Ahmet TAŞGETİREN
"Beka”,“baki kalmak” anlamına geliyor. “Varlığını devam ettirmek” diye tercüme edilebilir. Halkımız “Sonsuzca var olma” anlamında Allah’ın sıfatları arasında yer alması sebebiyle “beka” kelimesini tanır.
Konu, ülkenin varoluş - yok oluş, hayat - memat, ölüm - kalım meselesi çerçevesinde ve bizzat Sayın Cumhurbaşkanı’nın, Başbakan’ın sözleri arasında gündeme geliyor.
“Beka sorunu”ile birlikte, yine Sayın Cumhurbaşkanı, “Sevr şartlarına dönme” riskinden bahsediyor, buna karşı “İstiklal Savaşı kadar hayati bir mücadele verildiği”ni söylüyor ve halkı “Milli seferberliğe” davet ediyor.
Bütün bunlar, ülke olarak adeta yok edici bir tehditle karşı karşıya olduğumuz anlamına geliyor.
Sayın Cumhurbaşkanı, mesela dolar yükselmesini bile, Türkiye’ye karşı yürütülen mücadelenin bir parçası olarak zikrediyor, halkın dolar bozdurma seferberliğini de “Beka mücadelesi”nde kararlılık ifadesi olarak değerlendiriyor.
Dolar yükselmesi, 15 Temmuz’la, FETÖ ile, PKK’nın çözüm sürecini bozup yeniden teröre başlaması ile, Suriye’de Türkiye’ye yönelik bir tehdit olarak PKK/PYD yapılanmasının devreye sokulması ile birlikte değerlendirildiğinde, Trump’ın seçilmesinin getirdiği belirsizlikten çıkıp, Türkiye’nin vurulması eksenine oturuyor.
Sayın Cumhurbaşkanı “Üst akıl” tanımlamasını ilk defa, “Güney sınırlarımızda Türkiye’ye karşı bir operasyon başlatıldığı” değerlendirmesi ile birlikte yapmıştı. O zamandan beri “Üst Akıl”ın Türkiye’ye yönelik hamleleri hep gündeme geldi. Bugün de herhalde Cumhurbaşkanı’na Sevr’i hatırlatacak ölçüde ciddileşen bu “Beka sorunu” bir “Üst akıl hamlesi” olarak okunacaktır.
Şu ana kadar “Üst akıl”ın adı tam konmadı. Ama parmaklarımızın veya sözlerimizin işaretlediği “Şüpheli” aşağı yukarı belli. Amerika da olabilir bu, daha genelde Batı da olabilir.
Sevr’de de genelde Batı vardır.
Batı ile Ak Parti iktidarlarının ilişkisi başlangıçtan beri böyle gitmedi. Batı, genelde “İslamcı” oluşumlara bakışından farklı davrandı Ak Parti’ye, Ak Parti de mesela Refah’tan farklı yaklaştı Batı’ya.
Şu anda Batı’yı “Beka sorunu”muzun baş şüphelisi görmek, adeta “Can düşmanı” gibi görmek anlamına geliyor. Yani bizi yok etmek istiyorlar, diye düşünüyoruz.
Batı gerçekten böyle mi düşünüyor, biz Batı’nın böyle düşündüğünü düşünüyorsak, ilişkilerimiz hala “müttefiklik” noktasında kalabilir mi?
Bir süredir ben, “Amerika ile her şeyi oturup baştan aşağıya konuşmak gerektiği”ni yazıp duruyorum. Aynı şeyi AB ile de yapmak gerekiyor.
Biz şu anda konuyu halkın gündemine taşıyoruz. Bu, halkın yaptığı fedakarlıkları boşuna yapmadığı bilincine varması için önem arz ediyor. Sonuçta 15 Temmuz’da tankların önüne yatan, terörle mücadelede evlatlarını kaybeden, sınır ötesi harekatta görev alan evlatlarının şehadetine içi yanan bir halk var, buna değdiğine inanması gerekiyor. Ülke Sevr şartlarına düşme tehlikesi yaşıyorsa, memleketin insanı canını dişine takıp mücadele edecek.
Bu, meselenin halkın duygularını diri tutma boyutu. Evet, vatan dara düştüğünde halk, kadın – erkek, genç – yaşlı demeden varını yoğunu ortaya koyar. Mesele vatansa gerisi teferruat olur.
Ama öte yanda ülke olarak gerçekten karşı karşıya kaldığımız tehlikeyi doğru okuma konusu var. Bu, Türkiye’nin kendi “Üst akl”ını, yani tepe kadrolarını ilgilendiren bir konu. Zaman zaman bizzat Başbakan tarafından “Dostları attırma, düşmanları azaltma” gibi bir politikadan söz ediliyor ya, işte bu da bizim “Üst akl”ımızın başarması gereken bir hedef.
2023, 2053, 2071 hedeflerinin coşturduğu günler vardı.
1918 şartlarını hatırlatan bir gündem geldi önümüze.
Uzun vadeli bir mücadele süreci ile karşı karşıya kalacağımız açık. Belki de “Akıllar” çarpışacak. Akıl süzgecinden geçmiş hamleler. Alt alta üst üste boğuşmalar... Meydanlara taşınan mesajları bile mutfakta pişirmekte yarar var, diye düşünüyorum.
Yazarlar
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.09.2025
18.09.2025
16.09.2025
9.09.2025
7.09.2025
5.09.2025
4.09.2025
29.08.2025
26.08.2025
24.08.2025