Ahmet TAŞGETİREN
Söz konusu ABD gibi bir süper güç ve de onun başında Trump gibi birisi olunca, bu transatlantik nereye gidiyor diye sormak kaçınılmaz hale geliyor.
Şu senaryoya ne dersiniz?
Trump uzunca bir süredir düşünüyordu.
“Ne işimiz var bizim Ortadoğu’da, diyordu. Ortadoğu’nun köktendinciliğinden bize ne, diyordu. Arap ülkelerinde kim iktidara gelecek, kim düşecek, bunun derdi bize mi düştü?
İsrail baksın kendi başının çaresine, Müslüman coğrafyanın ortasında devlet ilan ederken bize mi sordular, diyordu.
Rusya Ukrayna’yı tehdit ediyor, Kırım’ı ilhak ediyor, bununla da mı Amerika ilgilenecek, diyordu.
İsrail’in güvenliği için İran ile ilişkileri bozduk, ambargolar uyguladık, Suriye’de İran’ı bunun için tehdit olarak gördük, PKK’nın uzantısı Kürtleri destekledik, nereye kadar gidecek bu?
Tamam Araplar’la kılıç oyunu oynadık, onları İsrail’e yaklaştırdık ama bölgede kralllıkları desteklemek niye Amerikan misyonu olsun.
Mısır’da darbe yaptırdık, Suriye’de Esed devrilirse İhvan iktidara gelir diyerek, kaosa zemin hazırladık. Ettiğimiz hayır ürküttüğümüz kurbağayı değdi mi?
Türkiye ile neden problemliyiz? Erdoğan’a karşı olduğumuz için mi? Ama adam girdiği her seçimi kazanıyor. Tamam İsrail’e karşıymış, Filistin’i tutuyormuş, İsrail için NATO müttefikliğimizi anlamsızlaştırmaya değer mi?
Amerika süper güçse dünyanın her yerinde bulunmak zorunda mı?”
Trump’ın bunları düşündüğü sıralar, tam da Türkiye’nin Suriye’de Fırat’ın doğusunda operasyona hazırlandığı ve Amerikan askerleriyle karşı karşıya gelmeme arzusunu seslendirdiği sıralardı.
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı aramanın tam zamanıydı. Aradı ve dünya kamuoyunu müthiş hareketlendiren haberi verdi: Suriye’den çekiliyoruz.
Ne dersiniz, süreç tam da böyle mi işlemiştir?
***
Yukarıda “Trump uzunca bir süredir düşünüyordu” diye başlayan ifadelerin önce “düşünüyordu” kısmına takılmak mümkün.
Sonra da düşünce seyri içinde mevcut olduğu ifade edilen hususların her birini sorgulayabilirsiniz.
En doğru şey, eğer olmuşsa, ABD’nin Türkiye’ye yönelik politikalarının çarpıklığını idrak noktasında olmuştur.
Amerika şöyle kurgulardı bunu: “Türkiye-İsrail ilişkileri düzgün olsun. Mısır’ı Suudi Arabistan’ı buna dahil edelim.”
Taaa Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) zamanlarındaki yaklaşım buydu.
Sonra Arap Baharı oldu, Amerika başta destekledi, demokrasi geliyordu, totaliter yönetimler sapır sapır dökülüyor, yerlerine İslamcı kadrolar iktidar oluyordu. Mısır devrildi. Amerika bundan kaygılandı. İsrail kaygılandı. Türkiye sahiplendi. Suriye’ye sıra gelince muhtemel ki Yahudi lobisi Obama’ya “Esed devrilince orada da İslamcılar iktidar olursa...” ihtimalini hatırlattı. ABD orada durdu ve Suriye’nin bugünü hazırlandı. Ortadoğu’da “İslamcılar”a iktidar yolunu açan “Bahar” da durdu. Mısır’da “Bahar”ı bitiren darbe bile oldu.
Sonrasında Türkiye ABD ilişkileri de, İsrail ile ilişkiler de, bu arada Araplar’ın bir kesimi (Mısır, Suudi Arabistan, Körfez ülkeleri) ile ilişkiler de kış dönemine girdi.
Neden?
Çünkü Türkiye ile Amerika’nın bakışları farklılaştı: Irak’ta, Filistin’de, Mısır’da, Suriye’de...
Amerika’nın Erdoğan çizgisine bakışı da farklılaştı. Hatta düşmanlaştı. Çözüm sürecinin sabote edilmesi, PYD’ye destek, FETÖ-15 Temmuz oyunları vs...
Şimdi?
Trump ne yapıyor?
Hangi taşı nereye koyuyor? Bu bir stratejik planlama mı?
Şöyle soralım:
Türkiye’nin stratejik perspektiflerine yönelik Amerikan kuşatması kalkıyor mu?
Bu bizim sormamız gereken soru. Ama bölgede de dünyada da yalnız değiliz. Herkes ABD’nin yeni tavrını anlamaya çalışıyor. ABD olduğunda bir hesap, olmadığında bir hesap. Her ülkenin kıymet-i harbiyesi değişiyor.
Henüz Amerika’nın içinde hazmedilmedi olay.
Trump’la birlikte Amerika muhtemelen “Başkanlık ve Demokrasi” gibi bir konuyu da tartışacak.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.11.2025
11.11.2025
9.11.2025
7.11.2025
6.11.2025
4.11.2025
31.10.2025
30.10.2025
28.10.2025
26.10.2025