Salih Tuna
Yarbay Levent Türkkan'ın, “Personel şubesinde subayından astsubayına, generaline kadar paralelci olmayan yoktur”ifadesi üzerinde geçen yazımda duracaktım, bugüne kaldı.
Çünkü…
Kozmik Zampara Şeref “pat” diye araya girdi. Demek ki, nasip bugüneymiş ne yapalım.
Dikkat isterim, Yarbay Levent Türkkan herhangi biri değil.Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar'ın FETÖ mensubu emir subayı.
İfadesi gerçekten dehşet verici; personel şubesinde paralelci olmayan yoktur diyor, daha ne desin!
Hatırlarsanız, Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok da, askeri yargınınalayı FETÖ'cüdür demişti.
GATA'dan bir binbaşı doktor da feveran ederek, GATA'nın yüzde sekseninin Fetullahçı olduğunu dile getirmişti.
Hava Kuvvetleri'ni hiç konuşmayalım, direkt dizlerimizi dövelim daha iyi.
Hal böyleyken FETÖ'yle mücadele diye fasoncu mesabesindeki “elemanlara” vakit kaybetmenin anlamı var mı?
Aklınıza ne oldu; tehditte öncelik diye bir şey yok mu?
Lafın düzünü edelim; FETÖ'yle mücadelede tehdit öncelikli 5 alanvardır ki, asla ertelenemez, geciktirilemez, savsaklanamaz.
Bunlar TSK, polis, istihbarat, yargı ve özel güvenliktir.
Sakın buralar temizlendi denilmesin. Daha geçen hafta MİT'ten 87 “eleman” atıldı, haberiniz olsun. (Raporları doğrultusunda devletten temizlik yapılan MİT'in şu haline bakın da gerisini hesap edin.)
Yargı derseniz, Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığıFETÖ iddianamesi, 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından daha yeni reddedildi.
Gerekçi mi?
FETÖ / PDY'nin örgüt olduğuna dair resmi bir belge bulunmuyormuş.
Onca yaşanandan sonra bu karar…
18. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi İlhan Karagöz'ün Fetullah Gülen'i mahkeme kararıyla “Mehdi” ilan etmesinden daha az garip değil.
Hülasa edecek olursak, TSK, polis, istihbarat ve yargıda daha yapılması gereken çok iş var besbelli. (Özel Güvenlik mi? Benim bildiğim henüz bir şey yapılmış değil.)
Bütün bunlar bihakkın yerine getirildikten sonra (güvenlik bürokrasisi ve kritik yerlerde bulunmayan) sıradan memurlara falan sıra gelirdi.
Bir de, sürgit “onu attım bunu tuttum” yaklaşımıyla FETÖ'yle mücadele edilemez.
Medya, akil insanlar, akademisyenler, sivil toplum örgütleri, cemaatler, özellikle de Diyanet İşleri mücadeleye omuz vermelidirler.
Mesela, “Mescid-i Dırar” mesabesindeki “paralel din” anlayışına karşıDiyanet İşleri 2013'ten beri ne yaptı ne yapıyor, çok merak ediyorum.
Gördüğüm şu: Hâlâ Erdoğan diyecek de onlar da yapacak, yoksa umurlarında değil.
Bu arada kimsecikler yanlış anlamasın: Direkt güvenlikle alakalı mezkur 5 öncelikli sahanın dışında kalan her şey önemsizdir, demiyorum.
FETÖ'nün “eleman” devşirme merkezi olarak kullandığı dershaneleri, psikolojik harp görevi ifa eden medyası kapatılmalı ve TUSKON gibi finans kaynaklarının da üzerine gidilmeliydi.
Öyle de yapıldı.
Gelgelelim, genel sekreter yardımcılarına varıncaya kadar FETÖ'cü kaynayan, yıllarca FETÖ'ye finans kaynağı olan belediyelerde hâlâ “tık” yok.
Genel sekreterlerden daire başkanlarına kadar “FETÖ'ye hizmete” aynen devam ediyorlar.
Üç-beş gariban işçiyi atmakla göz boyayacaklarını sanıyorlar galiba. Dertleri sadece göz boyamak mı, ondan da emin değilim.
Zira, geçenlerde 5 Alevi işçi kardeşimizi işten çıkarmışlar. Neymiş efendim, FETÖ'ye bağlıymışlar.
Bu işçilerin FETÖ'yle uzaktan yakından alakası olmadığını bilen Alevi dernekleri de haliyle infiale kapılmış.
Lakin tepkimizi göstermeden evvel bir konuşalım bakalım, demişler.
Hakkaniyetine güvendikleri, hiçbir ayrım gözetmeden insanların derdiyle ilgilendiğine şahit oldukları AK Partili bir ilçe başkanınabaşvurmuşlar.
O ilçe başkanı da sağ olsun bu sorunu çözmek için adeta yırtınmış.
Dahası, “Kardeşim, bu işçilerimiz FETÖ'cü değil, bunları siz nasıl işten çıkarırsınız?” diye çıkışmış. “Ama onlar GEZİ'ci” cevabını alınca da, “siz neyin intikamını kimden alıyorsunuz” yollu ağzına geleni söylemiş.
Sonuçta sorunu çözmüş ama anasından emdiği sütü de burnundan getirmişler.
Gezi'de çadır yakan kafayla Alevi işçiyi FETÖ'cü diye işten çıkartan kafa aynı kafadır.
Bu kafalarla işimiz zor.
“Üst aklın” taşeronu FETÖ ile mücadele “üst bilinçle” yürütülmeli. Ben bunu bilir bunu söylerim.
Bunun için de her şeyden evvel “siyaset” şart.
Siyasetçiler bütün ipleri “güvenlik bürokrasine” verip adeta kendi kendilerini açığa alırlarsa, iddia edildiğinin aksine devlete değil, bizzat siyasete “OHAL” uygulamış olurlar.
Bu da siyasetin taklaya gelmesi, yani, kendi kendine darbe yapması demektir.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.02.2019
5.02.2019
21.02.2019
20.02.2019
19.02.2019
12.02.2019
6.02.2019
5.02.2019
31.01.2019
29.01.2019