Ahmet TAŞGETİREN
Terör ve terörle mücadele Türkiye’nin deyim yerindeyse kadim sorunu. Terörle mücadele deyince de bunun fiili mücadele boyutu var, yargısal boyutu var.
Yargısal boyutunda da terörün kapsamı meselesi hep gündeme gelmiş. Duyarlılığın derinleştiği zamanlarda kapsam genişlemiş, bilinen ifadeyle hem kurunun yanında yaş da yanmış hem de cezaların mahiyeti ağırlaşmış.
Devlet aklı zaman zaman yekûna baktığında, kurunun yanında yaşın yanması olayının, terörle mücadeleye katkıdan ziyade, terörün zeminini genişlettiğine tanık olmuş ve kendi kendine “Ne yapmalı?” diye sormuş.
Buradan pişmanlık yasaları doğmuş. “Kuru yansın ama yaşlar kurunun gadrine uğramasın.”
İşte bu sebeple, 12 Eylül 1980’den bu yana 8 kere pişmanlık yasası çıkmış ve bunların tamamı başta Milli Güvenlik Kurulu olmak üzere devletin güvenlik birimlerinin karar süreci içinde çıkmış. Son pişmanlık yasasını Ak Parti iktidarı çıkarmış. Ancak 12 Eylül’den bu yana çıkarılan farklı pişmanlık yasaları altında MHP dahil hemen her partinin imzası var.
Şu an hazırlık yapılan infaz kanunu düzenlemesinde iki gerekçe öne çıkıyor: Bir, cezaevlerinin kapasitesinin çok çok üzerinde, neredeyse tavan arasına kadar dolmuş olması, ikinci sebep ise virüs salgını: Yığılma ortamında devreye girecek bir salgın, cezaevlerini toplu imha kamplarına dönüştürebilir.
Ancak düzenleme ile ilgili “kapsam tartışması” çerçevesinde “terör suçları” konusu yine gündeme geliyor. Hiç kimse kasıtlı şiddet ve terör içeren suçların kapsam dışında bırakılmasını tartışmıyor. Ama herkes de biliyor ki, “terör suçu kapsamı” ciddi tartışmalar içeriyor.
Bu tartışmanın sadece muhalefet odaklı olmadığını tahmin etmek zor değil. İktidar kadroları içinde olup da hukuk duyarlılığı bulunan simaların bu alandaki tartışmaları göz ardı etmesi mümkün mü?
Mesela şu biliniyor: 15 Temmuz sonrasının sıcak ortamı içinde, bir, “kriterler” çok geniş kapsamlı tutulduğu, iki, yargı mensupları herhangi bir yaptırıma maruz kalmama kaygısıyla hareket ettiği için binlerce insan “terör örgütü ile iltisaklı – irtibatlı”, “Örgüt üyesi olmadığı halde örgüte yardım ve yataklık etmek” suçlamaları ile takibe uğradı, ceza aldı.
Tam orada ilk derece mahkemelerinden istinafa, oradan Yargıtay’a, oradan Anayasa Mahkemesi’ne ve AİHM’e kadar yargının farklı kademelerinde nasıl bir karar kargaşası yaşandığı da biliniyor. Bu arada “şüpheden sanık yararlanır, beraet-i zimmet asıldır – suçsuzluk esastır” gibi evrensel hukuk ilkelerinin göz ardı edildiği de bir vakıadır. Tutukluluğun ceza gibi kullanılması da ana yargı sorunlarımızdandır.
Ayrıca kararları sebebiyle birçok yargı mensubunun yaptırımla karşı karşıya kaldığı, vicdanına göre karar vermenin cesaret meselesi haline geldiği de bir gerçek.
“Terör suçlarının kapsamı” meselesi, 15 Temmuz bağlamından da geniştir. Bir yerden bakıldığında mesela HDP’ye oy veren tüm vatandaşları bu kapsama sokmak mümkündür. Ama bunu yaptığınızda da devleti milyonlarca insanla boğuşur hale getirirsiniz. Bunun da devlete ve ülkeye hizmet mi kötülük mü olduğunu düşünmek gerekiyor.
Şunu tahmin edebiliyorum: Ak Parti içinde bu konuda bir müzakere açmak kolay değildir. İş Nasreddin Hoca ile Timur arasındaki “Fil meselesi”ne dönüşebilir. Bir mesele var ama bunu son karar merciine kim götürecek?
Belirtmek lazım ki, “Devlet aklı” diye bir şey varsa aslında tam da böyle zamanlarda devreye girmelidir. Yüzbinlerce insanın “terörle iltisaklı” damgasını yiyerek toplum hayatına intikal etmesi toplum için de devlet için de sağlık alameti değildir. Çünkü devletin yüzbinlerce insanı “terörle iltisaklı” diye görmesi bir sorundur, yüzbinlerce insanın kendisini “terörle iltisaklı” görmesi başka bir sorundur. Söz gelimi 6 milyon HDP seçmeninin kendisini “terörle iltisaklı” görmesi iyi bir şey midir?
Bana göre sayın Cumhurbaşkanı Ak Parti’nin hukukçu kadrolarına “Şu işe bir bakın bakalım” diye işaret verseydi, sağlıklı bir yolun kapısı açılabilirdi. Bu bugünlerde herkese iyi gelirdi. Türkiye için de iyi olurdu.
İnfaz yasası değişikliği Komisyon’dan TBMM Genel Kurul’a gelirken köprüden son çıkışta da olsa hatırlatma gereği duydum. Dilerim çağrım bir yerlerde ma’kes bulsun.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları










































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.11.2025
13.11.2025
11.11.2025
9.11.2025
7.11.2025
6.11.2025
4.11.2025
31.10.2025
30.10.2025
28.10.2025