Yalçın ERGÜNDOĞAN
Ekim Devrimi, insanlık tarihinin en muazzam hak, adalet ve özgürlük arayışının hayata geçirilme kalkışması, devrim. Bu şekilde kayda geçen Ekim Devrimi’nin 100. yılında, tüm dünyada çeşitli muhasebeler yapılıyor. O dönem Rusya’da geçerli olan Jülyen takvimdeki tarihleme ile 25 Ekim 1917, tüm dünyada bu anın “Ekim Devrimi” olarak kayda geçirilmesini sağladı. Günümüzde kullandığımız Gregoryen (miladi) takvime göre ise; 7 Kasım’ı işaret eden o gün; Kışlık Saray’ın da Bolşeviklerce ele geçirmesi ile Rusya’da Çarlık rejiminin devrilmesine sahne oldu.
‘Tüm Rusya Sovyetleri Kongresi’, geçici olarak kurulu bulunan Kerenski Hükümeti'nin düştüğünü ve iktidarın tümüyle Sovyetler'e geçtiğini ilân etti.
Böylelikle, sınıflı toplumsal düzenlere geçildiğinden beri 1871 Paris Komünü ile yaşanan çok kısa süreli (72 gün) deneyimden sonra, ezilen alt sınıfların ülke düzeyinde toplumsal düzen kurma pozisyonuna erişmeleri ilk kez gerçekleşmiş oldu.
* * *

1989 yılında yaşadığımız Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB)’nin çözülüş ve yıkılışının üzerinden 28 yıl geçti. Fiili olarak yaşanan 72 yıllık sürecin sonlanış serüveninin başlangıcındaki arayış ise; varlığını tüm yakıcılığıyla sürdürüyor. O nedenle de, bugün kapitalizmin vardığı aşamada, sınıf çelişkilerinin had safhaya ulaşmasının yanı sıra; doğayla, tüm canlı yaşamıyla ve gezegenin geleceği ile yaşadığı büyük çelişki Paris Komünü gibi, Ekim Devrimi’ni de yaşanmış bir deney olarak canlı tutuyor.
Ekim Devrimi ve SSCB deneyimi o nedenle üzerinde çok daha fazla konuşulmayı, tartışılmayı gerekli kılıyor, bu yönde çabayı bekliyor.
Bu çerçeveden, önceki gün Gazete Duvar’da yayınlanan İrfan Aktan’ın, Ertuğrul Kürkçü ile Ekim Devrimi’ni konu alan, “Sovyetler Birliği yıkılmasa Marx yanılmış olurdu” başlıklı röportajını çok kıymetli buldum.
Hamasetten uzak, ciddi değerlendirmeler barındıran bu röportajda Ertuğrul Kürkçü çok önemli noktalara temas ediyor.
Ben de, Ertuğrul Kürkçü’nün röportajda, Ekim Devrimi sonrası SSCB’nin Türkiye’deki sol, sosyalist hareketler üzerine yaklaşımını içeren bölüme, biraz da kendi deneyimlerimin ışığında eklemeler yapma gereğini hissettim.
Kürkçü söz konusu röportajda, (tarihi) Türkiye Komünist Partisi (TKP) ve Komintern, SSCB politikaları üzerine şunları ifade ediyor:
“Sovyet devletiyle Kemalist rejim arasındaki ilişkilerin işçi sınıfı siyasetine tercümesi bakımından Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin tutumu her zaman belirleyici oldu. Gerek Mustafa Suphi'lerin katli sırasında ve sonrasında Türkiye ve SSCB arasında sürüp giden ilişkiler, gerekse daha sonra faşizmle savaş dönemi politikaları açısından bakınca… Örneğin Sovyetler’in özellikle 1935’ten sonra Almanya’ya karşı tarafsızlaştırmayı ya da ittifak kurmayı umduğu ülkelerin desteğini sağlayabilmek için komünist partilerin bu ülkelerdeki muhalefetini ve etkinliğini minimize etme taktiği TKP’nin de geleceğini çok kuvvetle belirledi.” “…Komünistlerin rejimi desteklemesi çağrısında bulunuyor Komintern. Yeraltındaki partiyi kapatın, dağıtın ve CHP’nin kitle örgütleri içinde eriyin diyor!”
“Bu Sovyetler Birliği devleti için uygun bir taktik olabilir. Sovyet dış siyaseti açısından, Nazi yanlısı siyaset izlememesi için İsmet Paşa hükümetini ayakta tutmanın önemli olduğunu, bu yüzden Türkiyeli komünistlerin geri çekilmelerini sağlamanız gerektiğini düşünebilirsiniz. O zaman da TKP’yi desantralize etmeyi, açıktan faaliyet yürütmemesini, gidip CHP’nin kitle örgütleri içinde çalışmasını isteyebilirsiniz. Ama bu Türkiye’deki hareketin bağımsız gelişmesini de kötürümleştirmez mi? Sovyetler Birliği devleti için 'iyi' olan bu taktiğin Türkiye devrimi için 'kötü' olması onulmaz bir çelişki değil mi? Bu kötürümleşmenin etkilerini biz hâlâ Türkiye solu içinde görüyoruz.Tabii; Türkiye’deki komünist hareketi Kemalizmle zorla akrabalaştıran, onda bir cevher bulmaya sevk eden bir düzeyden bahsediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin kendi iç çelişkilerinin yaratmış olduğu devrimci imkânlardan beslenmek yerine iki devlet arasındaki ilişkilerin yarattığı imkân ya da imkânsızlıklardan komünist hareketi sebeplendirme ya da mahrum bırakmaya yönlendiren bir düzey bu. Böyle bir uluslararası siyaset, Türkiye’de devrimci düşünüşü, komünist faaliyeti daha baştan sakatladı.”
SSCB ASLINDA ‘MİLLİ’ BİR DEVLETTİ…
Ertuğrul Kürkçü son derece haklı. Sosyalist siyasi hareket içinde yıllarını Sovyetik bir çizgide eylemlilik içinde (TKP’de) geçirmiş biri olarak olayların sıcaklığından çıkıp, soğukkanlı bir şekilde geçmişteki yaşanmışlıkları değerlendirdiğim yıllarda, pek çok gerçekle yüzleşmiştim. Halâ da sürdürüyorum. Enternasyonalizmin merkezi, odağı olarak gördüğümüz SSCB; (analizi başka yazıların konusu olacak diğer nedenlerle de) sandığımızın tersine aslında ‘milli’ bir devlet idi.
Marksist kuram doğrultusunda hareket ederek kurulmaya çalışılan yeni düzen, başarılı olabilmek için özünde bir dünya devrimini öngörmekteydi. K. Marx’ın hayattayken beklentisi de bu doğrultuda idi ve en gelişmiş kapitalist ülkelerden bu çözülüşün, devrimler zincirinin hayata geçeceği şeklindeydi. Ama devrim, kapitalizme yeni entegre olmaya başlamış köylü yığınları ülkesi olan Rusya’da patladı.
Aslında, Lenin kısa süren ömründe, kaleme aldığı bazı makalelerinde ve parti toplantılarındaki konuşmalarında kendilerini bekleyen tehlikenin altını çiziyordu. Kurulan 3. Enternasyonal’in (Komünist Enternasyonal) esas gayesi de bir dünya devriminin eşgüdümünü sağlamaktı. Marx’ın kapitalizm tahlili ve diğer analizlerindeki temel bulgu ve vurgu da “bir dünya sistemi haline gelmiş kapitalizm çökertilmeden, yerine yeni bir sistemin geçemeyeceği” yönünde idi.

Oysa ki, SSCB’yi büyük ölçüde sona götüren olgu da (başka etkenlerin yanı sıra) J. Stalin’in “tek ülkede de olsa ele geçirilen iktidarı korumak” şeklinde özetlenebilecek, “tek ülkede sosyalizmin batı kapitalizmi ile barış içinde yaşanarak korunabileceği” yaklaşımı ve çabası idi. Stalin sonrası, bu politika daha da temellendirilip, kapsamlaştırılarak N. Kruşçev ve uzun L. Brejnev dönemlerinde “barış içinde bir arada yaşama” şeklinde teorileştirilip formüle edilerek, hayata geçirilmeye çalışıldı.
TKP’NİN DEVRİME UZAK DURMASI SSCB’NİN POLİTİKASI
SSCB ile en uzun sınırı olan ülke konumundaki Türkiye’nin SSCB’nin bu politikasından en fazla etkilenen ülkelerin başında geldiğini söylemek abartılı olmaz sanıyorum. Özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrası Alman faşizminin çökertilmesinden sonra SSCB’nin ‘Batı’ ile girdiği uzlaşı pozisyonu, sanılanın tam tersine Türkiye’deki sol ve sosyalist hareketlere Sovyetler'den destek değil, tam tersini sağladı.
İzlenen ‘denge’ politikası ve SSCB’nin ‘milli’ varlığını koruma çabası, Türkiye’deki rejimin “solun arkasında SSCB var” şeklinde yürütülen sola dönük baskı ve sindirme operasyonlarının tamamen bir illüzyondan öteye değeri olmadığını bugün çok net ortaya çıkarıyor.
İkinci Dünya Savaşı yılları ve sonrası SSCB ve Sovyetler Birliği Komünist Partisi (SBKP), TKP’nin hiçbir zaman Türkiye’de bir rejim değişikliğine yönelik örgütlenmesine ne yeşil ışık yakmış, ne de katkı vermiştir. Bunu artık netlikle söyleyebiliriz.
Bugün, Ekim Devrimi’nin 100. yılında, başka bir dünyanın mümkün olduğuna inananlar olarak arayışlarımızda, bu muazzam deneye büyük değer biçiyor ve saygı duyuyoruz elbette.
Bu nedenle, sorgulamalarımız ve deneyimlerimizin yerel ve evrensel ölçekte paylaşılması da büyük önem taşıyor. Ben de, Ekim Devrimi’nin 100. yılını vesile ederek, zaman zaman bu konuya devam etme niyetindeyim…
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları

























































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.12.2019
3.02.2019
26.11.2019
4.01.2019
29.10.2019
8.07.2019
8.07.2019
3.06.2019
4.02.2019
28.01.2019