Yıldıray OĞUR
Türkiye, 2016 yılında Kut-ül Amare Zaferi’nin 100. Yıldönümünü görkemli etkinliklerle kutlamıştı. 29 Nisan 1916 günü Kûtü'l-Amâre'ye sıkışmış bulunan General Townshend komutasındaki 13 bin kişilik İngiliz tümeninin 143 günlük bir kuşatmadan sonra şehri ve kendilerini Halil (Kut) Paşa komutasındaki Osmanlı ordusuna teslim etmesiyle kazanılan zafer, aslında 100. Yıldönümü yaklaşırken yeniden hatırlanmıştı. Pek çok insanın adını ilk olarak 100. Yıldönümü kutlamalarıyla duyduğu, okullardaki tarih kitaplarında bahsedilmeyen bir zaferdi bu. Bu unutkanlık da “bize bu zaferin birileri tarafından unutturulması”yla açıklanmıştı. Peki, 1917 yılında, daha üzerinden bir yıl geçmeden bize Kut-ül Amere Zaferi yeniden unutturan kimlerdi? Çünkü zaferin 101. Yıldönümü için herhangi bir devlet töreni yapılmadı, liderlerden mesajlar yayınlanmadı.
Belki de aslında hiçbir zaman mesele bir unutkanlık meselesi değildi. Çünkü 2017 yılı pek de hatırlanmak istenmeyen başka olayların da 100. Yıldönümüydü. Onlardan biri 23 Şubat 1917’deki İkinci Kut Muharebesi’ydi. Eğer Wikipedia 2017 yılında kapatılmasaydı, sadece bir cümle de olsa bu muharebenin ne olduğunu öğrenebilecektik:
“İkinci Kut Muharebesi, 23 Şubat 1917'de, I. Dünya Savaşı'nın Irak Cephesi'nde yapılan bir muharebedir. Birinci Kut Muharebesi'nde Osmanlı kuvvetleri tarafından yenilen İngilizler, bu muharebede Kut'u ele geçirmişlerdir.”
Yani, Kut-ül Amere Zaferi’nden 10 ay sonra İngiliz ordusu Kut’u Osmanlı’dan geri almıştı.
Yine Wikipedia kapalı olmasaydı, 2017’nin, Wikipedia Türkçe sayfalarında kısacık bir cümleden ibaret olan bir başka tarihin de 100. Yıldönümü olduğunu öğrenebilecektik:
“Bağdat’ın düşmesi; Birinci Dünya Savaşı’nda İngiliz ordusunun Bağdat’a girmesidir.” (11 Mart 1917)
Ve eğer Trump, ABD Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma kararını açıklamasıydı, muhtemelen 2017’in Osmanlı’nın Kudüs’ü kaybetmesinin de 100. Yıldönümü olduğunu kimse hatırlamayacaktı. (9 Aralık 1917)
Muhtemelen 1918 yılının şu olayların 100. Yıldönümü olduğunu da hatırlamayacağız; 1 Ekim Şam’ın kaybı, 8 Ekim Beyrut’un düşmesi, 26 Ekim Halep’in düşmesi, 30 Ekim Mondros Ateşkes Anlaşması’nın imzalanması, 2 Kasım İttihatçı liderlerin ülkeden kaçması...
Tarihsel hafızada zaferlerin yüceltilip yenilgilerin göz ardı edilmesi ilk defa bizim aklımıza ve başımıza gelmiyor.
Ama her gün bahsedip, övündüğümüz 100 yıl önceki imparatorluğumuzun nasıl çöktüğünü ve hala üzerinde yaşadığımız coğrafyaya nasıl çekilmek zorunda kaldığımızı, yaşanan travmaların yüzüncü yıldönümünde bile unutmayı tercih etmek pek sağlıklı görünmüyor.
Aslında 100 yıllık bir unutkanlıktan bahsederken, bütünüyle bir vefasızlıktan, kendi tarihinden kopukluktan ya da cehaletten de bahsetmiyoruz, tabii ki onların etkisi de olmakla birlikte burada unutmak belki de farkında olmadan refleksif olarak ortak hafızamızın hayatta kalmak için yaptığı bir tercihti.
Ama travmalardan sonra sürekli yası ertelemek travmaları sürdürmekten hatta büyütmekten başka bir işe yaramadı.
Usulünce gömülmemişler bir gün geri döndüler. Genelde de başka bir benzer travmanın tetiklemesiyle.
Türkiye’nin büyük travmalarının 100. Yıldönümü olan 2017 yılında da böyle oldu.
2017, 15 Temmuz 2016 travmasının ardından, Türkiye’nin post-travmatik stres bozukluğunun bütün belirtilerini gösterdiği yıldı.
Darbe travmasının tetiklemesiyle geçmişin bastırılmış bütün travmaları 2017 yılında geriye döndüler.
Beka kaygısı, vatan hainleri, ajanlar, kumpaslar, korkunç kaos planları etrafımızı sardılar. Irak Kürdistan referandumuyla “işbirlikçi Kürtler”, Kudüs, Fahreddin Paşa tartışmalarıyla “Bizi arkadan vuran Araplar” geri geldiler.
2017’ye, 2016’nın travmalarının artık geride kalmış olduğu gibi beyhude ümitler ve dileklerle giren Türkiye, daha yılın ilk saatinde ülkenin en renkli, en güvenli, en pahallı mekanında yaşanan katliam haberiyle sarsıldı.
Onca darbe, terör saldırısına rağmen yeni yıla yine de İstanbul’da girmek isteyen çoğu yabancı 39 insan hayatını kaybettiği saldırının hemen arkasından üzerimize yağan komplo teorileri ise bizi bekleyen yeni yılın habercisiydi.
Anında birilerinin bulup servis ettiği bir videoya göre saldırı tıpkı eski bir tuhaf STV dizisindeki gibi bir Noel Baba tarafından işlenmişti. İddia o kadar büyüdü ki sonunda bizzat başbakan saldırganın Noel Baba olmadığını açıklamak zorunda kaldı.
Sonra saldırının talimatı Diyanet’in yılbaşı kutlamalarına karşı yayınlandığı son hutbeye bağlandı. Nihayet saldırıyı yapanın bir Özbek DAEŞ’çi olduğu anlaşıldı ama yine de kimse inanmadı.
Şüpheli bu kez saldırıdan yaralı kurtulan bir ABD’li eski asker işadamıydı. ABD’li adamın ülkeden çıkış görüntülerindeki mimikleri, gülümsemesi analiz edildi “işte böyle elini kolunu sallayarak çıktı” diye vahlanıldı.
Neyse ki aylar sonra yakalanabilen Özbek saldırgan her şeyi itiraf etti de gerçek ortaya çıktı. Tabii bundan sonra ortaya çıkan sıkıcı gerçekler kimsenin ilgisini pek çekmedi.
Ama nasıl girersen bütün öyle geçer kehaneti 2017 yılı için maalesef tuttu.
Yeni maceralar bizleri bekliyordu.
1 Nisan’da, ülkenin en ünlü bisküvi firmasının absürd bir 1 Nisan şakası reklam filminden suikast planı çıkarıldı. Reklam filmindeki sesler ses programlarıyla yavaşlatıldı ve alttan gelen kripto suikast mesajları deşifre edildi. Neyse ki isimsiz troll hesapların dahi anında deşifre edebildiği bu korkunç planlar yine karanlık güçlerin elinde patlamıştı. Bu yüzden Cumhurbaşkanı’nın evinin önünde sabaha kadar nöbetler tutuldu.
Sonra telefonları kapatıp, boğazı izleyerek Büyükada’ya gelmeleri tavsiye edilmiş, ikisi yabancı 10 aktivist kılığındaki ajan çıktı meydana. Kaos, ayaklanma, darbe vb aklınıza gelecek her kötülüğü havuza bakan, kapısı açık otel salonunda planlayacak kadar rahat hareket eden bu ajanlar, neyse ki bu kadar gizli bir toplantı için bula bula vatansever bir çevirmen bulmuşlardı da ülke bir kere daha direkten dönmüştü. Günlerce medyada planlar deşifre edildikten sonra aylarca hapiste yattılar. Delilsizlikten tahliyeleri bile Almanya ile hala bir sonucu görülmemiş “Adil Öksüz karşılığında esir takası” anlaşmasıyla açıklandı.
Ardından Türk Soros, hatta Türk Aron Feller ilan edilen Osman Kavala devreye girdi. Bütün kötülükler meğerse onun kafasından çıkmıştı. Onun gibi birinin, katılmadığı başka bir Büyükada toplantısına katılan bir Amerikalı akademisyenle telefonunun aynı yerlerde sinyal vermesi gibi bir açık vermesi herhalde beklenmiyordu. Halka henüz açıklanmayan gizli delillerle tutuklandı ve hala tutuklu.
Muhtemelen onun iddianamesinde yer alacak deliller de
“2011’de 2.500,00 TL gönderdiği H.A.‘nın oğlu olan A.K.,nin para yatırdığı Ş.A.'ya ait şirketin bir FETÖ’cü şirkete mal ve hizmet sattığı” tespit edilerek FETÖ’yle ilişkisi deşifre edilen Cumhuriyet gazetesinden Akın Atalay aleyhindeki deliller gibi olacak.
Kendi hataları için hesap vermekten cimri davranan devlet, vatandaşlarına hataları için ceza vermekte 2017 yılında da çok bonkör davrandı.
Yargıtay Başkanı’nın verdiği rakama göre Türkiye’de 7 milyon kişi şüpheli statüsünde. Bu rakam suç işleme ehli olan nüfusa oranlanırsa her 7 kişiden biri şüpheli
O şüphelilerden 11480’ine ise yılın son günlerinde devlet “siz artık şüpheli değilsiniz” dedi. 2017’ye işini kaybetmiş ya da hapse atılmış Bylockçu Fetöcüler olarak giren 11.480 kişinin yılın son günlerinde öyle olmadıkları açıklandı.
Bu 11.480 mağdur arasında olan eski AK Parti Yalova milletvekiline kendi partisinden kimse sahip çıkmadı, ziyaretine sadece CHP milletvekili geldi. Cumhuriyet gazetesinde muhasebeci, Habertürk televizyonunun spor spikeri ya da 30 yıllık Türkiye gazetesi yazarı olmak bile insanların bu suçlamaların mağduru olmasını engellemedi, kimse onlara inanmadı. Darbeden önce FETÖ aleyhine verdiği kararlarla bilinen bir hakim bile FETÖ’cülükten aylarca hapis yattıktan sonra ancak tahliye edilebildi.
Güvensizlik ve hoşgörüsüzlük dalgası o kadar büyüdü ki, en kibar eleştirileri yüzünden rahatsızlığa neden olan eski Başbakanlık müsteşarı ve Milli Eğitim Bakanı yazmayı bırakmak zorunda kaldı, eski Başbakan’ın üniversitede yapacağı konferans iptal edildi, problemli ve muğlak bir yasayı iki tweetle eleştirdiği için eski Cumhurbaşkanı bile günlerdir linç ediliyor.
2017, Türkiye’nin ecnebilerin tabiriyle post-truth (gerçek-ötesi) yılı oldu.
Ülkemiz bütün yılı zaman zaman halüsinasyonlar gördüren, zaman zaman sinir krizlerine sokan, güvensizlik, unutkanlık, bezginlik, umutsuzluk ve gelecek endişesi gibi belirtileri olan post-travmatik stres bozukluğuyla geçirdi. Yüksek ateşten gerçeklerle tendon bağlarımız biraz koptu.
Devlet bir taraftan beka kaygısıyla kitleyi bir arada tutmaya çalıştı, hepimizin aynı gemide olduğunu hatırlattı ama bir taraftan da sürekli gemiden birilerini aşağı attı ya da geminin rotasının yanlış olduğunu, söyleyenleri mahzene kapattı.
İnşallah 2018 sadece 2019’a doğru tampon görevi görecek bir yıl olarak kalmaz, ülkeden gitmek isteyenlerin sayısının azaldığı, mahkemelerden adalet bekleyenlerin sayısının arttığı, insanların çok çalışarak haklarıyla ve kimsenin torpili olmadan iyi yerlere gelebilecekleriyle ilgili güvenin yükseldiği, birlikte yaşayıp, ülkeyi paylaşabileceğimizle ilgili ümitlerin yeniden yeşerdiği, her eleştirinin ihanet, fitne olarak fişlenmediği herkes için adalet isteyeceğimiz, gerçeklikle, demokrasiyle, dünyayla bağlarımızı güçlendireceğimiz, birbirimize güvenmeye başlayacağımız bir yıl olur.
Bu dilekler bile yeni yılın ne kadar zor olacağının habercisi.
Ama yüzyıl önceden hatırlayacağımız tek şey travmalarımız değil.
Bundan yüzyıl önce tek tek şehirlerini kaybetmiş, orduları dağılmış, masaya zorla oturtulmuş, yöneticileri kaçmış bir ülkenin karamsarlığından yeni bir ülke doğurmayı başarmış bir halkın ümitvarlığı, heyecanı da yeni bir yıla girerken hatırlanmaya değer.
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.08.2025
2.08.2025
28.07.2025
26.07.2025
23.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025