Aydın Selcen
Haliyle aklımız Irak Kürdistanı’nın 25 Eylül’de yaptığı bağımsızlık referandumunda. Ancak İspanya’nın Katalunya Özerk Bölgesi de 1 Ekim’de benzer bir referandum yaptı. Ortaokuldaki matematik hocamız Bernard Gallet “yanlış şekiller üzerinde de doğru akıl yürütebilmek gerekir” (“il faut raisonner juste sur des figures fausses”) derdi geometri öğretirken. Ünlü düşünür Descartes’ın bir sözü. Irak Kürdistanı denli Katalunya referandumundan da öğreneceklerimiz var diye düşünüyorum.
Katalunya’da katılım yüzde 42’de kaldı, katılan Katalanların (kelime oyunu fırsatına dayanamadım Allah affetsin) yüzde 90’dan fazlası bağımsızlığa beklendiği gibi “evet” dedi. Referanduma katılmak bizatihi bir direniş yahut bağımsızlık talebinin dışavurumuna dönüştü. İspanya Başbakanı (Bakanlar Kurulu Başkanı) Mariano Rajoy “bugün Katalunya’da bir bağımsızlık referandumu yapılmadı” dedi. Hükümet sözcüsü ise “bu farsa bir son verin” çağrısında bulundu. Bunlar kuşkusuz güçlü ifadeler.
Rajoy ayrıca Katalunya’da referandumu durdurmak için görevlendirilen on bini aşkın güvenlik görevlisine teşekkür etti. Katalanlara “sevgili yurttaşlarımız” diye hitapla (Barcelona meydanlarında yuhalandı), meclisi Katalunya konusunda “düşünmeye” davet etti. Bölgenin Başbakanı Carles Puigdemont ise referandum sonuçlarını meclise sunarak, anayasal haklarının takipçisi olacaklarını vurguladı. Ayrıca Avrupa Birliği’ni de polis şiddetinden ötürü göreve çağırdı.
Komşu Fransa’nın Cumhurbaşkanı Macron, İspanya’da yegane muhataplarının Madrid’deki hükümet olduğunun altını çizdi. AB oldukça tepkisiz kaldı bundan ötürü bağımsızlık taraftarları arasında (aman solcularımız duymasın) “AB yeni SSCB’dir” diyenler vardı. Daha önemlisi Bask Bölgesi de sessiz. Madrid’de bir yandan Franco döneminden kalma marşlar söyleyen, aynı dönemden kalma sloganlar atıp Nazi selamı verenlerin mitingleri oldu. Diğer yandan Katalunya’nın referandum hakkına destek veren gösteriler de yapıldı, yapılabildi.
Başbakan Yıldırım, “madem Irak Kürdistanı’ndaki referanduma karşı çıktık, buna da karşı olmamız gerekir” gibi ayaküstü, soruya cevaben bir açıklama yaptı. Mealen “biz komşumuzdaki gelişmeye tepkimizi gösterdik, Avrupalılar da kendi konularıyla kendileri ilgilensin” diye ekledi. Gayriciddi bulanlar olabilir sanıyorum. Dışişleri Bakanlığı’mızca yapılan resmi bir açıklama yok. Ben son baktığımda bakanlık sayfasında Sayın Çavuşoğu’nun Kolombiya dışişleri ve Somali tarım bakanları ile Yemen büyükelçisini (tabii ayrı ayrı) kabullerine dair haberler vardı.
Referandum günü polis şiddetine dair görüntüler sosyal medya üzerinden çokça paylaşıldı. Barcelona futbol takımının Pique ve Xavi gibi simgeleşmiş eski ve şimdiki oyuncularının duygusal tepkileri yer buldu. Barcelona-Las Palmas maçının da yüz bin kapasiteli Camp Nou Stadyumu’nda seyircisiz oynanma durumunda kalması da üzüntü kaynağı olarak eleştirildi.
Söz konusu “şiddet” görüntüleri bize belki Kürtlerin Gezi zamanında hafif bıyık altından güler tavır takınmaları gibi biraz “hafif” gelmiş olabilir. Katalunya itfaiyesi ve bölgesel polis mensuplarının, devletin güvenlik görevlileriyle oy kullanmaya geceden gelmiş halkın arasına girmeleri ise bizim gibi merkezi devletten başkasını bilmeyen faniler için herhalde ilginçti.
Polis şiddetinin hafifi ağırı olmaz sanırım ama TOMA’larla su sıkma, halkı gaza boğma gibi “uygulamalar” en azından yaygın olarak yoktu. Halk direncini özellikle –hatta münhasıran- pasif tepkilerle ortaya koydu. Çoğu plastik mermilerden, polis müdahalesinde yaralanan 800 civarında kişinin hastaneye kaldırılmış olduğu Katalan makamlarınca, güvenlik görevlilerinden de 30’u aşkın yaralı olduğu Madrid tarafından duyuruldu.
Ankara, ilgileniyor mu bilmem ama, muhtemelen bu durumdan Descartes’ı anıp (kahkaha efekti) yanlış şekiller üzerinde doğru fikir yürütme yerine yanlış dersler çıkaracaktır. “Siz millet, onlar illet” ve TBMM’de temsil edilen üçüncü parti altı milyon seçmenin oyunu almış HDP’ye “onların yeri Kandil” seslenişiyle hepimizi layığınca kucaklayan Sayın Cumhurbaşkanı herhalde “işte AB dediniz, AB’de olan bu” sonucuna varacaktır.
Benim gibi hukuk devleti, laiklik, çoğulculuk, katılımcılık (ademimerkeziyetçilik) diye sayıklayıp yerli ve milli soldan-sağdan tükürük yağmuruna tutulmaya artık alışkın bir liberter olduğu denli gafil muhalif içinse İspanya örneği tarihsel dönüşüm ve etkin yönetişim bakımlarından yakından incelenecek bir örnek olma özelliğini koruyor. Dileyen Katalunya gibi Bask ve Galiçya özerk bölgelerine anayasasında “federasyon” yazmayan resmi adıyla İspanya Krallığı’nda ne tür anayasal haklar tanınmış bakabilir.
İspanya Krallığı’nı geçtim tüm idari yapımızın ilhamını veren Fransa’nın, Üçüncü Cumhuriyeti’nden bugünkü –ve halen memur nüfusunun yüzde kırkının başkent Paris’te olmasıyla – en merkezi AB ülkelerinden olan (üniter devlet) Beşinci Cumhuriyeti’ne hangi aşamalardan geçerek geldiği, De Gaulle’ün getirdiği yarı-başkanlık sistemi, yine De Gaulle’ün 1969’da referandumu kaybedince çekilişi, AB bölgeler sisteminin Fransa’da nasıl uygulandığı vb. üzerine kafa yormak için hâlâ geç midir, onu da bilemem.
Değerli Ümit Akçay hocamızın bu sütunlarda yayımlanan son yazısındaki aciz bendenizce veciz bulunan “Otoriter yönetimlerin sınırını muhalefet çizer. Sosyal haklar gibi hukuk da biz kazanmadıkça kimse tarafından bize verilmeyecek.” cümleleriyle bitirelim öyleyse.
Yazarlar
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.04.2025
23.02.2025
27.01.2025
9.12.2024
19.11.2024
11.11.2024
2.11.2024
1.08.2024
14.06.2024
14.04.2024