Sezin ÖNEY
Türkiye’nin Suriye sınırında gerçekleşen ve Türk Silahlı Kuvvetleri uçaklarının hedef alması konusu ile ilgili gözden kaçan bir nokta var.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, bu “oyunla” NATO’yu, ABD’yi, Türkiye’yi hedef aldığı konuşuluyor da, asıl hedefin kendi ülkesi olabileceğine hiç dikkat çekilmiyor.
Putin’in, sadece TSK’yı hedef tahtasına oturtmakla değil, tüm Suriye tavrı, yani Suriye’deki savaşın ortasına atlamakla da, kendi ülkesini avucunun içinde tutmayı amaçlıyor.
Nasıl mı?
Öncelikle şuna dikkat çekeyim…
Rusya’nın Suriye’de doğrudan savaşa girmesine yönelik bir sürü yorum yapılıyor; yorumlar da genelde, uluslararası ilişkiler odaklı. Suriye’de kim kazanır, kim kaybeder, hangi ülke ne yapmalı, NATO’un rolü nedir…
Rusya’nın kendisi ve Putin rejiminin durumu, ne yapmaya çalıştığı; yani Rusya kapalı kutusunun içinde ne olup bittiği ile, Türkiye’de ilgilenen çok az.
Oysa, Rusya ve Türkiye, karşılaştırmalı olarak çalışmak, incelemek açısından çok ilginç örnekler. Örneğin son yıllarda, Türkiye’de Diyanet İşleri Başkanlığı’na yapılan iktidar vurgusu ile Putin yönetiminin, Ortodoks Kilisesi’ne yaptığı siyasi vurgu, kazandırdığı politik kimlik başlı başına bir inceleme konusu.
Rusya’nın savaş uçaklarını takdis eden Ortodoks rahiplerin görüntüleri veya Rus Ortodoks Kilisesi’nin Putin’in Suriye müdahalesini “kutsal savaş” olarak nitelendirmesine, Türkiye’de “eğlencelik haber” gözüyle bakılıyor. Oysa bu tarz hamlelerinin siyasette ve kamuoyu üzerinde ciddi karşılığı var Rusya’da. Günü gelip Türkiye’de de, güvenlik güçlerinin militarizm ile dindarlığı birleştirmeye başladığını da daha fazla konuşur olabiliriz.
Peki, Putin, Ukrayna’dan sonra neden Suriye’yi Rusya’nın savaş sahasına çevirdi?
Bir kere, iktidar gücünü televizyon ekranlarından alan bir liderden bahsediyoruz. Putin için ekranlara hükmetmek, Rusya’ya hükmetmek demek. Ve 1999’dan beri Rusya’nın kaderini elinde tutan Putin, “ABD hegemonyasına karşı Rusya’nın gücünü göstermesi” tezini işledikçe, televizyon ekranları başta, medya yoluyla bu propagandayı yineledikçe de kazanıyor.
Rusya devletinin medya üzerindeki propaganda makinesi, “barbar teröristlerle Batı’nın yarattığı pisliği temizleyen, Ortadoğu’ya medeniyet getiren güçlü ülke, güçlü ordu, güçlü lider, haklılığından ötürü dünya halklarının onayladığı ve ikiyüzlü Batı liderlerinin boyun eğdiği kurtarıcı ülke-lider” mesajını yayıyor.
Rusya halkı, ne kadar ülke dışında olan biteni, Rusya’nın ülke dışındaki olan rolünü konuşursa, ülke içinde ters giden şeylerden daha az haberdar olabiliyor.
Tam Putin’e destek düşerken birden dikkatin yoğunlaştığı Ukrayna Savaşı, artık Rusya’daki medyatik propaganda makinesi için “rutin haber” hâline geldi. Yani, Rusya’daki milliyetçilik ateşi, artık Ukrayna Savaşı ile körüklenemiyor. Yeni ve daha büyük, daha heyecanlı bir “manşete”, “flaş habere” ihtiyaç var.
Putin yönetimi, her şeyden önce Rusya algısının yönetilmesine dayalı bir halkla ilişkiler şirketine benziyor. ABD ile doğrudan karşı karşıya gelinen bir çatışma da, sadece ülkesinde değil ötesinde de sahne ışıklarını Putin’in üzerine çeviriyor. Batı İttifakı, güçsüz ve çaresiz gözükürken, sembolü ayı olan Rusya “kükrüyor”. Öte yandan, ABD ve Avrupa ülkelerinin kendi içlerindeki tartışmalara boğulup kalan “politikasızlığına” karşılık, Putin, hiçbir ilkeyle eli bağlanmayan, ülkesi adına her türlü riski alabilecek bir portre çiziyor.
Artı, Ukrayna Savaşı ile beraber, Rusya’yı ekonomik ve politik ambargolarla köşeye sıkıştırmış gözüken ABD ve Avrupa’nın güçlü ülkeleri, şimdi Putin’i muhatap alma durumunda. Birleşmiş Milletler Zirvesi’nde ABD Başkanı Barack Obama’nın Putin ile buluşması, Rusya’nın resmî ve devlete yakın medyasında, tam bir zafer olarak lanse edildi.
Rusya’nın ekonomik olarak zor durumda olduğunu, kamuoyunun bu savaşı desteklemeyeceğini ve “Putin’in biteceğini” sananlar, yanı başımızdaki, tarihî benzerliklerin çok olduğu bu ilginç ülkeyi tanımıyorlar. Hele Putin rejiminin nasıl çalıştığını hiç bilmiyorlar.
Putin’e göre politika, kazananın her şeye diş geçirdiği zalim bir savaş. Bugün, Rusya’da Suriye’ye müdahaleye kamuoyu desteği; farklı araştırmalara göre yüzde 14 ila 39 arasında. Ama Kremlin’in propaganda makinesi, bu konuyu işlemeye daha yeni başladı. Ve Putin, sadece kazanmaya, ülkesinde iktidarı asla kaybetmemeye odaklı.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYapıyorlar, oluyor ve bir şey de olmuyor 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Yargıya güvenin’ 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUABD Büyükelçisi bir şeyler söylüyor da, ne diyor? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRCHP'YE YAPILAN OPERASYONLARA KARŞI NE YAPMALI? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024