Aydın Selcen
Nereye kadar? Gittiği yere kadar gider. Toslayınca durur. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendi konuşmalarından* birine de yansımıştı sanki bilinçaltından: “Bizi hedeflerimizden kopartacak bir felâketle karşılaşmadık.” “Henüz” diye eklenebilir. “O felâket yakındır galiba” diye şeamet tellâllığı da yapılabilir. Hiç yoktan, dış politikada tam anlamıyla bir şanzıman dağıtmaya tanıklık ettiğimizi, en “milli meselelerde birlik” sayıklamasıyla ağzında şeker varmış gibi konuşan uyurgezer muhalefet mensubu dahi herhalde teslim edecektir.
Rusya Idlip’te yolumuza taş koydu. Erdoğan, Fırat’ın Doğusu’nda “yeni terör çukuruna” müsaade edilmeyeceğini açıkladı. Orada Ruslarla ortak yürütülen (ve bayrak göstermek dışında neye yaradığı pek anlaşılamayan) devriyeler iptal edildi. Barış Pınarı dörtgeninin güneybatı köşesine denk gelen Ayn İsa topçu ateşine alındı.
Yetmedi. Idlip’e Fırat Kalkanı cebinin güneyinden SMO milis saldırısına yol verildi. Bu saldırılarda dört Rus özel kuvvet mensubu subay öldürüldü. Cevaben Rus Hava Kuvvetleri TSK denetimindeki alanı ilk kez bombaladı. Serakıp’ta bir muhkem mevzi, direniş hattı yaratılmaya çalışıldı. MSB Akar’ın “iki kere haber verdik” dediği takviye kuvvete saldırı düzenlendi, altı şehit verildi, yedi yaralı var.
Dışişleri Bakanı yahut sözcüsü değil, AKP Sözcüsü Çelik çıkıp “Idlip’te rejim unsurlarının artık hedef olduklarını” açıkladı. Ki, hafife alınacak gibi değil, iktidarda da olsa neticede bir siyasal parti sözcüsünün ağzından komşu ülkeye Suriye’ye savaş ilan etmiş olduk. Yahut belki olmamışızdır, belki ciddiye alan mı olmadı, bilemiyorum.
O arada geleneksel fırtına obüslerimizin göklerden ölüm yağdırdığı, F-16’larımızın göz açtırmadığı, komutanların sınırboyuna gittikleri haberleri çıktı. Ruslar, sınırı geçen Türk savaş uçağı bulunmadığını duyurdu. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu mevkidaşı Lavrov’u telefonla aradı, Moskova Büyükelçisi Ortadoğu’dan sorumlu (kıdemli uzman ve iyi Arabist) Bakan Yardımcısı Bogdanov’dan görüşme talep etti.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın da tüvit attı, “kanları yerde kalmayacak” filan. Hani Orhan Veli’nin ünlü dizeleri gibi: Neler yapmadık şu vatan için / Kimimiz öldük / Kimimiz tüvit attık. Aynı Sayın Sözcü Kalın, bundan kısa bir süre önce “diplomasinin bir süreç yönetimi” olduğu, Erdoğan’ın “barış diplomasisi” yürüttüğü yollu, hepimize, sizleri tenzih ederim, benim gibi münafık taşkafalara diyeyim, ders veren saptamalarını da paylaşmıştı.
El hak aldık dersimizi, ettik ezber. Erdoğan ise ezberi bozdu. Anımsayacaksınız uçak düşürme başarısının (!) ardından son olarak Suriye üzerine bir kitap yazmakta olduğunu muştulayan çiçeği burnunda muhalif, dönemin başbakanı Davutoğlu Tiflis’ten gürlemişti Moskova’ya. Biz cahiller de, “yapın da madem, bari Tiflis’ten yapmayın” filan dediydik.
Söz uzadı. İşte Erdoğan, Davutoğlu’ndan oyun çalarcasına Ukrayna’nın başkenti Kiev’e gitti. Denetlediği tören kıtasını “Şan olsun Ukrayna’ya” (“Slava Ukraine”) nidasıyla selâmladı. Bilenler, bunun tarihsel bir faşist ünlemesi olduğunu ve sözkonusu tercihin hangi bağlamda yapılırsa yapılsın Moskova’nın damarına basmak demek olduğu yorumunu** yaptı. Üstelik Erdoğan 200 milyon TL tutarında askeri yardım da açıkladı.
Öyle de oldu. Uçak düşürme günlerinde olduğu gibi, bizim güzide havuzu aratmayan, Putin’in güdümlü medyası yaylım atışına geçti. Onları geçelim, Ankara’daki Büyükelçi Erkhov’un üslubunu andıran biçimde, onunla aynı Rus Dışişleri tornasından çıkma bir diğer diplomat Başkanlık Sözcüsü Peskov’un Erdoğan’ı Kırım’ı ziyarete davetindeki istihza da gözlerden kaçmadı.
Tüm bunlar olurken, Atlantik’in öte yakasında ABD’de Halkbank temyiz mahkemesine başvurdu. Demek Yargıç Berman’ın çıkardığı fatura ağır geldi ve Halkbank hem ortada ABD yargısının alanına giren bir durum olduğunu zımnen kabul etti, hem yine zımnen ABD şeriatının keseceği parmağa razı olduğunu dışa vurdu. ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Büyükelçi Jeffrey de fırsatı kaçırmadı, “Putin’e güvenilemeyeceğini” kendinin de Erdoğan’a zamanında söylediğini belirtti. ABD, Türkiye’ye Idlip’te destek beyan edip, işi HTŞ’nin pek de terör örgütü olmadığına dek vardırdı.
Yunanistan, Libya’nın UMH’iyle yapılan deniz yetki alanları anlaşması çöpe atılmadıkça AB’nin Libya politikasını bloke edeceğini açıklamıştı. Miçotakis Macron’la da kol kola girdi, Fransa hem Doğu Akdeniz’e deniz görev gücü gönderiyor, hem savaş uçaklarını Kıbrıs semalarında uçurdu. BAE’nin de Hafter’in LUO’suna silâh sevkiyatına gaz verdiğini geçen yazılarda konuşmuştuk. Miçotakis, atlayıp Suudi Kralı’nı ziyarete Riyad’a da gitti.
Böyle yazı yazmak da ne güzel oluyor. Eskiden, yani çok eskiden yetmişlerin ikinci yarısında, rahmetli babam transistörlü radyosundan canlı maç yayınlarını dinlerdi. Lezzetli anlatımlar olurdu: “Sağa baktı, sola yattı, bakışlarıyla boşa kaçan liberosunu aradı, kendi ekseni etrafında 360 derece harmanladı” filan. Babam da sabırsızlanır, “doğru dürüst anlatsana ulan p…k, maçta ne oluyor!” diye radyoyla kavga ederdi.
Siz de sadık amadenize benzer şeyler söylediniz korkarım, kulaklarımda bir çınlama var zira. Ne diyelim, haksız sayılmazsınız. Bakarsınız yarın “aaa, meğer NATO üyesiymişiz; meğer bu ülke en az 19. yüzyılın ortasından bu yana Batı devletler ailesinin bir parçasıymış” gibi keşiflerle karşımıza çıkıverir bizi onsekiz yıldır yönetenler ve başımıza tüm bu çorapları örenler. Koalisyon ortağı Bahçeli o sahneyi hazırlamıştır belki.
Eh, kale alırlarsa, benim gibilere dönüp “sen zaten ince oyunu baştan hiç anlamadındı” da derler mi, derler. Yalnız, çorap örmekten söz etmişken, yumaktan bir ilmek çekince, örnekse Idlip’te yerleşim birimlerini Suriye’ye bırakıp Hatay sınırına çekilmek zorunluluğu ortaya çıkarsa, gerisinin ne var yok çorap söküğü gibi gelmesi de olası hatta mukadder.
*Erdoğan’ın AKP meclis grubuna 14 Ocak 2020 tarihli hitabı
**Örnekse bkz. http://medyagunlugu.com/haber/slava-ukraine-polemigi-46530
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.04.2025
23.02.2025
27.01.2025
9.12.2024
19.11.2024
11.11.2024
2.11.2024
1.08.2024
14.06.2024
14.04.2024