Ahmet TAŞGETİREN
İki gün önce “Vah benim üniversitelerim” diye yazmıştım. Çocuklarımızı, maaş aldığı devletini “Kürtlere ve bölge halkına karşı katliam uygulamak” ve “bilinçli sürgüne göndermek”le suçlayan bir akademisyen topluluğuna emanet ediyorduk. Böyle bir bildiriyi 1128 kişi imzalamıştı “akademisyen” titri ile. Bu rakam, “Böylesine bir kalabalığız” mesajı veriyordu ama bir başka gözle bakıldığında “Üniversitelerimizde böylesine bir fesat birikimi var” anlamı çıkıyordu.
Atilla Yayla dün, Yeni Yüzyıl’da “Akademik körlük mü ön yargı mı?” başlığı ile akademisyenleri sorgulayan bir yazı yazdı. Yazıda önce “Akademisyenlerin ülke meselelerine hassaten Güneydoğu’da yaşanan drama duyarlı olmasının gerekliliği”ne işaret ediliyor sonra da, “Bununla beraber” diye başlayıp yine “Akademisyen” olarak PKK terörü konusunda duyarsızlığı sorgulayan çok güzel sorular soruluyordu. Aslında başlık o bildiriyi “akademik körlük ve ön yargı” gibi iki negatif tanımlamaya mahkum etmişti. Bence bu iki tanımlama bile akademik incelik taşıyordu, doğrusu “ön yargı”nın içine kötü niyeti de koymak gerekiyordu.
Şunları okuyalım:
“Adı geçen operasyonlar ne zaman ve niçin başladı? Hendekler kazılmış ve mahalleler silahlı PKK’lılarca işgal edilmemişken sırf bölge halkına eziyet olsun diye mi operasyonlara girişildi? Yani bir tarafta ağır silahlar kullanan güvenlik güçleri öbür tarafta elinde çakı bile bulunmayan “sivil vatandaşlar” mı var? Eğer öyleyse nasıl oluyor da günlerdir mahalleler tam kontrol altına alınamıyor? Çok sayıda güvenlik görevlisi ve PKK karşıtı vatandaş hayatını nasıl kaybediyor?
“Halk savaşı isteyen, savaşı şehirlere taşıyacağını ilan eden, çatışmasızlığı bitiren ve seri cinayetler işleyen, mahallelere hendek kazan ve ilçeleri işgal etme planları uygulayan PKK’nın olaylara hiçbir dahli yok mu? PKK bölge halkını hangi hakka dayanarak günlük hayatından kopartabiliyor? Bölge halkı hendeklerle akamete uğratılmış bir hayat mı sürmek istiyor?
“Devlet vatandaşlarına şiddet uyguluyor deniyor. Hangi vatandaşlarına? Eline silah almış, mahalle halkını kendine esir etmiş, talimatlarına uymayanları öldüren vatandaşlarına mı? Devletin görevi masum vatandaşlarını korumak için bu kriminal tipleri etkisiz hâle getirmek mi, mahalle halklarının kaderini onların eline teslim etmek mi?
“Çoğu soldan gelen bu akademisyenlerin problemi şiddeti prensip olarak dışlayamamaları. Sevdikleri şiddet var sevmedikleri şiddet var. Bu yüzden bildiride PKK şiddeti ve PKK’nın suçları konusunda tek satır yok. Demek ki PKK bir azizler hareketi; tarihinde cinayet, katliam zulüm hiç bulunmuyor.”
Bunlar da bir akademisyenin değerlendirmeleri. Peki nasıl oluyor da, bir akademisyen “Devlet Kürtlere ve bölge halklarına katliam yapıyor” diye bildiri yayınlayıp, ötekisi, “Orada PKK terörü olmasa devlet operasyon yapar mıydı?” diye soruyor?
Bence bunun çok açık bir cevabı var: Kafaların ve yüreklerin farklılaşmış olması.
Birisi Türkiye’yi kafasından ve yüreğinden silmiş, yerine öfke ve kin doldurmuş, ötekisi en azından akademik insafa ve iz’ana sahip.
Kendi ülkesini insafsızca vuran o bildiri üzerine dün bir gazete manşeti vardı ki, yine kendi ülkesine karşı insafsızlıktan öte bir kini yansıtıyordu. Cumhuriyet gazetesinin Sultanahmet’teki saldırı üzerine attığı cinayet niteliğindeki manşet: “Katliam ülkesi” Yanına kana bulanmış bir Türkiye haritası ve “En kanlı saldırılar” başlığı altında Ankara (100 ölü), Diyarbakır (3 ölü), Şanlıurfa (Suruç olmalı - 33 ölü) Reyhanlı (52 ölü) ve İstanbul (10 ölü) ifadeleri konulmuş.
Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal “Bu, diyor, Türkiye’nin turizmine dönük son derece stratejik ve taktik bir saldırıdır.”
Uluslararası basının verdiği kanlı görüntüleri de bu taktik-stratejik saldırının algı operasyonu olarak okuyoruz. Peki Cumhuriyet’in haberi ne? Ve o sözümona akademisyenlerin bildirisi ne?
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları

































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.12.2025
26.12.2025
25.12.2025
23.12.2025
21.12.2025
19.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
11.12.2025
4.12.2025