Ahmet TAŞGETİREN
Kılıçdaroğlu’na saldırı. Başlı başına vahim, mutlak manada tepki gösterilmesi gereken bir olay. Aynı zamanda Türkiye için tehlikeli bir olay.
Beklenebilir bir olay mı, evet. Provokasyon ihtimali bulunduğu için beklenebilir, son seçim sürecinde Türkiye böyle bir gerilim iklimine sürüklendiği için beklenebilir.
Provokasyon, örgütlü bir yapıyı gerektirir, Türkiye’de bunu organize edecek yapıların varlığı herkesin siyasi kültürünün bir yerinde vardır. İçerden siyasi hesapla provokasyon yapılabilir, dışardan Türkiye’yi istikrarsızlığa sürüklemek için provokasyon yapılabilir. Bir diğer ihtimal de içerdeki akılsız muhterislerin dışarının oyununa gelerek provoke olmasıdır. Hepsi mümkün.
Ama içine girilen iklimin geniş manada halkı da gerilim atmosferinde yoğurduğu bir gerçektir, onun için Çubuk’ta halktan insanların da tahrikin içinde sürüklenme ihtimalini (Daha önceki bir çok olayda olduğu gibi) yabana atmamak lazım. Zaten provokasyonu planlayanlar kendilerini ortadan çıkarıp halkı devreye soktukları oranda başarı kazanırlar.
Belli ki “demir kızdırılmıştı.” İnsanlar “Beka meselesi” etrafında ayrıştırılmaya çalışılmıştı. Vatan için hayat memat meselesi bir seçime giriyorduk. Baksanıza hâlâ mesela Bahçeli için “İstanbul seçimi beka meselesi.” Yani İmamoğlu İstanbul’u yönetirse en azından İstanbul’un, belki daha ötede tüm Türkiye’nin “Beka”sı elden gidecek. Baksanıza Bahçeli Kılıçdaroğlu’na saldırı konusunda bile netleşemiyor, “O adama yumruk attıracak ne yaptın? Bölgede ne işin var senin?”çıkışını yapıyor.
Hatta daha ileriye gidip, “Türkiye İttifakı” nereden çıktı üslubunda konuşuyor. “Kızgın demiri soğutma” çağrısına mesafe koyuyor. “Kızgın demiri soğutalım ama tertipleri ağırdan almayalım” diyor. İstanbul’u, Edirne’yi, Tunceli’yi saydıktan sonra “Böyle kişiler katıldıkları seçimde oyların tamamını alsalar bile meşruiyetleri tartışmaya açık kalacaktır” diyor, ardından da şu cümleleri kuruyor:
“İstanbul’da bir şeyler olmuş, olmaya da devam etmektedir. Bu gelişmeler karşısında Türkiye ittifakından bahsetmek kafamızdaki soru işaretlerini çoğaltmıştır. Ülke bazlı, coğrafya tabanlı siyasi bir ittifak olmaz, olamaz. Bizim ittifakımız vatan ve millet sevgisinde erimiş AK Partili kardeşlerimledir. Cumhur İttifakı siyasi kaygı ve gayelerle kurulmamıştır. Sayın Cumhurbaşkanımızın Türkiye ittifakıyla neyi kastettiğini elbette bilemeyiz. Ancak konunun istismar edildiğini de görüyor ve çok yakından takip ediyoruz.”
Ne bu?
“Türkiye ittifakı”nı ve “Kızgın demiri soğutma” söylemini gündeme getiren kişi Cumhurbaşkanıdır. Yani Türkiye’de seçim sürecinde oluşan iklimin risklerini gören ve yeni bir iklim oluşturma ihtiyacını hisseden kişi. Memleketi o yönetiyor. Barış iklimi de gerilim de onun nezdinde farklı anlamlar taşıyor.
Bahçeli ise, “Cumhur İttifakı”nın ortağı, ya da paydaşı. Bahçeli çok net ki “Türkiye İttifakı” ile “Cumhur ittifakı” arasında bir tercihte bulunuyor. Nasıl bir tercih bu? Cumhur İttifakı’nın varoluş gayesini anlayanlar meşru, onun dışında kalanlar meşruiyeti tartışılacak olanlar… Yani?
Bahçeli’nin sözlerini dikkatle okuyanlar onun Cumhurbaşkanı’nın “Türkiye ittifakı”söylemine “kafasındaki soru işaretleri” ile baktığını göreceklerdir.
Bunlar “Erdoğan ile Bahçeli’nin Cumhur ittifakını oluştururken buluştukları ortak zemin aynı mıdır?” sorusunu akla getiriyor. Daha doğrusu Bahçeli’nin bu ittifaka “Beka” gibi bir misyon yüklediği, bunun da, toplumun aynı ittifak içinde yer almayan kesimlerini sadece “siyasi rakip” değil, “ülke için risk alanı - potansiyel düşman” olarak gördüğü anlaşılıyor. Böyle bir yaklaşım, marjinal bir grubun yönelişi olabilir. Ama ülkeyi yöneten bir kadro, hele Cumhurbaşkanlığı statüsü içinde ise, toplumun tamamını kuşatmak gibi bir duruştan vazgeçemez. Bunu, yeni sistemin getirdiği yüzde 50 artı 1 zorunluluğu için ittifak yapmak zorunda kalsanız bile yapamazsınız.
Gelinen noktada Ak Parti ile MHP arasında, Cumhurbaşkanı’nın yeni duruşu ve Bahçeli’nin koyduğu “rezerv” gibi bir hadise vardır. Bence bu, sanıldığından daha derin bir hadisedir. Adeta iki partinin temel farklılaşma alanıdır ve sanki Ak Parti kendi çıkış noktasını yeniden hatırlıyor, Bahçeli de, Ak Parti’deki bu “yeniden düşünme hali”ne mani olmak istiyor gibidir.
Türkiye ittifakı ve medya dili
Ak Parti “Kızgın demiri soğutma” işinde partiye yaslanmış gözüken medyanın dili konusunu da gündeme almak zorunda. Oralarda “Durumdan vazife çıkarma”heyecanıyla bir şeyler yapmaya çalışanlar varsa – ki var- onların durumdan çok kötü vazifeler çıkardığını ve bunu Ak Parti iktidarının “himmet”iyle yapıyor göründüklerini görmek lazım.
Son söz: “Türkiye ittifakı” yepyeni bir yapılanma alanıdır ve oraya bu medya dili ile gidilmez, benden söylemesi.
Davutoğlu’nun manifestosu
Bu yazıyı yazdığım sırada gündeme Ahmet Davutoğlu’nun facebook sayfasında yayınlanan “GELECEĞE ÇAĞRI” başlıklı değerlendirmeleri düştü. Ak Parti’nin seçimle gelmiş son başbakanı olarak Davutoğlu’nun değerlendirmeleri ülkenin geldiği noktaya ilişkin tespitler ve partiye ilişkin kapsamlı bir özeleştiri niteliği taşıyor. Metnin hem Türkiye siyasetinde hem Ak parti bünyesinde yankılar oluşturacağı muhakkak. Sonraki yazılarımda geniş geniş değerlendireceğim.
…ve Sri Lanka vahşeti:
3 kiliseye Paskalya ayini sırasında bombalı saldırıda 215 kişi can verdi. 500 yaralı var. Ne denir? Lanet! Lanet! Lanet! Masum insanların kanına bulanan el lanetlidir.
Yazarlar
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.12.2025
26.12.2025
25.12.2025
23.12.2025
21.12.2025
19.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
11.12.2025
4.12.2025