Cemil KOÇAK
Demokrat Parti’nin kuruluşunu anlatan pek çok kitapta; muhakkak San Francisco Konferansı’ndan söz edilir. Bunun nedeni olarak da, bu konferans nedeniyle Türkiye’de demokrasiye geçildiği belirtilir. Ama bu, sadece bir efsaneden ibarettir.

İkinci Dünya Savaşı’nın son yılına girilmişti. Sonradan Yalta Konferansı olarak bilinecek olan, ama o zamanki adıyla Kırım Konferansı, 1945 yılının Şubat ayında toplandığında, uluslararası ilişkilerde yeni bir döneme de adım atılmış oldu. Konferansın amacı, savaş sonrasındaki yeni dünya düzenini kurmaktı zaten. Türkiye için de konferansın özel bir önemi ve anlamı vardı.
Birleşmiş Milletler üyesi olabilmek
Konferansın Türkiye açısından önemi, Mart ayına dek Almanya ve Japonya’ya savaş ilân etmeyen devletlerin Birleşmiş Milletler (BM) üyesi olamayacakları yolunda alınan karardı. Bu iki ülkeye 1 Mart tarihine kadar savaş ilân eden devletler, 25 Nisan’da toplanması kararlaştırılan San Francisco Konferansı’na davet edilecekler ve bu konferansta kurulması tasarlanan BM’nin kurucu üyesi olabileceklerdi. Bu durumda, Türkiye’nin de, zafer kazanan müttefiklerin, yani ABD, Sovyetler Birliği ve İngiltere’nin yanında olduğunu göstermesi için artık savaşa katılması gerekiyordu.
Burada dikkat etmemiz gereken nokta; BM’nin bu tarihte henüz uluslararası bir örgüt olmayıp, Alman-İtalyan-Japon ittifakına karşı savaşa katılmış olan ülkelerin birleşik cephesini ifade etmesidir. Hatırlanmalıdır ki, 1 Ocak 1942 tarihinde, Mihver devletleri olarak tanımlanan bu ittifaka karşı savaş ilan etmiş olan ülkeler, kendilerini BM olarak tanımlamışlardı. Bu aşamada BM, Mihver devletlerine karşı savaş ilan etmiş olan ülkelerin tümüne birden verilen sıfattı.
Demokrasiye geçişin nedeni
Türkiye’de kısa bir süre sonra gerçekleşecek olan rejim değişikliğiyle ilgili olarak, hemen o sırada ortaya konulan ve daha sonraki yıllarda da yinelenen bazı görüş ve iddiaları da, bu vesileyle tartışmak yerinde olacaktır. Bilindiği gibi, Türkiye’de 1945 yılında gerçekleşecek olan rejim değişikliğinin nedenlerinden biri olarak, dış etkenler ve(ya) dış baskılar gösterilir ve bu görüşü temellendirmek için de, önemli bir argüman olarak, Yatla Konferansı kararları temelinde, San Francisco Konferansı’na katılabilmek ve dolayısıyla da BM’nin kurucu üyesi olabilmek için, Türkiye’nin bir rejim değişikliği dışında bir başka şansının bulunmadığı belirtilir. Gerçekten böyle mi oldu acaba?
Yanıtını vermeye çalışayım; üstelik bu argümanın kendisinden hareketle… Bu aşamada, açıkça görüldüğü gibi, BM’nin kurucu üyesi olabilmek için, San Francisco Konferansı’na katılabilmenin yegane koşulu, Mihver devletleri olan Almanya ve Japonya’ya en geç 1 Mart tarihine kadar savaş ilan etmekten ibaretti. Ankara da, bu koşulu yerine getirmek için harekete geçecektir.
San Francisco’ya davet edilenler
Türkiye de nihayet 23 Şubat’ta savaş ilan etti. 6 Mart’ta da konferansa katılım için davet aldı. Prosedür tamamlanmıştı. Şimdi gelelim, Türkiye’nin dışında konferansa katılan devletleri yakından tanımaya… Bu ülkeler; Arjantin, Avustralya, Belçika, Bolivya, Beyaz Rusya Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti, Dominik Cumhuriyeti, Ekvator, El Salvador, Mısır, Habeşistan, Fransa, Yunanistan, Guatemala, Hollanda, Yeni Zelanda, Norveç, Panama, Kanada, Şili, Çin, Kolombiya, Kostarika, Küba, Çekoslovakya, Danimarka, Haiti, Honduras, İran, Irak, Lübnan, Liberya, Lüksemburg, Meksika, Sûriye Arap Cumhuriyeti, Paraguay, Peru, Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti, Sovyetler Birliği, Filipinler, Polonya, Suudi Arabistan, Güney Afrika, İngiltere, ABD, Uruguay, Venezüella ve Yugoslavya, Nikaragua, Avusturya, Hindistan, Brezilya idi. Eğer BM üyesi olmak için; San Fransısco Konferansı’na katılmak için, tek-partili rejimden çıkmak gerekiyorsa; bunu ilk yapması gereken ülke, herhalde Türkiye değildi! Stalin’in ülkesinin BM kurucusu olduğu bir dünyada, kriter, asla demokrasi değildi!

Asıl kritik nokta…
Bu listeden de hemen fark edileceği gibi, San Francisco Konferansı’na katılan ülkelerin rejimleri bir tasnife tâbi tutulmamıştı. Adı geçen pek çok ülkenin rejimi, Türkiye’ninkiyle benzerdi. Ancak hiçbir ülkeden rejim değişikliği talep edilmemişti. En azından şimdilik... Mihver devletlerine savaş ilânı yeterli görülmüştü. Yani, tek-partili rejimlere sahip devletler de, BM’nin kurucu üyesi olabileceklerdi. Rejim sorunu bir ön koşul değildi. Zaten eğer aksine bir talepte bulunulmuş olsaydı, Türkiye gibi pek çok ülkenin daha bu aşamada rejimlerini gözden geçirmeleri gerekirdi. Sovyetler Birliği gibi, birçoğu için de bu zaten imkânsızdı. Dolayısıyla, bir rejim değişikliği talebi, yalnızca müttefiklerin cephesini daraltmaktan öteye bir işlev göremezdi.
Sonuçta, rejimleri ne olursa olsun devletler, tek-partili rejimler de, BM’nin kurucu üyesi olabilme şansına sahiptiler. Yalta Konferansı’nın ve 1 Ocak 1942 tarihli BM Beyannamesi’nin resmî belgelerinde, ülkelerin rejimlerine yönelik herhangi bir talep ya da koşul bulunmuyordu.
Gerekçe bulunduğunda…
Elbette BM anlaşmasına imza atılması, iç politikada serbestlik isteyenlerin elini güçlendirmişti ve bundan ayrıca yararlanmak imkânı da vardı. Yine de önceleri buna bir miktar ihtiyatla yaklaşıldı; mesela, Ahmet Emin Yalman, daha 20 Nisan 1945 tarihinde Vatan gazetesinde kaleme aldığı uzun bir yazı dizisinde; Türkiye’de rejimde meydana gelmesi beklenen muhtemel gelişmelerin, daha bu sırada dahi iddia edildiği gibi, dış kaynaklı olduğu yolundaki görüşleri reddediyordu. Yalman şöyle yazmıştı: “Memleketimizin San Francisco Konferansı’nda hürriyeti isteyenlerin ve kabul edenlerin tarafında yer alacağı[ndan] şüphe edilemez. Fakat hürriyet mefhumunun sözde kalmamasına, geniş bir ruhla tatbik edilmesine ihtiyaç vardır. [Fakat] başka milletler buna lüzum gösterdikleri için değil, kendimiz buna inandığımız ve hürriyetten vazgeçmeye hiçbirimiz hiçbir zaman razı olmadığımız için...”
KONFERANS VE DEMOKRASİ ARASINDA KURULAN İLİŞKİ
17 Mayıs’ta Vatan gazetesinde son derece ilginç ve önemli bir haber göze çarpıyordu: Dışişleri Bakanı Hasan Saka, ABD’de, San Francisco Konferansı sırasında, Fransız Reuter Haber Ajansı’na yaptığı bir açıklamada şöyle demişti: “Cumhuriyet rejimi, siyasî bir müessese olmak sıfatı ile modern demokrasinin yolu üzerinde azimle gelişmektedir. Anayasamız, en ileri demokratik anayasalar ile mukayese edilebilir ve başkalarını da çok geride bırakır. (...) Her demokrat tezahürü, harpten sonra Türkiye’de de gelişecektir.”
San Francisco Konferansı’nda Türk heyeti içinde yer alan Nihat Erim ve Feridun Cemâl Erkin de, yıllar sonra, bu görüşmeler sırasında, Türkiye’de demokratik bir yönetimin kurulacağına ilişkin olarak bazı açıklamalarda bulunmaları için, bizzat İnönü’den talimat aldıklarını açıklayacaklardır.

DP’nin müstakbel kurucularından Adnan Menderes de, yine bu sırada TBMM’de, rejimin zaaflarını ilk kez dile getirmeye cesaret ederken, tesadüfen aynı gün, yurt dışında Dışişleri Bakanı Hasan Saka, rejimde “demokrat” bir gelişme olacağını, yabancı basına ve kamuoyuna duyuruyordu. Menderes’in bu açıklamadan haberi var mıydı, bilmiyoruz. Fakat San Francisco Konferansı’ndaki resmî ya da gayri resmî açıklamalar da göz önüne alınırsa, bu sırada Batı dünyasına bir açılımda bulunulduğu kesindir. Menderes, muhtemelen Ankara’nın San Francisco’daki resmî ya da gayri resmî açıklamalarından habersizdi.
Sabiha Sertel, Dışişleri Bakanı Hasan Saka’nın söz konusu demecinin Vatan gazetesinde yayınlandığının hemen ertesi günü, 18 Mayıs’ta, bu açıklamayı şöyle yorumluyordu: “Türk Esas Teşkilât Kânunu [1924 Anayasası], demokratik prensipleri ihtiva eden, ileri bir kanundur. Bütün dünya milletlerine ve fertlerine vaat edilen geniş demokratik hakları vermek zamanı gelmiştir. (...) [ABD Başkanı] Roosevelt’in dünyaya vaat ettiği, San Francisco Konferansı’nda milletlerarası anayasaya geçeceği söylenen dört hürriyetin, Türk vatandaşlarına da teşmili... (...)
[Türkiye], milletlerarası manzumeden ayrı, Merih’te yaşayan, mücerret bir devlet değildir. Dünyanın daha iyi bir demokrasiye, daha geniş halk hâkimiyetine geçtiği bir devirde, Türkiye’de de her nevi neşir, teşkilâtlanma, ihtiyaçtan ve korkudan kurtulma hürriyetlerinin tatbik edileceği geniş bir saha vardır. (...) Dışişleri Bakanı [Hasan Saka]’nın San Francisco’dan gönderdiği bu müjdeyi, Türk demokrasisinin daha ileri bir safhaya geçişinin ilk işareti [olarak] telâkki edebiliriz.” İşte; ilerideki yıllarda konferans ile demokrasi arasında kurulacak olan bağlantının ilk örgüleri, daha bu sırada atılmaya başlanmıştı bile… Bu politik bir argümandı; fakat tarihsel akış içinde kesinlikle doğru değildi.
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları

























































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.02.2016
3.02.2016
26.03.2016
19.03.2016
13.03.2016
5.02.2016
28.02.2016
20.02.2016
13.02.2016
7.02.2016