Sezin ÖNEY
Çin’de, Komünist Parti Genel Sekreteri, Devlet Başkanı ve Genelkurmay Başkanı Hu Jintao, gelecek martta görevini bırakacak.
Hu, Rusya’nın en Kuzey’inde düzenlenen, Asya Pasifik Dayanışma Zirvesi’nde geçen cumartesi, bu yaklaşan görev değişikliği nedeniyle icraatlarını uluslararası bir platformda da sergilemek için 10 yıllık iktidarı boyunca yaptıklarını anlatı.
Bu “icraatın içinden” açıklamaları, Türkiye’de AKP’nin grup konuşmalarında, TRT’de yayınlanan “Ulusa Sesleniş” konuşmalarında, ekonomideki, altyapıdaki gelişmeleri sıralayan, “bu ülkeyi nereden nereye getirdik” mesajını veren Başbakan Erdoğan’ın söyledikleriyle çok paraleldi.
Çin ile Türkiye arasında paralel olan sadece Hu ve Erdoğan’ın (ve aslında Rusya’da Vladimir Putin’in) ekonomik bakımdan “ben olmasaydım, niceydi hâliniz” yaklaşımını sürekli yinelemesi değil.
Çin, Rusya ve Türkiye’nin ortak noktası, aynı zamanda siyasi şeffaflıktan çok uzak olmaları.
Çin’de Hu’nun yerine geçecek olan politikacı, Başkan Yardımcısı Xi Jinping, neredeyse eylül başından beri “kayıp”. Geçen hafta, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Singapur Başbakanı Lee Hsien Loong ve Danimarka Başbakanı Helle Thorning-Schmidt ile olan randevularına gitmedi.
Çin’de, politik meseleler üzerine yorum yapan 250 milyon blog yazarı olduğu iddia ediliyor; Xi’nin adı bloglarda yasaklandı ama, kendisine takılan “veliaht prens” gibi isimlerle hakkında bir sürü spekülasyon yapılıyor.
Tıpkı, Türkiye’de siyasete ilişkin sürekli yenileri üretilen komplo teorileri gibi Çin’de de, siyasi analiz ve yorum demek, biraz da komplo teorisi ve verilere dayanmayan spekülasyon demek.
Bugün Türkiye’de AKP analizi olarak okuduğumuz birçok şey, Çin üzerine tamamen, kısıtlı bilgi, bol hayal gücünden hareketle tahminler yapan uluslararası istihbarat uzmanlarının gelecek okumalarından farklı değil.
Açıkçası, Çin Komünist Partisi’ndeki liderlik yarışı, Bizans oyunlarıyla ilgili olarak, eğer meraklıysanız, uluslararası haber sitelerinden, Türkiye’de medyayı takip edip de Ankara’daki ayak oyunları üzerine öğrenebileceğinizden daha fazla (ve daha güvenilir) bilgiler de edinebilirsiniz.
Ayrıca, Çin’in üst düzey elitinin sağlığı hakkında mesela takınılan ketum tavır, aynı Türkiye’de Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Gül’ün, bazen haftalarca onları görevden uzak tutan sağlık sorunları konusundaki yuvarlak ve kısa açıklamalara benziyor. Çin’de Xi, bir “bel sorunu” yaşıyor. Türkiye de, “sindirim sistemi”, “kulak sorunları”...
Başbakan Erdoğan, Rusya ziyareti ertesinde, “Putin’e, Avrupa Birliği’ni boşverelim, bizi Şangay İşbirliği’ne alın dedim” mealinde bir açıklama yapmıştı. Evet, geçen temmuzda Kanal 24’te, Yiğit Bulut’un “Sansürsüz” programında olmuştu bu.
Geçtiğimiz haftalarda, Paris merkezli İnsan Hakları Federasyonu (FIDH) “Şangay İşbirliği’nin en büyük ortak işbirliği, bu organizasyonu insan hakları ihlalleri bakımından bir ‘araç’ olarak kullanmaları” sonucuna varan bir rapor yayınladı. 2001’den beri toplanan Şangay İşbirliği, Rusya, Çin, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Tacikistan’dan oluşuyor. Rapora göre, bu ülkeler, kendi aralarında yarattıkları “güvenlik” odaklı standartları, insan hakları ihlalleri için bahane olarak kullanıyor ve uluslararası hukuka tamamen sırtlarını dönmeye çabalıyorlar.
Çok güzel hareketler bunlar.
2007’deki en büyük endişelerimden biri, Türkiye’nin Çin veya Rusya benzeri bir otoriter, insan hakları ihlallerinin yaygın olduğu, iç toplumsal sorunların baskıyla göz önünden uzak tutulmaya çalışıldığı devlete dönüşmesiydi. Askerî vesayet eliyle...
Dünya, bildiğimiz hâlinden çıkarken, sadece “kötü örnekleri” izleyip, hak ve özgürlükler bakımından, gene ve yine sorun yumağı hâline gelmek, Türkiye’yi sadece dibe çekecek.
Hak ve özgürlükler alanındaki duruşu kaybederse bir ülke, aslında her şeyini kaybeder.
Geçtiğimiz gün 11 Eylül’ün yıldönümüydü; eğer, o saldırıya farklı bir yanıt verilmiş olsa, Irak’ın, Afganistan’ın işgali hiç yaşanmamış, Guantanamo Hapishanesi hiç açılmamış olsa acaba bugün ABD nasıl bir ülke olurdu? Mesele güçse, acaba ABD’nin nasıl bir gücü olurdu?
Bugün, Mısır’da, Libya’da en ufak bir tepki doğduğunda hâlâ nefretle Amerikan bayrakları yakılıyorsa, yapılan hataların bedelinin, daha yıllar yılı ödenmeye devam edeceğini, dahası ABD’nin bir daha eski uluslararası siyasi ağırlığına kavuşamayacağını öngörmek zor değil.
Şu an, Almanya-Danimarka sınırındayım. Sınırın olduğu yerde sadece ufak bir taş var. Bir gün, Türkiye’nin tüm sınırları da birer birer öyle “görünmezleşecekler”. Yok olacaklar demiyorum; ama torunlarımız belki, bir gün Suriye-Türkiye sınırında durup, bugün yaşanan sorunların anılarının üzerinden nasıl bir gelecek tasavvuru yaratabileceğini konuşacak.
Kilis’ten dalga dalga mevsimine göre yeşil veya sarı bir deniz gibi Halep’e uzanan ovada bir taşın önünde durup, “sınırın tam yeri neredeydi” diye tartışacak bugün daha doğmamış gençler.
Görünürde bir asker bile olmayacak, tek bir silah bile.
Ancak, Türkiye’nin siyaseti böyle bir gelecek ufku yerine, ters dönmüş hamamböceği gibi debelenmekle meşgul.
Hâlbuki sorunların değil çözümlerin parçası olarak “güçlenmek” de mümkün olabilirdi.
Danimarka-Almanya sınırında da her şey mükemmel değil. Bölgedeki politikacılar, gazeteciler, hep “insanların kafasındaki sınırdan” ve asıl kaldırılması zor olanın bu “görünmez sınırlar” olduğundan bahsediyor. Haftaya, bu konudan devam; sınırları zorlayarak...
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanGenel Yapay Zeka aslında bir büyük yalanın mı adı? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciPahalılık turisti de vurdu... 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENeler olacağını bilmek 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAKürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü... 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKKM kalktı, müjde! 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün10 yıl sonra nasıl bir Türkiye? 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENDiyanet iğneyi çuvaldızı kendisine batırırsa… 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİddia: Ziraat’te ‘Gizem B. skandalı’! “Günooo kızlar… Paralar sizin için yükleniyor” 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUAklını başına, vicdanı kalbine toplasan ya! 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNSuriye’de dahil olunacak bir ordu var mı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcı, sosyalist ve milliyetçi bir düşünür 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMete Tunçay mı yanılmıştı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBir hâkim Caprio'muz niye yok? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir Devletin ve Toplumun İçten İçe Çözülüşü 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNAK Parti’den yeni tarzı siyaset: seçmeni kazanamıyorsan seçileni kazan 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYargı, Mafya ve Beyaz Toros… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın gerekleri, Cumartesi Anneleri ve Ablam… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Alevi Hakları… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. Yılmazİpe un serme komisyonu mu? 21.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANBelediye başkanları ne yaptıklarının farkında mı? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSeyfettin Çilesiz’in çilesi 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu17 Ağustos ve 6 Şubat niye akılları başa getirmedi? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan24 yıl sonra CHP’ye muhtaç hale gelmek… 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024