Ahmet TAŞGETİREN
1100 akademisyen (!) imzalamış. Hem devlet üniversitelerinde hem özel üniversitelerde çalışıyorlarmış. Farklı branşlarda. Kimi temel bilimlerde ders veriyor kimi sosyal bilimlerde.
Çocuklarımızı onlara emanet ediyoruz.
Ne demişler bakın:
“Devletin başta Kürt halkı olmak üzere tüm bölge halklarına karşı gerçekleştirdiği katliam ve uyguladığı bilinçli sürgün politikasından derhal vazgeçmesi gerekiyor.”
Bu ifadeler bugüne kadar PKK bildirilerinde yer aldı mı bilmiyorum. En fanatik Türkiye düşmanları benzeri bir bildiriye imza attı mı, bilmiyorum.
“Kürt halkına ve tüm bölge halklarına karşı katliam ve bilinçli sürgün yürütüyormuş devlet!”
İnsaf falan demeyeceğim. Yuh artık!
Bunlar bilim adamı olacaklar!
Bunlara kim çocuğunu okusun, adam olsun diye teslim eder Allah aşkına!
Bu dil üniversite amfilerinde de konuşuluyorsa yazık bu memleketin çocuklarına.
Ne düşünüyorsunuz, nasıl bir akademik tırmanış var bu ülkenin üniversitelerinde, Kandil’in kanlı dili resmen kürsülere taşınıyor da haberimiz yok.
Madem terör konusunda bir duyarlılığınız vardı, madem şiddete karşı idiniz, madem sürgünlere tepki gösteriyordunuz, KCK, YDG-H, Kandil bilmem ne... Doğu - Güneydoğu’da terör estirerek halkı canından bezdirip göçe zorlarken neredeydiniz?
Bu soru bile abes yukarıdaki cümleyi kurabilenlere.
Çünkü o dil, Türkiye düşmanı bir dil.
Dağın akademik dili böyle oluyormuş demek ki.
1100 akademisyen öyle mi?
Bunlar akademisyen ise bütün memleket insanı şimendifer sayılsın!
Bu akademisyenler Türkiye üniversitelerinde mi yetişti, yoksa bir grubu dağa çıkan kadroların uzantıları olarak üniversitelere mi yerleştirildi?
Üniversite ilgilensin memlekette olan bitenle, evet, “Kürt sorunu”na çözüm de önersin, ülkenin bir bölgesinde yaşanan drama dair değerlendirmelerde de bulunsun ama bu bildiri bunların hiçbiri değil ki. Bu, resmen Türkiye’ye karşı kinin, öfkenin kusulduğu bir metin.
Doğu - Güneydoğu’da yaşanan, mesela spesifik bir devlet hatasına tepki de değil bu, kategorik bir katliam suçlaması.
Üstelik, sadece “Kürt halkı”na karşı da değil, “tüm bölge halklarına karşı bir katliam”dan söz ediliyor. Ne bu? Bu bölgede Türkiye’ye karşı öfke duyan tüm odakların öfke dili. Ve bizim üniversitelerimizde.
Hayret!
Bugün-yarın bakacağız, bakalım bu bildiride imzası olanlardan kaçı “Ben yoktum, haberim olmadan adım konmuş” vaveylasını koparacak?
Zaten oldum olası, bir akademisyenin “bildiri” yayınlaması da acayip - garayip bir iş olmuştur.
Kürsü işgal edeceğine çık sokağa kardeşim, yumruk sık, küfret. Boşalma ihtiyacın varsa böyle boşal. Niye kusuyorsun kürsünün karşısına oturmuş olan ülke gençlerinin zihnine ki! Niye “akademi”nin adını çamura buluyorsun ki?
Bildirinin sonunda demişler ki:
“Devletin vatandaşlarına uyguladığı şiddete hemen şimdi son vermesini talep ediyor, bu ülkenin akademisyen ve araştırmacıları olarak sessiz kalıp bu katliamın suç ortağı olmayacağımızı beyan ediyor, bu talebimiz yerine gelene kadar siyasi partiler, meclis ve uluslararası kamuoyu nezdinde temaslarımızı durmaksızın sürdüreceğimizi taahhüt ediyoruz.”
“Devletin vatandaşlarına uyguladığı şiddet..” diye başlamış cümle. Acaba “kaç vatandaş” katılır bu sözümona “akademisyen” kanaatine?
Vah benim üniversitelerim, evet!
Vah benim memleket çocuklarım.
Şu bildiriye bakıyorum da, sözümona şiddete, katliama karşı çıkıyorlar ama bildirinin ruhu şiddet ve nefret kokuyor.
Bugün - yarın tanıyacağız bu akademisyenler(!)i. Bazıları tanıdık, evet. Onların cibilliyetlerinin bile bu skandala imza atacak kadar çamura batmışlığını tahmin etmek mümkün değildi.
Vah benim üniversitelerim!
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.09.2025
18.09.2025
16.09.2025
9.09.2025
7.09.2025
5.09.2025
4.09.2025
29.08.2025
26.08.2025
24.08.2025