşa sokmaya kararlı görünen bu yazarların en önemli iddiasını da İsrail'e 'gereken' cevabı vermediğimiz için Mavi Marmara saldırısı sebebiyle Türkiye'nin büyük itibar kaybına uğradığı oluşturuyor.

Bu argüman, sizi de 'aynı gezegende mi yaşıyoruz acaba' sorusuna sevk etti mi?

Mavi Marmara saldırısında şehit düşen kardeşlerimiz ve ardından Türkiye devletinin İsrail'e yönelik tutumu kadar ülkemizin uluslar arası arenada özellikle Ortadoğu bölgesinde itibarını artıran başka bir kırılma noktası var mıdır? Nasıl ki 'one minute' çıkışı Tayyip Erdoğan'a çizilmesi zor bir karizma bahşettiyse, Mavi Marmara da özellikle Ortadoğu halkları nezdinde Türkiye halkını farklı bir yere koymuştur.

İlle Mavi Marmara'nın itibarını sarstığı bir ülke arayışındaysak, o ülke şüphesiz İsrail'dir. Mavi Marmara sayesinde İsrail, kurulduğu tarihten bu yana uluslar arası kamuoyu tarafından en çok yalnızlaştırıldığı zamanları yaşamaktadır. 'Haydut devlet' olarak tarif edilen bir devletin itibarı, bazılarına Türkiye'den daha üstün geliyorsa; onlara naçizane tavsiyem 'itibar' kelimesinin sözlük anlamına bir daha bakmaları olacaktır.

Ayrıca her fırsatta sivil toplumun devletten özerk olması gerektiğine vurgu yapan ve özgün muhalefet imkânının bu sahadan neşet edebileceğine dair güzellemelerini okuduğumuz yazarlar nasıl oluyor da sıra Mavi Marmara'ya gelince 'devlet müdahaleciliği' safına katılabiliyorlar? Devletin, uluslar arası bir sivil toplum organizasyonunun bir parçası olan Mavi Marmara'ya engel olması gerektiğini hangi ilkeye binaen ileri sürebiliyorlar? Uludere'deki devlet terörüne dikkat çekenlerin muhalefetini öv; Filistin'deki devlet terörüne dikkat çekenlerin devlet tarafından durdurulmasını savun; anlayan beri gelsin.

İşin en çarpıcı yanı, 'Ortadoğu bizden sorulur demek için Suriye'ye girelim' diyen yazar tayfasıyla 'Ortadoğu'yu bu kadar önemsemeyin' diyenlerin aynı çizgide buluşmasıdır. İlginç zamanlardan geçiyoruz vesselam...

Başbakan da mı 'suçluyu övmüştü'?

Ferhat Tunç, geçtiğimiz yıl 1 Mayıs'ta yaptığı bir konuşma sebebiyle iki yıl hapis cezasına çarptırıldı. Suçu, Kemalizm karşıtı görüşleriyle bilinen ve devrimcilerin kült isimlerinden olan İbrahim Kaypakkaya'dan olumlayarak bahsetmekten ibaret. Konuşmasında şöyle demiş: 'İbrahim Kaypakkayaların, Deniz Gezmişlerin, Mahir Çayanların, Mazlum Doğan'ın yoldaşları merhaba.'

Türk Ceza Kanunu bağlamında bakacak olursak sayılan tüm bu isimlerin hepsi hüküm giymiş isimler, Kaypakkaya hariç. Çünkü o mahkemeye bile çıkarılamadan, muhtemelen göz altında yapılan işkenceler sonucu hayatını kaybetmişti ve ölümü tabii ki kayıtlara 'intihar' olarak geçirilmişti. Ancak günümüzde Başbakan Erdoğan'dan ana muhalefet lideri Kılıçdaroğlu'na kadar darbe dönemlerinde zulmedilen gençlik liderlerinin isimleri olumlu biçimde, mazlum kimliklerine dikkat çekilerek ele alınıyor. Ama Ferhat Tunç'a gelince, mesele nedense boyut değiştiriyor.

'Kaypakkayaların yolu'ndan çok şükür oldukça beri olan birisi olarak sormak zorundayım: Bugüne kadar söylediği şarkılardan yaptığı konuşmalara dek defalarca yargılanan Ferhat Tunç'u diğerlerinden ayıran nedir? Yoksa 2011 seçimlerinde BDP'nin desteğiyle Dersim'den milletvekili adayı olması mı?

Daha ironiği ne biliyor musunuz? Tunç'un örgütün propagandasını yapmakla suçlandığı ve hüküm giydiği MKP, 2011 seçimlerini boykot ettiğinden bu örgüt mensuplarından Tunç'a tek oy gitmemiş.

İfade özgürlüğünün açık ihlali olan bu kararın Yargıtay tarafından bozulmasını ama en önemlisi herkese 'terör suçlusu' muamelesi yapılmasına imkân sağlayan Terörle Mücadele Kanunu'nun gözden geçirilmesini temenni ediyorum.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar