Ahmet TAŞGETİREN
Trump'ın Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'ın Türkiye'ye geleceği günün hemen öncesinde bir haber:
- Adil Öksüz, Akıncılar Üssü'nde yakalanıp, anlaşılmaz bir şekilde serbest bırakıldığından hemen sonra Amerikan Büyükelçiliği'nden aranmış. Acaip.
- Haberin patlamasının hemen ardından Amerikan Büyükelçiliği'nden “Vizesinin iptal edildiğini bildirmek için aradık” açıklaması geliyor. Ne söyleyeceğini bilememenin kıvranması içinde bir açıklama bu. Bu açıklamanın acaipliğini Başbakan Yıldırım'ın “Yersen. İnandırıcı değil” ifadeleri ortaya koyuyor.
- Adil Öksüz o günden bu yana muamma. Uçtu, kaçtı, kayboldu. Telefonuna ulaşabilen ABD, herhalde yerini de biliyordur. Biz nasıl bilmiyoruz, acaip.
- Tam bugünlerde, Amerika'da tutuklu bulunan Rıza Zarrab dosyasında adı geçen Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın Amerika'ya gidesi tutuyor. Acaip. Zarrab'ın gitmesinin sebebi zaten yeterince anlaşılamamıştı, şimdi Hakan Atilla'nın gitmesi daha da acaip. Nasıl gitti, bir uyaran çıkmadı mı, bundan sonra ne olacak, Zarrab dosyasının içinden Türkiye'ye nasıl bir fatura çıkacak?
- Amerika'ya FETÖ'yü anlatamıyoruz. Daha doğrusu anlamak istemedikleri için anlatmak da mümkün olmuyor. FETÖ, Amerika açısından Türkiye ile girilen “Hesaplaşma” sürecinde bir araçsa, ortak dil bulmak mümkün olmaz. Onun için önce Türkiye - Amerika ilişkisinin nasıl bir nitelik taşıdığına karar vermek lazım, sonra da FETÖ'nün o çerçevede nereye oturduğuna...
- Amerika'ya mesela PYD/YPG'yi de anlatamıyoruz. Onu da anlamak istemiyorlar. Neden anlamadıklarını anlamak için, burasının da Türkiye - Amerika ilişkileri açısından ne anlam taşıdığına karar vermek lazım.
- FETÖ'yü İngiltere'ye de, Almanya dahil pek çok Avrupa ülkesine de anlatamıyoruz. Hatta anlamamaktan öte bir iş var bu işte. İngiltere ile Almanya'nın dış politika perspektifleri farklı, aynı şekilde Almanya ile Amerika'nın dış politika perspektifleri de farklı, ama FETÖ'yü anlamamakta birleşiyorlar. Neden? FETÖ tüm bu farklı stratejik odaklar için maymuncuk haline dönüşebiliyor.
“Acaip işler”dedikse, bundan hiçbir şeyin anlaşılmadığı manası çıkmamalı.
Amerika'da “Devlet içi kavga”yı beraberinde getiren yeni bir yönetim var. Nasıl durulacağı belli değil. Durulduğunda dünyaya, İslam'a, İslam dünyasına, bizim coğrafyamıza nasıl bakacağı belli değil. Suriye'deki duruşu bizimle uyuşmuyor. FETÖ'de henüz olumlu bir adım yok. Ama Dışişleri Bakanı ile girilecek diyalog bir farklılaşma oluşturur mu diye düşünürken, bakıyorsunuz orada “Halkbank bombası” patlatılıyor. Kimin oyunu bu?
Avrupa ile yaşanan gerilim, “referandumda propaganda imkanı sağlandı - sağlanmadı”dan çok öte bir muhteva taşıyor.
Gerilim.
Diplomaside bir yöntemdir gerilim. Çıkarlar mücadelesinde ipler gerilir kuşkusuz. İki taraf da, kendisi için “en iyi”ye ulaşmak ister. Gerilimde ipin kopacağı noktaya gelindiğinde ya birisi daha kötüye gitmesini önlemek için geri adım atar, ya da ip kopar. İpin kopmasının içinden savaş dahil her şey çıkabilir. Güç kullanılır, belki o zaman yeniden güç yarışının daha büyük tehlike getireceği görülüp, yeniden diplomasiye dönülür.
Bizde daha baskın biçimde bir “Büyük hesaplaşma” yaşandığı kanaati seslendiriliyor. “Batı”da olan biteni öyle okuyoruz. Kimi zaman bir bütün olarak görüyoruz o dünyayı, “Haçlı” bütünü içinde. Kimi zaman ayrıştırıyoruz, mesela İngiltere'nin AB'den farklılaşması gibi.
O dünya, FETÖ'yü, PYD'yi Türkiye'ye tercih mi etti, ediyor? Nasıl böyle bir akıl tutulması içine girilebilir? Strateji iflas mı etti o dünyada, yoksa başka bir gelecek okuması mı yapıyorlar?
Aslında bu niyeti de iyi okumamız lazım. Nasıl bir gelecek planlaması içinde bu dünya?
“Beka kaygısı”noktası riskli bir nokta.
Orasının aşılıp, tırmanışlara yönelebileceğimiz bir iklim gerekli.
Kimbilir belki de halen iplerin gerilme noktasındayız ve bir merhalede Batı'da Türkiye'nin vazgeçilmezliği - Tayyip Erdoğan'ın Türkiye ile bütünleşikliği görülecek ve reel politika ona göre tanzim edilecek. O tarih 16 Nisan mı?
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025