Sezin ÖNEY
Budapeşte’nin en güzel mahallelerinden 13. Bölge’de, şehrin en sevdiğim yerindeyim. Bir köşeden, camekândan dünyanın akıp gidişini seyredebilecek bir köşede...
Kul Nesimi’nin dediği gibi;
“Gah çıkarım gökyüzüne
hükmederim kaf-be-kaf
gah inerim yeryüzüne
yâr severim kime ne”...
Tam böyle bir nokta... Herşeyden uzak, herşeyin içinde... Sarki Fűszeres (Kutup Baharatçısı–http://sarkifuszeres.hu/) ufacık bir dükkân.
Dünyadan bir kutup uzakta, iri kar taneleri gökyüzünden süzülerek ağır aksak iniyor. Küçücük bu baharatçıda, önümde bir dumanı üzerinde kahve ve Macaristan’da bütün çocukların çok sevdiği çörek “kakaos csiga” (kakaolu salyangoz), arasına çikolata parçaları serpilerek sarmal gibi dolanmış bir tatlı pofuduk çıtır kule... Arkamda, çökmekte olan bir görkemin binnaz, şımarık keyfe keder eserleri.
Sarki Fűszeres, bir şarküteri-bakkal ve “Batı” dünyasının sofistike yiyecek ürünlerinden yüzlercesi yan yana, üst üste sıralanmış... Mesela, gül yapraklarıyla aromalandırılmış pembe himalaya tuzu, şekerkamışı şurubunda hibiskus çiçekleri, sıcak suda tomurcuk gibi açan tarçınlı baharatlı çiçek çayından toplar, ağırlığınca altın eden trüf mantarından altın varaklardan tanelerin arasında ışıldadığı bir ezme, yemyeşil iri zeytinlerin arasında kıpkırmızı kuru domateslerin üzerinde akmış sarı zeytinyağı dereleri, karamel-bal-lavanta tatlarından oluşan bir üçgen çikolatalar...
Bir şölen dünyasına sırtımın hemen arkasında, zenginliğin, bolluk ve rehavetin süslediği hayat bir yanda... İmkânsızlıklar, yokluklar, yoksunlukların dünyası öte yanda...
Az sonra yolda yürürken, donmadan hayatta kalacakları bir günü daha geçirmeye çalışan evsizlerin de önünden geçeceğim...
Macaristan’a ilk geldiğimde, evsizlerin çokluğu dikkatimi çekmişti. Ülkenin son 10 yıldır yakasını kurtaramadığı ekonomik krizler, 1989’da Sovyetler’in çöküşü sonrası büyük siyasi dönüşüm derken, evsiz sayısı dönem dönem gerçekten de patlama gösteriyordu. 2007 civarı, büyük bir sivil toplum örgütlenmesiyle Macaristan’daki evsizlerin sayısı oldukça azaltıldı. Şimdiler de, evsiz sayısı yeniden tırmanıştı. “Çare” olarak da, milliyetçilik ve muhafazakârlıkta sürekli yeni bir zirveye erişmeye çalışan, anayasal çoğunluğa sahip Fidesz hükümeti, evsizliği cezai yaptırımı olan bir suç haline getirdi.
Budapeşte’de yaklaşık 10 bin evsiz var; geçen aralıkta onaylanan bir kanunla da, evsiz bir kişiye 600 dolar ceza kesilmesi mümkün hale geldi.
Fidesz’in “makbul insan yaratma” projesi çerçevesinde, neler yapılmadı ki Macaristan’da son bir yılda... Hamburger gibi “şişmanlatıcı” yiyeceklere ek vergi getirildi. “Benim vatandaşım” zayıf olmalı çünkü... Bugünlerde, “ailelerin çocuklarını terbiyeli yetiştirmesi” konusunda da bir yasa hazırlanıyor... Herşeyin fazlası, kanunlarla yasaklanıyor. “İyi ve safkan Macar Hıristiyan vatandaşlar” tanımlamasına uymayanların yakacak çırasını devlet...
Geçen akşam merdivenlerini Girdap isimli bale gösterisine yetişmek için bir nefeste çıktığım Budapeşte’de Opera Binası’nda, bir müzik vardı ki, içime işledi.
Bir Avrupa vatandaşı sayılabilecek Almanya doğumlu, Britanya meskunu Max Richter’in insanın içini bıçak gibi kesen, hüznüyle Richter ölçeğinde sarsıcı bestesi, Günışığının Doğası Üzerine’den bahsediyorum... (Meraklısına, yönetmen Martin Scorsese’nin Shutter Island filmindeki haliyle, –http://www.youtube.com/watch?v=UxHZ-9vQj9I)
Onu dinlerken sanki, Avrupa’nın, Macaristan’ın son 10 yılda kül olup giden hayallerinin hayaletleri, bir girdap olup döndü durdu gözümün önünde...
Yılbaşından hemen sonra, 3 ocakta, benim bu besteyi dinlediğim Opera Binası’nda Fidesz’in ileri gelenleri ve Macaristan’ın eskiden elit çemberinin dışına itilmiş, şimdi seçmen desteğiyle ülkenin yeni seçkinleri olan siyasetçileri, zenginleri, o günlerde yürürlüğe giren yeni anayasayı kutladı.
Aynı anda, halkın bir kısmı, Fidesz’i desteklemeyenler, müthiş bir hayalkırıklığı içinde, buz gibi soğukta protesto gösterileri yapıyordu. Genç bir Fidesz milletvekilinin “i-Pad”inde yazıverdiği söylenen anayasa, “Macaristan, Macarlarındır” ve “İdeal Macar, Hıristiyan ve aile değerlerine sahip, türünün temiz, safkan örneğidir” gibi bir felsefeye sahip.
Sahip olanlar ve olmayanlar; içeridekiler ve dışarıdakiler; bizden olanlar ve olmayanlar...
Az sonra, dağınık bir mutfakta fırından gelen yemek kokuları arasında bu yazıyı yazarken, elbette ev işlerinin dalgaları arasındaki girdaba çekilerek intihar eden şair Sylvia Plath’ı da biraz düşünerek, Gün Işığının Doğası’nı dinliyorum bir yandan...
Hayat, keskin çizgilerle ayrılmış, “doğrularımızı” birbirimize dayattığımız, adaletsiz, eşitliksiz bir yer olmamalı...
Macaristan, bundan 10 yıl önce, Avrupa’nın demokrasi ve özgürlükler açısından en ilerici anayasalarından birini yapmayı başarmış, umut dolu bir ülkeydi.
Eleştirmek, kavga etmek için değil, sadece Türkiye’de umutlarını yitiren, çoğunluğun iktidarının azınlığı ezen, kale almayan bir ülkeye daha fazla dönüşmesin diye ümit etmeye çalışarak yazıyorum bunları...
Hrant’a adaletsizlik edildi, Ahmet Şık’a öyle... Nedim Şener’e öyle... Böyle haksızlıklara göz yumarak, “temiz” bir düzene, sayfaya geçmeyi ummak mümkün mü?
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYapıyorlar, oluyor ve bir şey de olmuyor 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Yargıya güvenin’ 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUABD Büyükelçisi bir şeyler söylüyor da, ne diyor? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRCHP'YE YAPILAN OPERASYONLARA KARŞI NE YAPMALI? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024