Ahmet TAŞGETİREN
Yargıtay Başkanı Ömer Kerkez, Diyarbakır’da düzenlenen "Adli ve İdari Yargıda Bireysel Başvuru, İhlâl Kararları ve İhlâlin Sonuçlarının Ortadan Kaldırılması" konulu toplantıda bir anlamda yargıçların gözünün içine bakarak “Anayasa Mahkememiz bir ihlâl kararı verdiği zaman tüm kurumların, tüm yargı organlarının hepimizin buna uyması ve gereğini yerine getirmesi gerekir" dedi.
Devam etti: "Çünkü ihlâlin sonuçlarının giderilmesi de vatandaşımızın bir temel hakkıdır. İhlâlin sonuçlarının giderilmesi mümkün olmazsa ihlâl kararının bir anlamda havada kalması ve uygulanmaması söz konusu olur."
Başkan bunları söylerken çeşitli gerekçelerle ihlâl kararlarına uyulmadığını biliyordu. Zaten bunu hatırlattı da. Sonra kendisini dinleyen yargıçlara bir şey daha söyledi. “Empati yapın” dedi. Bakın nasıl dedi:
" Burada en önemli hususlardan biri de bana göre empatidir. Biz hakkı ihlâl edilen veya hakkının ihlâl edildiğini iddia eden, söyleyen, bunun için sızlanan vatandaşımızın yerine kendimizi koymayı bilmemiz lâzım. Biz aynı durum ile karşılaşırsak, ne yapılmasını istiyorsak onu yapmamız lâzım."
Başkan Kerkez bunları muhtemelen Yargıtay 3. Ceza Dairesinin AYM’nin Can Atalay ile ilgili ihlâl kararını tanımamasını, üstelik AYM hakkında “yetki gasbı” suçlamasında bulunması ve soruşturma açılması talebini dikkate alarak söylemişti.
Başkan Kerkez bunları 20 ekimde söylemişti. Sanki öyle bir uyarı hiç yapılmamış gibi aradan 15 gün geçtikten sonra (6 kasım) bu defa İstanbul’da 13. Ağır Ceza mahkemesi AYM’nin Tayfun Kahraman hakkında verdiği “ihlâl” ve davanın yeniden görülmesi kararını yine “yetki gasbı” gerekçesiyle rafa kaldırdı.
Böylece kişilerin Anayasa Mahkemesi’ne “bireysel başvuru” hakkı rafa kaldırılmış olmakta, Anayasa’nın “AYM kararlarının herkesi ve her kurumu bağlayıcı olduğu”na ilişkin 153’üncü maddesi ihlal edilmiş olmaktaydı.
Adeta AYM kararlarını yok saymak yol olmuştu.
Hoş AİHM kararları da tanınmıyordu bir süredir.
Hoş, tutukluluk bir cezalandırmaya dönmüştü epey zamandır.
Hoş, bir insan için tutukluluk AİHM ya da AYM tarafından hak ihlâli diye niteleniyorsa, AİHM kararlarına da yansıyan biçimde “kanunlar arkadan dolanılarak” tahliye edip yeni bir suçtan tutuklama yoluna gidiliyordu. Böylece tam tutukluluğunuzun sona erdiğini düşünürken yeni bir davadan tutuklanabiliyordunuz. (Resul Emrah Şahan, Ahmet Özer, Ayşe Barım, Demirtaş veya Osman Kavala örnekleri)
Onun için ülke olarak AİHM ile sorunluyduk. Sanki bazı vatandaşlarımızın hukukunu AİHM bizim yargı düzenimizden daha iyi koruyordu. Sanki bizim, bazı isimlere karşı özel yargılama yöntemlerimiz vardı, orada yargı tarafsızlığı, bağımsızlığı tökezliyordu ve bizim sistem mantığımız bunun farkında olarak bir gün bir şekilde AİHM’e başvurabilme imkânını tanımış, üstelik bunu Anayasa hükmüyle üst norm haline getirmiş, buna bağlı olarak da AYM’ye bireysel başvuru hakkını tanımıştı.
Ama öyle bir zamana geldi ki Türkiye yargısı, özel adamlara özel hukuk uygulamaya ve buna müdahale eden AYM ve AİHM fiilen yok hükmünde görülmeye başlandı. Bu sürdürülebilir bir şey mi, bir ara “kaldırılsın” bile dendi ama henüz AYM ve AİHM’le oyun oynamaya devam ediyoruz.
Ama kimi yargıçlarımız öyle, Başkan Kerkez’in söylediği gibi pek empati yapmaya falan yanaşacak gibi gözükmüyor.
Geçtiğimiz günler içinde bir çığlık duyduk. Bir eşin, bir annenin, Meriç Kahraman’ın çığlığı. AYM kararıyla bir anda tahliye umudu beliren Tayfun Kahraman’ı ziyaret etmiş, ancak cezaevinden çıktığında 13. Ağır Ceza’nın AYM kararını tanımama hükmünü öğrenmişti.
Şimdi “Vera’ya ne diyeceğim” diye yanıyordu. Vera kızlarıydı. “Bilmiyorum, diyordu, Vera'yı okuldan alacağım ve ona ne diyeceğimi bilmiyorum... Anayasa Mahkemesi kararı uygulanmadığında ne yapılır bilmiyorum.”
Sonra çağlık çığlığa devam ediyordu: “Biz kimseye zarar vermedik, biz hayatımız boyunca kimseye kötülük etmedik, şimdi bize bunları neden yaşatıyorlar anlamıyorum. Hayatım boyunca hayal dahi edemeyeceğim bir zulmün hedefi olmanın ağırlığını kelimeye dökemiyorum. Umutlu olmak istiyorum, zorlanıyorum. Göz göre göre, masum olduğumuz halde ailemize çile çektirilirken ne denir, ne yapılır cidden bilmiyorum. Kimsenin buna engel olamamasının çaresizliğini tarif edemiyorum. Perişan haldeyiz.”
Tayfun Kahraman bir örnek. Son yaşadığımız süreçte, içinde “çaresizlik çığlıkları” kopan o kadar isim var ki… Ömür boyu hapislikler verilmiş insanlar… Dertlerini kime anlatacaklarını bilemeyen insanlar… Tanınmış, çevresi olan ve buna rağmen boğulmaktan kendilerini koruyamayan insanlar… Bunların yanında medya alanına erişemeyenlerin yaşadığı boğuntuya ne demeli?
Nasıl bir zamana geldi ülke? Her sancının durulduğu bir alan olması gereken “Yargı”nın ana sancı alanı halinde olması ne kadar acı.
Diyorum nerede ise herkes “Adaleti Mahşerde bulacağını düşünür hale geldi.” AYM ya da AİHM, yargı yolları tükendiğinde başvurulan mercilerdi. Şimdi birileri insanların o ümidine tırpan vuruyor. Nasıl olabiliyor bu? Bir anayasa hükmü nasıl bu kadar kolay çiğnenebiliyor ve bu ülkeyi yönetenler böyle bir manzarayı ülke yönetmek diye mi anlıyorlar?
Bu yazı da sayın ki bir çaresizliğin çığlığıdır. İnsanlar meydanlarda çaresizliğin çığlığını atıyor, duyanlara… Duyanlara… Duyanlara…
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları



















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.12.2025
26.12.2025
25.12.2025
23.12.2025
21.12.2025
19.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
11.12.2025
4.12.2025