Gökhan BACIK
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu geçen hafta yaptığı bir konuşmayla geleneksel Kemalizm çizgisine göre devrimci sayılacak bazı vaatlerde bulundu.
Bu konuşma genel açıdan bakarsak Kılıçdaroğlu’nun CHP’de uzun süredir yapageldiği “dönüşümün” devamı olarak görülebilir.
Ancak Kılıçdaroğlu, bu sefer çıtayı son derece yukarı bir noktaya taşıdı.
Metaforik olarak ifade edersek bu konuşma ile Kılıçdaroğlu, Kemalist içtihat kapısını zorlamakta ve açmaya çalışmaktadır.
Türkiye’de iktidar değişiklikleri uzun süredir ekonomik krizler marifeti ile olmaktadır.
Süleyman Demirel’in ifadesiyle “boş tencere” iktidarları değiştirmekte ama bu değişim sathi bir düzlemde gerçekleşmektedir. Böylece ekonomik krizlerle yer değiştiren siyasal aktörler fikri sabit haline gelmiş ideolojilerini aynen korumaktadırlar.
Bugün de yaşadığımız siyasi deprem esasen “boş tencere” marifeti iledir. Eğer böyle süreç devam ederse “boş tencere” Türkiye’de bir siyasi depreme (tıpkı 2001 yılında olduğu gibi) yol açabilir.
Böyle bir değişim ise tıpkı geçmişte defalarca olduğu gibi düşünsel bir yenilenme ve değişim anlamına gelmeyebilir.
Toplum ekonomik nedenlerle kızgındır ve halk iktidarı bu kızgınlıkla değiştirebilir. İktidar değişimi ile bir süre göreceli düzelme yaşanabilir de.
Ancak yapısal ve düşünsel paradigmada değişim olmazsa bir süre sonra Türkiye’nin yeniden istikrarsız bir döneme girmesi kaçınılmazdır.
Bunu anlamak için neredeyse her 10 yahut 15 yılda yaşadığımız “yeni bir başlangıç” ve sonra gelen “buhranlara” bakılabilir.
Örneğin, neredeyse 100 yıllık bir hazırlıktan sonra 2001 ile iktidara gelen İslamcı blok (içinde AKP’nin yanında türlü cemaat ve tarikatları da alacak biçimde) bugün itibari ile iflas etmiştir. Bu iflasın bir nedeni de İslami aktörlerin yeni bir içtihat üretememesidir. Kendini yenilemeyen İslamcı paradigma, konjonktürel olumlu hava ortadan kalkınca memleketi yönetemez hale gelmiştir.
Kılıçdaroğlu’nun çıkışı işte bu açıdan önemli. Büyük bir ekonomik buhran bir şekilde CHP’nin başat olduğu bir bloğu iktidara getirebilir. Bir süre konjonktürel iyileşme de yaşanabilir.
Ancak CHP, yani Kemalizm, yeni bir içtihat geliştirmezse tıpkı önceki tecrübeler gibi bir zaman sonra tekrar yapısal sorunların kaçınılmaz sonucu olan istikrarsızlık baş gösterecektir.
Yeni içtihat geliştirme zorunluluğu basit bir nedenden kaynaklanıyor: Kemalizm dahil her politik ideoloji zamanla eskir. Ancak insanlar duygusaldır ve yenilenmeyi kabullenmezler. Yenilenme pek çok kişide yenilmek olarak algılanır. Esasen bir ideoloji için yenilenmek güçlü ve canlı olmanın delili iken pek çok insan yenilenmeyi bir eksiklik olarak görür.
Bu açıdan bakarsak Kemalizm’de yeni bir içtihat sadece geniş kitlelere ulaşmak için hayati önemde değildir. Aynı zamanda iktidarın güçlü bir bileşeni haline gelince CHP’nin ülkeyi daha başarılı yönetmesi için gereklidir.
Yani siyasal içtihat doğası gereği “diğer gruplara açılmak” için yapılan popülist bir eylemden ibaret değildir.
Burada kritik nokta şudur: Kemalizm, Batıcı, bilimci ve ilerlemeci bir düşüncedir. Bazı insanların itirazı Kemalizm’in bu özüne değil yenilenmeyen ve zamanla bir tür dogmaya dönen tarafınadır.
Eğer Kemalistler yenilenmeyi bir “ayıp” olarak görmeyip siyasal bir içtihat yapabilirlerse Kürt sorunundan, ekonomik kalkınmaya Türkiye’nin pek çok sorununu çözmek daha da kolaylaşacaktır.
Elbette her yeni içtihat girişiminde olduğu gibi bir Kemalist içtihat denemesinde en büyük engel “tapınak bekçileridir.” Kemalizm konusunda yeni bir içtihat yapmanın en büyük engeli doğal olarak Kemalistler arasından çıkacaktır.
Kemalizm’in tarihsel yorumunu kutsayan kişilerin Kılıçdaroğlu’na açık veya kapalı olarak kızdıkları bir gerçektir.
Öte yandan CHP tarihi bu tür içtihatlara da açıktır. 1960’ların başında İsmet İnönü’nün “ortanın solu” kararı böyle bir içtihattı. Nitekim o içtihadı yapan İnönü, 1963 yılında Türkiye ve AB arasında bugün temel çerçeve olan Ankara Anlaşmasının da mimarıdır.
Bu değişimi İnönü Vakfı’nın sitesinde bir paragrafta net görmek mümkün:
“Meclis Grubu toplantısında konuşan İnönü, partilerin bir “manastır” olmadığını vurgulayarak, CHP’ye her kesimden yeni üyeler almak gerektiğini belirtmiş ve “İçine yeni unsurlar almayan bir partinin hayatiyeti kalmaz… Devrimci bir parti olarak, örneğin kadın, işçi, esnaf milletvekilleri çıkarmalıyız!” demişti.
Kanaatimce İnönü’nün partinin “manastır” olmadığını vurgulaması ile “esnaf milletvekili çıkarmalıyız” vurgusu eşit önemdedir.
2021 yılından geçmişe bakarsak CHP’nin hala yeteri kadar “esnaflaştığını” söylemeyiz. Öte yandan, 2001 sonrası AKP ile girilen kavga yüzünden CHP bazı konularda “manastırlaşma” sürecine bile girmiştir.
Bu açıdan bakarsak Kılıçdaroğlu’nu, 1960larda İsmet İnönü’nün yaptığı içtihat türü bir değişimin peşinde olarak görebiliriz. İnönü içtihatları meyvesini vermiş midir?
Evet vermiştir.
Ecevit’in nitekim daha sonra büyük bir oy alması İnönü’nün Kemalizm içinde yaptığı içtihatlar sonucundadır. Nitekim, Metin Toker’e göre Ecevit, “bu yeni kimliği işleyip genişletmiştir.”
Türkiye’de sorun sadece yeni bir hükümet değildir. Türkiye’yi dünyaya, demokrasiye ve adalete taşıyacak yeni bir paradigmaya ihtiyaç vardır.
Kılıçdaroğlu eğer Kemalist içtihat kapısını aralayıp içinden geçebilirse bu büyük paradigma ihtiyacını dolduracak önemli bir adım atmış olur.
https://ahval.io/tr/chp/kilicdaroglu-kemalist-ictihat-kapisini-acabilecek-mi
Yazarlar
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
14.07.2025
17.06.2025
27.05.2025
24.03.2025
10.03.2025
23.02.2025
16.02.2025
27.01.2025
3.12.2024