Aydın Selcen
Ankara’nın Kerkük sonrasında hem Irak’ın hem kendi Kürtlerine söyleyecek tutarlı, esin kaynağı bir sözü olabilecek mi? Bu soru soruluyor mu? “Kerkük’ü size yedirmezler dedik dinlemediniz” derken Kerkük petrolü üzerinde bizim değil İran’ın mı söz sahibi olmasını tercih ettik yoksa? Eli güçlü Bağdat ve Şam, Ankara’nın sarsılmaz müttefikleri mi olacak bölgede? Pek çok kere yazdığım üzere sanki gelecekte geçmişe döndük ve doksanlarda uyandık.
Irak silahlı kuvvetleri bir günden kısa zamanda Kerkük kent merkezini, havaalanını, bitişiğindeki askeri üssü, petrol sahasının orta ve güney kubbeleri Avane ve Baba Gürgür ile küçük ikizi BaiHassan’ı Irak Kürdistan Bölgesi’nden (IKB) geri aldı. IKB’nin KDP ve KYB peşmergeleri tüm bu alanı (daha önce Şengal’de IŞİD’e karşı olduğu gibi) neredeyse tek kurşun atmadan Bağdat’a teslim etti.
(Bu yazı yazılırken Kerkük’ün batı paralelindeki BaiHassan petrol sahası ve Kerkük petrol sahasının KDP bölgesindeki kuzey kubbesi Khurmala’dan Erbil yolu üzerindeki Türkmen yerleşim birimi Altınköprü’de IŞİD saldırısı haberi çıkmıştı. Geçerli ise bu saldırının bertaraf edilmesi için Irak ordusu ile peşmerge işbirliği yapabilecek mi, yoksa Altınköprü dahi IKB elinden çıkacak mı göreceğiz.)
Yeni gerçekliğin her iki parti üzerindeki siyasal etkisi kalıcı ve uzun vadeli olacak. Kerkük olmadan IKB bağımsızlığının da anlamı kalmadı, adeta içi boşaldı. Üstelik Musul’un IŞİD’den kurtarılmasından sonra bir zafer hamlesinde olan Irak ordusunun Kerkük’ten sonra doğuya İran sınırına dönüp Celevle, Hanekin gibi yerleri hedef alması, eş zamanlı olarak Şengal’e (belki Mahmur’a) ve oradan Suriye sınırını IKB’den geri alarak Türkiye sınırına yönelmesi de muhtemel.
Böyle olduğu takdirde film önce 2014’e derken 1992 öncesine kadar geri sarılabilir. KDP ve KYB’nin karşılıklı kendi denetimlerindeki bölgelerindeki şubelerini kapatmaları, KDP’nin de KYB’nin danışıklı geri çekilmesinin ardından peşmergesini Kerkük’ten geri çekmesi, 1990’ların ortasındaki iç savaşı da yeniden başlatabilir. Ankara’nın 2003’te hayalini kurup gerçekleştiremediği Ovaköy’den güneye Telafer’e bir askeri yolla Musul’a yeni bir ulaşım hattı açmak projesini Irak ordusu gerçekleştirebilir. Suriye sınırının denetimi tümüyle Bağdat’a geçebilir.
Eski sınırlar ve tartışmalı bölgeler
KDP ve KYB, ne 1992, ne 2003, ne (koalisyon desteğiyle) IŞİD’in Erbil’e saldırısını savuşturup IKB’yi “doğal” sınırlarına eriştirme sonrasında birleşik bir idari yapı, maliye, peşmerge, istihbarat kuramamanın, yaygın ve derin yolsuzlukla mücadele etmemenin bedelini ağır ödedi. Her iki partiden hiçbir önde gelen ismin ortalarda gözükmemesi, yapılan bir iki açıklamanın da karşılıklı suçlamaya dönük olması IKB’nin içine girdiği derin belirsizlik ortamının vahametini anlatıyor.
Anlaşıldığı kadarıyla, Mam Celal’in cenazesinde büyük oğlu Bafil (ve ona bağlı KYB kontrterör biriminin başı yeğeni Lahur) Haşd-ı Şabi milisi komutanı Ebu Mehdi el Mühendis ile bir anlaşmaya varmış. Anlaşmaya Bedir Tugayı komutanı Hadi el Amiri de dahil olmuş. Herhalde Kerkük petrolünden pay karşılığı yapılan pazarlığın ardında İran DMO Kudüs Tugayı komutanı Kasım Süleymani’nin eli olduğunu tahmin etmek de güç değil.
Ardından peşmerge Irak ordusu karşısında Kerkük’ü terk etmeden hemen önce Dukan’da yapılan KDP-KYB zirvesinde bu uzlaşı iki taraf arasında paylaşıldı mı yoksa KDP, KYB’nin Kerkük’ün güney girişinden ve Süleymaniye yolundan çekildiğini görünce kendi kuvvetini hırpalatmadan bulunduğu yerleri boşaltma kararı mı aldı bilemiyoruz. İkincisi doğruysa iç çatışma olasılığı güçlenmiştir denilebilir.
Askeri harekat gelişirken KYB’li Kerkük Valisi Necmettin Kerim’i derdest etmek üzere peşine KYB kontrterör biriminin düştüğü ve adıgeçenin KDP tarafından korumaya alınarak Erbil’e getirildiği duyuldu. Ötesinde, KYB’nin önde gelen peşmerge komutanları Kosrat Resul ve Şeyh Cafer’in de kendi partilerince enterne edildikleri rivayeti çıktı. Kürt ahali uzun araç kuyruklarıyla Kerkük’ten Süleymaniye’ye sığındı. Geride bıraktıkları evlerin Haşd-ı Şabi milislerince yağmalandığı haberleri geldi.
Denge yeniden kurulabilirse, Bafil ve Lahur Talabani’nin ellerine geçirecekleri maddi ve askeri güçle Süleymaniye merkezli KYB’nin yeni efendileri mi olacağı yoksa hayal kırıklığına uğramış kalabalıkların yıkıcı öfkelerini KYB’ye mi yönelteceklerini izleyeceğiz. Vali Kerim’in ortadan kayboluşu, Musul Valisi Asil Nuceyfi’nin IŞİD karşısında önce gece poz kesip ertesi sabah sıvışmasını andırıyor. Buna karşılık bazı KYB önde gelenleri de 2003 sonrası Irak’ı soyup Batı’ya giden kimi eski Iraklı bakanlar gibi tüyerler mi bakacağız.
Ciddi analist Michael Knights’ın rakamlarına göre Kerkük IKB’den ayda 10 milyon ABD doları alırken, Bağdat anılan vilayete 114 milyon ABD doları aktarıyordu. Knights aradaki farkın günde 98 bin varil ham petrole tekabül ettiğine dikkat çekerek Bağdat olmadan IKB’nin Kerkük’ü nasıl yönetebileceğini (askeri harekat henüz başlamamışken) sorguluyordu. Bu ve benzeri soruları zamanında kendine sormaktan ve müzmin sorunlarına yanıt aramaktan kaçınan IKB bu gibi sert gerçekliklerle yüzleşmek zorunda.
Kuşkusuz bu askeri hamle Mart ayındaki seçimde Başbakan Abadi’nin elini güçlendirmiş ve Maliki’nin sertlik söylemini boşa düşürmüş oldu. Ama Irak’ın geleceği bakımından, Sünni Arapların, Musul’un Bağdat’la ilişkilerini nasıl yeniden düzenleyecekleri açısından, bundan sonra Bağdat’ın Kürtlere ne söyleyebileceği yönünden iyimser olmak çok mümkün değil.
ABD, Abadi’nin seçimi kazanmasının yolunu açmaktan memnun olabilir ama öyle yaptığını sanarken Abadi’yi İran’a teslim etmiş de olabilir. Yahut Abadi, Esat’ın İran etkisini Rusya’yla dengelemesi gibi ABD’nin desteğini kendi çıkarına değerlendirebilir. Obama döneminde yeri geldiğinde Başkan Yardımcısı Biden’in kriz çözmede kişisel müdahaleleri olabiliyordu. Şimdi Irak dosyasına ilgi Özel Temsilci McGurk düzeyinde. Dolayısıyla ABD-Abadi ilişkisinin nasıl ilerleyeceği de ayrı bir soru.
Britanya’nın ise Nibras Kazimi’nin tanımlamasıyla kendi ilişkilerini ve sözleşmelerini (“contacts & contracts”) muhafaza etmeyi tercih ettiği, KYB-İran anlaşmasından haberdar olup, göz yumduğu sonucuna varmak mümkün.
Abadi’nin Kerkük hamlesinden ve IKB’nin içe çökmesinden (“implosion”) en büyük kazanan İran gibi. Kasım Süleymani’nin parmak izleri açıkça ortada. Başkan Trump bir yandan İran’ı hedef tahtasına yeniden oturturken, diğer yandan KDP cebi dışında kalan Irak’ı topyekün İran’a mı teslim etmiş oluyor yoksa Abadi’ye mi oynuyor? IŞİD defedilirken ABD, zamanında Başkan Bush’un Saddam’ı devirince “görev tamamlandı” (“mission accomplished”) demesi gibi, Irak işini geride mi bırakacağını sanıyor? Henüz bu sorulara yanıt aramak için erken.
Rusya ise sessiz. Rosneft, bağımsızlık referandumundan hemen önce IKB’nin en önemli ekonomik paydaşı olmuştu. Moskova’nın Tahran’la iletişim sorunu olmadığı malum. Boruhattı faal olduğu müddetçe Rusya sessizliğini korur mu?
PKK, Kerkük’te tuttuğu 300 silahlı militan üzerinden Irak ordusunun M1-Abrams tanklarına karşı bir savunma hattı kurabilecek değil. Ancak Şengal ve Mahmur örneklerindeki gibi sadece bugün için değil yakın gelecek için de IKB’de kendine geniş siyasal alan açmış oldu. IKB’nin genç nüfusu için, özellikle KYB bölgesinde PKK’ye desteğin yaygınlaşacağı öngörülebilir. Bu durumdan, Kerkük’ün Bağdat eline geçmesinden Iraklılardan daha fazla sevinmişe benzeyen Ankara’daki ulusalcı ve milliyetçiler ne sonuç çıkaracak göreceğiz.
Dışişleri Bakanlığı’mızın açıklamasında Kerkük’ün mozaik olduğu belirtildikten sonra “Türkmen soydaşlarımızın anayurdu” vurgusu vardı. MGK açıklamasında ise bu sorunlu ibareden kaçınılmış. Sorunlu dememin nedeni Kerkük’ün Türkmen yurdu (da) olduğunu yadsımak için değil. Bölge siyasetini “soydaşlık” üzerine kurmaktan sonuç alınmayacağını ve Türkiye’nin de ırk temelli bir cumhuriyet olmadığını anımsatmak için.
Başbakan Yıldırım Bağdat’a gidecekti ertelendi. Dışişleri ve enerji bakanlarının da dahil olacağı güçlü bir heyetin Bağdat’a gideceği haberi çıkmıştı. Oysa Kerkük hamlesinin planlanıp, uygulanmasında başı çektiği görülen İran’a bakarsak hem Dışişleri Bakanı Cevat Zarif’in Celal Talabani’nin cenazesine katıldığını, hem Kasım Süleymani’nin Talabani’nin kabrini ziyaret ettiğini görüyoruz.
Irak Kürtlerinin hanedanları, mandarinleri hesap hatası yapmış ve çapsız davranmış olabilir. Irak Kürtleri yine etraflarına bakıp “dağlardan başka dostumuz yokmuş hakikaten” diyor olabilir. Pekiyi bizim Kürtlerden beklentimiz nedir şimdi? Ellerinde dürüp büktükleri kasketleriyle, gözleri yerde kapımıza gelmeleri mi? “Vallah billah Kürtlükten vazgeçtik” demeleri mi?
Ankara’nın Kerkük sonrasında hem Irak’ın hem kendi Kürtlerine söyleyecek tutarlı, esin kaynağı bir sözü olabilecek mi? Bu soru soruluyor mu? “Kerkük’ü size yedirmezler dedik dinlemediniz” derken Kerkük petrolü üzerinde bizim değil İran’ın mı söz sahibi olmasını tercih ettik yoksa? Eli güçlü Bağdat ve Şam, Ankara’nın sarsılmaz müttefikleri mi olacak bölgede? Pek çok kere yazdığım üzere sanki gelecekte geçmişe döndük ve doksanlarda uyandık.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları










































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.04.2025
23.02.2025
27.01.2025
9.12.2024
19.11.2024
11.11.2024
2.11.2024
1.08.2024
14.06.2024
14.04.2024