Mehmet BARLAS

Mehmet BARLAS
Mehmet BARLAS
Sabah Tüm Yazıları
Beyaz perdede yakın tarihi yeniden yaşamak mümkündür
4.02.2018
805

 90'ıncı Oscar dolayısıyla aday olan filmleri bulabildiğim ölçüde izlerken, bu arada izleme fırsatı bulamadığım bazı diğer filmleri de izledim.

Ama en fazla yoğunlaştığım konu, yakın tarihe ışık tutan senaryolar üzerine yapılmış filmlerdi.
"Darkest Hour", "The Post", "Secret Man", "Victoria ve Abdul" gibi, Anglo-Amerikaniçerikli filmlerin yanında Şili yapımı "Allende" ve Çek yapımı "The Devils Mistress"i de izledim. Bu filmleri izledikten sonra yakın tarihe ilişkin bakış açılarım daha da derinlik kazandı.

En karanlık saat 
Örneğin "Darkest Hour"da Churchill'in başbakanlığının ilk ayında Hitler 'sının yarattığı tehdit yüzünden cehennem azabı yaşadığını izlerken, aynı azabı 30 Ocak-1 Şubat 1943'teki Adana Konferansı'nda Churchill'le masaya oturan o dönemin Cumhurbaşkanı 'nünde yaşadığını hatırladım. Türkiye'nin de 2'nci Dünya Savaşı'na katılması için Churchill'in İnönü'ye baskı yaptığı bu konferans için Churchill'in özel doktoru Lord Moran hatıratında "İnönü azap çeken bir can görünümündeydi" demişti. Bu arada Churchill Dışişleri Bakanı Eden'a "İnönü beni öptü seni öpmedi" diye de takılmıştı.

Allende 
Şili yapımı "Allende"yi izlerken, bu ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanı'nın 1973'ün 11 Eylül günü bir Amerikan yapımı askeri darbeyle nasıl devrilip öldürüldüğünü yine canım yanarakhatırladım. Bizim 15 Temmuz'da olduğu gibi o gün de Şili ordusunun uçakları 'nı bombalamış, tanklar Allende'yi savunanlara ateş açmıştı.

Şeytanın metresi 
Çek yapımı ""te ise, Hitler'in Propaganda bakanı olan Göebbels'in metresi olan çok güzel bir Çekoslovak aktrisinin, savaş sonrasında yaşadıklarını konu olarak almıştı. Ama bu süreçte Nazi Almanya'sının tepesindeki ilişkileri de öğreniyordunuz.

Osmanlı subayı ve kelebekler 
Bu filmleri izlerken bizim yakın tarihimizin senaryolaştırılabilecek ne kadar çok olaya sahne olduğunu düşündüm.
İdeolojik saplantılardan arınmış yakın tarihe ilişkin filmler mutlaka ilgi görürdü.
Mesela Alinur Velidedeoğlu'nun da yapımcılarından olduğu "Osmanlı Subayı" bu tür filmlere örnekti. Bu arada Metin Anter'in yapımcısı olduğu "Kelebekler" filminin de, Oscar'dan sonra en itibarlı ödül olan Sundance Film Festivali'nde birincilik kazandığını da hatırlatayım.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar