Ahmet TAŞGETİREN
-Bir ara iktidarın dış politikası için derdik: Amerika ve Rusya arasında sörf yaparak ilerlemeye çalışıyor. Şu demekti bu: Bazen Amerika’yı kollayarak, bazen de Rusya ile iş birliği sinyali vererek Türkiye’nin çıkarlarını kollamaya çalışıyor. (Tabii ki ne kadar tutarsa…)
-Şu sıralarda, süreçte, bu politikayı DEM’in icra etmeye çalıştığı söylenebilir. Cumhur İttifakı (iktidar) ile CHP arasında sörf yaparak… İktidarla özellikle Bahçeli ve MHP kanadı ile iyi olmalı, çünkü sürecin asıl yürütücüsü onlar. Ama CHP ile de iyi olmalı ki, aksi takdirde CHP’nin sert muhalefeti karşısında süreci ilerletmek mümkün olmaz.
-DEM’in “sörf”ü ne derseniz, bir yanda, iktidara, özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’a muhtemel bir anayasa değişikliği ya da muhtemel bir seçimde Kürt oylarını akıtacağı ümidi vermek… Diğer yandan bu arada, CHP’yi de dışlamamak. Dışlamamak çünkü, Kürt oylarını iktidara akıtmak kolay değil, dışlamamak çünkü, bizzat kendisi muhalefet partisi konumunda, dışlamamak çünkü, yakın geçmişte, hem 2019’da hem 2024’te CHP ile birlikte yol yürümüş, CHP, DEM ile birlikte yol yürümenin bedelini ödemiş, dışlamamak çünkü, kamuoyu yoklamalarında DEM’in oy tabanının yüzde 70 itibariyle Cumhur İttifakı’na karşı olduğu sonucu çıkıyor.
-DEM sörfle netice alıyor mu? Kısmen. Süreç Bahçeli’nin “Öcalan gelsin, Meclis’te konuşsun!” çağrısı ile başladı. Bu DEM için kaçırılmaması gereken bir pas idi. Ne demek, Bahçeli gibi, birinci çözüm sürecini torpilleyen bir siyasetçi, şimdi, Öcalan’ı Meclis’te konuşmaya çağırıyordu.
-Ben bir ara, “Öcalan özeleştiri verdi mi?” diye yazdım. “Binlerce Kürt çocuğunu silahlı mücadele için dağa çıkarmış ve bıyığı terlememiş çocuklar kısa süre içinde silahlı eylemlerde can vermişti.” Şimdi “Silahlı mücadele dönemi bitti” diyordu. Bunu dedikten sonraki yıllar içinde bile dağda ateşe sürülmüştü Kürt çocukları. Bunların muhasebesi yok muydu, olmayacak mıydı?
-İşi pişirenler için benim bu tavrım, oyun bozanlıktı. Öcalan bizzat Bahçeli’nin dilinde “kurucu önder” oldu, “barış inşa eden adam” oldu, Bahçeli böyle yaklaşırsa, DEM’in Öcalan’a sarılması gayet tabii idi. Parti bir türlü PKK’nın “askeri vesayeti”nden kurtulamamıştı. Şimdi de Öcalan’ı idealize edebileceği bir fırsat yakaladığını düşünmekteydi.
-Böyle miydi yoksa, PKK vesayetini “Öcalansız” ortadan kaldıramayacağı bir hesabın içinde miydi? Öcalan’a gidildi, gelindi, gidildi gelindi, belli ki bir etkilenme vardı. Acaba süreç içinde Öcalan daha farklı bir itibar çerçevesine alınabilir miydi? Benim gördüğüm, DEM’in şu sıralar sürecin “Kürt sorununa çözüm” odağından “Öcalan’a itibar” odağına doğru yol almakta olduğudur.
-İşin ilginci bu noktada iktidar cenahında bir mesafe alınması da söz konusu. DEM’in “İmralı’ya giderek ya da Öcalan buraya getirilerek Meclis Komisyonu Öcalan’ı dinlesin” talebi, biraz tartışıldı, sonunda Beştepe’den Mehmet Uçum “Komisyonun gitmesi müzakere sayılmaz, dinleme sayılır” diyerek, ardından da Bahçeli “Gerekirse Komisyon İmralı’ya gitmelidir” diyerek, DEM’in talebine kapıları açtılar.
Uçum Beştepe’den seslendi ama acaba Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da düşüncesini yansıttı mı, Bahçeli’nin her şeyi göze alan tavrı, İttifak tabanında oy kaybı olduğu yolundaki kaygıları izale eder mi bilinmez, ama DEM, sörfünün, iktidar cenahında netice aldığını düşünebilir.
CHP, Komisyon’da yer aldı. “Orada yapılacak yanlışları önlemek” gibi bir misyonla meşrulaştırmak istedi bu tavrı. Bir de tabii, “Terörsüz Türkiye” söylemi vardı. Ama CHP’nin “Bu işin nereye gideceği” konusunda kafasının net olmadığı tahmin edilebilir. Bir yandan DEM’le ilişkileri kollamak, diğer yandan da DEM’in mesela “Öcalan hesabı”nın toplumdaki yansımalarını dikkate almak, CHP’yi ikileme sürüklüyor olmalı. İktidarın DEM ile iş birliğini kategorik olarak suçlama konusu yapmadı. Yani “Masa’nın altında DEM var” demedi. “Kürt sorunu varsa, ki var, çözülsün” yaklaşımını sergiledi. Ama CHP tabanında da “Terörist başı Öcalan” duyarlılığının olduğu kesin.
-“Öcalan çağrısı”, sonra “Kurucu önder” iltifatı, her nasılsa Bahçeli’nin elini yakmıyor. Ama Ak Parti cenahı tedirgin. Taban “Terörsüz Türkiye” beklentisi ile “Terörist başı” hafızası arasında netleşmiş değil.
-En son DEM, bölgeden kadınları toplayarak Meclis’e getirdi ve “Biji serok APO” diye slogan attırdı. DEM açısından rol, “Öcalan’ı kahramanlaştırma” boyutunda ilerliyor.
-Benim düşüncem: DEM, Öcalan gölgesinden arınmış bir siyaset üretmeden yetkin bir yürüyüş haline gelemez. Şu andaki sörfü de ortaya her çevre tarafından ciddi anlamda bir inandırıcılık sorunu çıkarabilir.
Yazarlar
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÜlkemizde maaş dengesizliği 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezYılın Sonuna Doğru Okuduğum Kitaplar 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYüzde 85 acaba niye geçinemiyor? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA6/7 Aralık Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı.. 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDöndün dolaştık yeniden ‘End game’ yokluğuna dayandık 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYeni aşama başladı mı? 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUHiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi? 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBeton Fikret’in 13 Yıldır Değişmeyen Hikâyesi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALÜcret asgari, yoksulluk azami… 6.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBarış sürecinde iç siyasetin sahne alma zamanı… 6.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERKanun önünde eşitlik 6.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURCHP’nin `Kürt Sorunu´, Kürtlerin sorunlarını çözebilir mi? 6.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANZor ve kırılgan sürece girdik! 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTepki oylarını yönetmek başka, iktidar olmak başka 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAdaletsizliğin böylesi 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİşte faturalar: Şirketi kurduğu gibi ESK ile anlaştı! ‘Genç boğalar’ hep ondan alınmış 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİTürkiye Yüzyılı okullarda zorbalığı niye durduramıyor? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen Çalıkuşu5 Aralık tecavüzü… 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.12.2025
30.11.2025
27.11.2025
25.11.2025
23.11.2025
21.11.2025
20.11.2025
18.11.2025
16.11.2025
14.11.2025