Ahmet TAŞGETİREN
Kanal ile ilgili ilk kanaatim şu olsun: Bu iş siyaseten alt etme alanı olmamalıdır. Şu anda o yöne doğru gitmektedir. Görünen durumda sanki Cumhurbaşkanı Erdoğan “Çılgın projeler” mecrasındaki ilerleyişi ile yerel seçimlerde İstanbul’u kaybetmiş olmanın da getirdiği duygusal tepkinin sonucu kanal yapmayı yeniden İstanbul’da belirleyici olmanın sembolü gibi görmekte, buna karşılık, seçimlerde İstanbul’u yönetme yetkisini alan Ekrem İmamoğlu da, Kanal’ı yaptırmayarak geleceğe yürüyüşünde etkili bir çıkış noktası bulacağını düşünmektedir.
Tabii ki herkesin bir gerekçesi vardır. Ve herkesin taraftarı vardır. İlginç olan şu ki, şu anda taraflar da Kanal’ın yapılmasının doğru olup olmamasından daha çok siyasi taraftarlık indirgemesine maruz kalmaktadırlar.
Oysa herkes, böyle bir kanalın ekonomik, ekolojik, demografik, diplomatik, askeri alanda pek çok gelişmeye sebep olacağının farkındadır. Hem İstanbul’u hem de doğuracağı sonuçlarla tüm Türkiye’yi ilgilendiren bir konunun, siyaseten birbirini alt etme alanı olmaktan çıkarılıp, artıların – eksilerin masaya yatırılıp konuşulduğu bir atmosferde ele alınması aklın gereğidir.
Olay çok açık ki İstanbul Boğazına ikinci, üçüncü bir köprü yapmak – yaptırmamaktan öte bir durumdur:
Montröyü ilgilendiriyor, bu yönüyle Karadeniz’e sınırı bulunan (başta Rusya) tüm ülkeleri ilgilendiriyor, bu arada Karadeniz’e savaş gemisi çıkarmayı arzulayan Amerika’yı, İngiltere’yi, başka ülkeleri ilgilendiriyor…
Trakya’nın savunmasını ilgilendiriyor.
İstanbul’un su ihtiyacını ilgilendiriyor. Marmara’nın su yapısının değişimini ilgilendiriyor. Marmara’da canlılığın geleceğini ilgilendiriyor.
Deprem sebebiyle Marmara’nın tüm kuzey bölgesinin geleceğini ilgilendiriyor.
Kanal çevresine yerleşecek olan insan kütlesiyle İstanbul’un demografik bünyesinin nasıl gelişeceğini ilgilendiriyor.
Kanal projesinin babası hiç şüphesiz Cumhurbaşkanı Erdoğan’dır. Erdoğan’ın İstanbul’a Marmaray gibi, Avrasya tüneli gibi, tartışmalı olsa da Üçüncü Köprü ve İstanbul havalimanı gibi büyük eserler kazandırdığı bir vakıadır.
Erdoğan’ın uluslararası planda Türkiye’nin etkinlik alanını genişletme yolunda gayretlerinin olduğu da bir vakıadır.
Erdoğan’ın başta ifade ettiğim “siyasi çekişme” boyutu dışında Kanal inşasına hem “Büyük eser” iddiası hem de Montrö’deki kısıtlamaları aşan uluslararası bir boyutla baktığı düşünülebilir. İlerde ortaya çıkacağını söylediği “Siyasi sükse” ifadesi muhtemelen bununla ilgili olmalıdır.
Ancak itiraz çevresi de hem Montrö’yü tartışmalı hale getirmenin ortaya çıkaracağı uluslararası pazarlık ortamının çok daha geriye gitme ihtimalini gündeme getireceğini ifade etmekte, hem de savunma ağırlıklı uyarılar yanında yukarda ifade ettiğim ekonomik, ekolojik, demografik risklere dikkat çekmektedir.
Aslında yapılması gereken bilek bükmekten vazgeçip bir masaya oturmaktır.
Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanıdır. Kanal için para, şayet dışardan kredi bulunmazsa, onun iradesi ile bütçeye konacaktır. 75 Milyar gibi bir harcama söz konusudur. Bu parayı, anlamsız ya da birilerine rant sağlayacak bir projeye tahsis etmesi akla uygun gelmemektedir. Türkiye için gerekçeleri olmalıdır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kimi bilim adamlarının risk tahminlerini gözardı mı etmektedir?
İmamoğlu’na rağmen Kanal’ı yaparak “İstanbul’u kazandılar ama buranın hakimi biziz” mesajı mı vermektedir?
Bunları düşünmek gerçekten sıkıntılıdır.
Peki İmamoğlu “Yaptırmam” derken, Cumhurbaşkanı’nın yapma gerekçelerinin tümüyle boş olduğunu mu düşünmektedir, yoksa, kolay izah edilemeyen bir konuyu kullanarak, bir sıfır öne geçmeyi mi hesaplamaktadır?
Masaya oturmak, dedim.
Şu anda bir halk oylamasında kanal için “Evet – Hayır”lardan hangisinin öne geçeceği bilinmemektedir. Ciddi bir itiraz topluluğunun olduğu görülüyor.
İstanbul Büyük şehir Belediyesi çalıştay yapıyor. Yapsın. Ama bana göre masayı asıl sayın Cumhurbaşkanı kurmalı ve İBB’nin görüşlerine başvurduğu ve itirazlarını seslendiren tüm bilim adamlarını davet edip kanaatlerini almalıdır. Diplomatlar var, emekli genelkurmay başkanları var, Marmara’nın altını izleyen deprem uzmanları var, iklim araştırmacıları var, ekolojik gelişmeleri izleyenler var… Bunlar bir araya getirilip, toplumun içini durultan bir müzakere ortamı hazırlanmalıdır.
Siyasetten öte bir zemin oluşturulursa, bundan İstanbul kazançlı çıkar, Türkiye kazançlı çıkar, bana göre sayın Cumhurbaşkanı ve sayın İmamoğlu da kazançlı çıkar.
Haydi sağduyuya!
Yazarlar
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.09.2025
18.09.2025
16.09.2025
9.09.2025
7.09.2025
5.09.2025
4.09.2025
29.08.2025
26.08.2025
24.08.2025