Hasan GÜRKAN
İnge Kemp Genefke İşkence Kurbanları Tedavi Merkezi Kurucusu
“Zorbalık karşısında sessiz kalan herkesin içindeki insan ölür” W.Soyinka
Ölümlerine Ağlanmayan Askerlerdi
İlhan Erdost yıllar önce sıradan bir Ankara sabahına uyandığında, yüreği derin bir acıyla sarsıldı. Uzak bir Latin Amerika ülkesinden haberlerle doluydu gazeteler. Fotoğraflarda yüzükoyun kaldırımlara yatırılmış insanlar gördü. Askeri cemseler, tanklar, tel örgülerle çevrilmiş Santiago Stadyumu.Yanmış yıkılmış Başkanlık Sarayı, bir de “ölümlerine ağlanmayan askerlerdi” belleğine kazılan. Bir de ince uzun parmakları Victor Jara’nın. Günlerce gözlerinin içi yandı. Yıllar sonra postal dipçik darbeleriyle susacak genç yüreği, derin bir acıyla sarsıldı. O günlerde sanki bir kıl yumağıydı gelip gırtlağına oturmuş.
Miguel Leebizim Neruda’nın hemşerisi bir bakır işçisidir.
Ne Ankara’yı, ne de İlhan’ın güleç yüzünü bilir. Bir gece yarısı evinden alınıp sorguya götürülürken, çok uzak bir şehirde kendisi için acı çeken İlhan’ın insan yüreğinden habersizdi.
“Gözlerim bağlıydı. Başıma metal bir çember geçirip kulak memelerime elektrot bağladılar. Elektrik verdiklerinde gücün yettiği kadar bağır, acın hafifler demişti arkadaşlarım. Elektriğin dozunu yavaş yavaş artırıyorlar. Sanki kafama aynı anda sayısız çiviler çakıyorlar. Bağırıyorum, sesim çıkmıyor. Dilime hakim değilim. Dişlerim birbirine çarpıyor, dilimi ısırıyorum, bağıramıyorum.
Doktor İnge Kemp Genefkenörolog. Sakin , kendine güvenli, minyon tipli bir kadın. Sesinde biraz hüznün, biraz öfkenin rengi var. Ya da bana öyle geliyor. İşkence Kurbanları Merkezi’nin yöneticisi. Hemşire Lone ile fizikoterapist İnge Blach’ın arasında oturuyor. Lone daha önce Af Örgütü’nde çalışmış, uzun boylu.
“Miguel ülkesinden kaçıp Danimarka’ya geldiğinde ruhi bunalım içindeydi. Hayata küskündü. Ne dil öğrenmek, ne de çalışmak istiyordu. Şimdi eski sağlığına kavuştu.
Duygusuz Bir pazartesi
Alışılmış bir kış günü yaşanmakta Kopenhag’ta. Sakin emeklileri, bürokratları, kartpostallara taş çıkartan karlı park manzaralarıyla duygusuz bir pazartesi sabahı. Sen Nöreport alanından 84 nolu otobüse binip Rigs Hospital’in önünde ineceksin.Taş avluya gir, ilerde diğerlerinin yanına sığınmış gibi küçük bir bina göreceksin. Köşede birkaç basamak bir merdiven ve bir levha: RCT- Rehabilitiotions Center For Tarturofre.
“Buraya gelenler hep kalplerine bir şey olmuş olmasından korkarlar. Göğüslerine yedikleri darbelerin, elektrik işkencelerinin yarattığı bir korkudur bu. Miguel de aynı korkuyu yaşıyordu. Muayenede kalbinin sağlam olduğunu görünce rahatladı. Yine de yıkılmış, dağılmış bir insandı o günlerde.
En Korkuncu Rus Ruletiydi
“Cop, dayak, şok, papağan tüneği hepsini gördüm. En korkuncu rus ruletiydi.”
Binada alışageldiğimiz hastaneleri andıracak hemen hiçbir şey yok. Ne beyaz önlüklü doktorlar, ne ilaç kokusu. Sade döşenmiş ev havası verilmeye çalışılmış. Duvarda elişleri, tablolar, örgüler.
“Smith Wesson’du. Bir mermi sürdü. Topluyu çevirip namluyu şakağıma dayadı. Soğuk çeliğin terli tenime değişiyle, tetiğe bastığında çıkan ‘çıt’ sesi arasında geçen saniyeler bitmek bilmedi. Horoz düştü ama mermi patlamadı. Ölmemiştim: İkinci defa tetiğe bastığında öldüm sandım. İnanamıyordum ama gene yaşıyordum. Üçüncü denemeden önce neden baştan halletmediğini sordum. Cevap vermedi, soğuk soğuk sırıttı.”
“Diyarbakır’da yattım ben. Tam üç yıl. Bir gece hücremden alıp dağ başında bir yere götürdüler. Gözbağımı çözdüklerinde bir kuyunun başında olduğumuzu anladım. Aşağısı zifiri karanlıktı. Belime bir ip bağladılar, sonum gelmişti. İki kişi itti ardımdan, yuvarlandım. Dibe düştüğümde suyun bir karış olduğunu anladım.Tekrar yukarı çektiler.Yüzünde şark çıbanı olanı, dipteki kapağı açıp, itin hergeleyi, diye bağırdı adamlarına”
“Bizim oralar denize sarp kayalıklar, yalçın uçurumlarla doludur.Trabzonluyum ben. Askeri cipten bir uçurumun başında indirdiklerinde temiz hava iyi geldi. Biraz açıldım. Uzaktan dalgaların sesi duyuluyordu. O uğultuda Sürmene gecesini düşündüm.
Biri silahını çekip alnıma dayadı. Kelimeyi şahadet getir, orospu çocuğu deyip tetiğe bastı, ama silah ateş almadı. Dizlerimin bağı çözülmüştü. Kahkahalarla gülüyordu hepsi.”
“İşkenceciler kurbanın hafızasında hep yaşadığı en kötü anın kalmasını istiyorlar. Arkadaşının işkencede öldürülüşünü, karısının çığlıklarını unutmamasını istiyorlar. Bunun için biz, kurbanla bu anlarını uzun uzun konuşuruz. Ona işkenceden öncede bir hayatı olduğunu hatırlatmaya çalışırız.”
Merkezi gezdiriyorlar. Muayene ve tedavi odaları: bir masa, yerde oyuncaklar, köşede bir divan. Buraları bende hep daha az önemli bir iş için kullanılan yerler izlenimi uyandırıyor.
“Biz buraya gelenleri önce tepeden tırnağa muayeneden geçiririz. Çeşitli psikolojik ve fizik testler uygularız.
Miguel başlangıçta,muayene için bile soyunurken sıkılıyor, terliyordu. Beyin elektrosu alınırken ya da dişçide çok tedirgin oluyordu.”
İçimi Kavuran Nefreti Anlatamam
Miguel’in gözleri dalmış, sesi monoton.
“ İşkencede fiziki acılar o kadar koymuyor insana. Bu acılar nihayet bir süre sonra geçiyor. Ama beni aşağılamalarını unutamıyorum. Gene sorgudaydım. Ellerim ve gözlerim bağlı dövüyorlardı. Bir ara subayın biri böğrüme tepti. Dengemi kaybederek öteki masada tutanağı yazan subayın masasına yığıldım.Yere itti beni. Ayağıyla başıma bastı. Defedin bu kızıl pisliği diye haykırdı. Sürükleyerek götürdüler. O anı unutamıyorum. O günden beri içimi kavuran nefreti anlatamam. ”
“ Eskiden işkencenin amacı düşman sayılan tutukluyu cezalandırmak, yahut ondan iktidar sahiplerinin işine yarayacak bilgileri elde etmekti. Teknikteki son on beş yıllık gelişme açık olarak bu amacın tamamen değiştiğini göstermektedir. İşkence metotları psikolojideki en modern bilgiler kullanılarak geliştiriliyor. Doğrudan insanın kişilik yapısına, karakterine saldırılıyor.Tutuklu güçsüz, kendine güvensiz, gururu kırılmış onuru yıkılmış hale getirilmek isteniyor. Kişinin hücrelerine kadar nüfuz etmek, kişiliğini deforme etmek, sonunda kurbanı gerek fizik, gerek ruhsal olarak kendini tanıyamaz hale getirmek istiyorlar.
“Kurban yakalanmadan önce sağlıklı bir kişi. İşkenceden sonra koparıldığı ortamına dişleri sökülmüş, zayıflamış, fiziki olarak çökertilmiş, ruhsal bakımdan yıpratılmış bir kişi olarak dönüyor. Hem kendisi,hem yakınları bu ‘yeni’ insanı yadırgıyorlar.”
Yanımda oturan beyaz balıkçı yakalı kazaklı kadın, ben dedi,
bir izci oymağının lideriyim. Gurubumuz ilkokul çağında küçük kızlardan oluşuyor. Her yıl biz kanserle mücadeleye, Afrika’daki açlara yardım için bir piyango düzenleriz. Kızlar televizyonda sizin çalışmalarınızla ilgili bir program izlemişler. Bu yılki gelirimizi tedavi merkezine vermeyi kararlaştırdık. İşte çeki.
Bu küçük kızların içindeki insan hiç ölmeyecek, diye düşünüyorum. Hep yaşayacak. Tedavi merkezi 1982’ nin sonunda çalışmaya başlamış. Resmi olarak da 1984 Mayısında açılmış.
“ Böyle bir merkez kurma kararını Uluslararası Af Örgütü’nün Londra toplantısında aldık. Gerçi daha önce işkence kurbanlarını tedavi etmiştik. Gene de nasıl bir tedavi uygulayacağımızı tam bilmiyorduk. Latin Amerika ve Asya’dan uzman doktorlarla ilişki kurduk.
-Tedavi Merkezi neden Uluslararası Af Örgütü’ne bağlı değil?
-Tedavi çalışmalarına 1974’de Uluslararası Af Örgütü çerçevesinde başladık. O yıllarda Yunanistan’da sistemli işkence uygulanıyordu. Oradaki doktorlarla işbirliği yaptık. Merkezin amacı Af Örgütü’nünkinden farklı. Bizim işkenceleri tespit, teşhir, hükümetler nezdinde baskı yaparak durdurmaya çalışmak gibi bir amacımız yok. Biz tedaviyle uğraşıyoruz.
Ününü daha önce duymuş, hakkında çok şey okumuştum.
Ama onunla ilk defa Beyoğlu’nda Dünya Sineması’nda karşılaştım.Yaşlı, huysuz, mendebur bir ihtiyar: Doktor Mengene. Maratoncu kurbanını koltuğa oturtmuş, sağlam dişini elektrikli burguyla oyuyor. Uzun boyluydu. Üniformasını çıkartmıştı.
Ve Mamak Askeri Cezaevi’nde ülserli mahkumlara aspirin veren meslektaşından yaşlıydı.
Filipinlerde Tedavi Merkezleri
“Filipinlerde bizim gibi dört tedavi merkezi var. Tabi onlar Stresli Hastalara Yardım Merkezi gibi adlar altında çalışıyorlar. Bir tanesi çocuklarla ilgili .Marcos döneminde biz Filipinlere gittik. Ayrıca bazı Filipinli doktorlar da Danimarka’ya geldiler. Kurbanların tedavisi konusunda eğitim aldılar. Eğitim çok önemli. İnsanın kendi ülkesinde ailesinden, çevresinden kopmadan kendi dilini bilen insanlarca tedavi edilmesi daha olumlu sonuçlar veriyor. Şili, Uruguay, Arjantin gibi ülkelerde de değişik adlarla çalışan tedavi merkezleri var.
-Peki, ama bu merkezlerde çalışanlar için bir tehlike söz konusu değil mi?
-Elbette hem bu merkezlerde çalışanlar, hem de tedavi olanlar tehdit altında. Ama meslektaşlarımız bunu göze alıyorlar. Aynı tehdit burada tedavi görenlerin memleketlerindeki yakınları için de söz konusu.”
Odada on beş kişi kadarız. Sigara dumanı çıksın diye pencereyi açıyorlar. Serin, temiz bir hava doluyor içeri. Sesinde biraz hüzün, biraz öfke bulduğum doktor masanın başında oturuyor. Yanında Lone e İnge. Onlara İlhan’ı anlatsam. Kasımpaşa Kimsesizler Mezarlığına gizlice gömüleni. Diyarbakır zındanında yakılarak öldürülenleri anlatsam. Artık ellerinden bir şey gelmeyeceği için ne kadar kahrolurlardı.
-Türkiye’den doktorlarla ilişkiniz var mı?
Duraklıyor.Çeşitli ülkelerden meslektaşlarla ilişkimiz olduğunu söylemiştim, diyor.
Norveçli kızıl sakallı gazeteci tedavi yöntemlerini merak ediyor.
“ Buraya gelenler bizim gözümüzde hasta insanlar değildir.
Biz onları maruz kaldıkları barbarlığa tepki gösteren insanlar olarak görüyoruz. Önce tedavide bağlı olduğumuz ilkelerden söz etmeliyim. Bunlar:
-İnsanın somatik, psikolojik ve sosyal yönlerden bütünsel olarak tedavisi
-Kurbanın yanı sıra karısının / kocasının, çocuklarının da tedavisi
-Fizik ve psikolojik tedaviyle ilaç tedavisinin uyumlaştırılması
-Kurbanın tedavi merkezi dışında bir yere gitmesi gerektiğinde yanına refakatçi bir hemşire verilmesi
-Her hasta için kesinlikle güven duyacağı bir tercümanla çalışılması. Burada otuz beş değişik ülkeden hasta tedavi ediliyor. Doğal olarak tercüman kullanıyoruz. Tedavi sürecinde tercümanı değiştirmemeye gayret ediyoruz.
-Tedavide işkenceyi hatırlatacak araç ve yöntemlerden kaçınılması gerekiyor. Havuzda yapılan fizik tedaviler su işkencelerini, soyunma, beyin elektrosu elektrik işkencelerini hatırlatıyor.
-Mümkünse kurbanların kendi ülkelerinde tedavilerinin sağlanması. Bunun önemini daha önce anlatmıştım. Mesela rahatlatıcı tedavide akapuntur önemli bir yöntem. Halk buna alışkın. Orada kullanılıyor.Ama biz burada tanımayan insanlara aynı yöntemi uygulayamıyoruz.”
İsveç’ten gelen tıp öğrencisi hemşire Lone’yle konuşuyor.
“Genellikle psikosomatik belirtiler görülüyor. Yani psikolojik sebeplerden ileri gelen fiziki ağrılar.Bunlar tipik olarak baş, boyun, omuz bölgelerinde görülüyor.Ya da mide sancıları, kas krampları, halsizlik, sürekli fiziki yorgunluk.
Hatırlama zorlukları, dikkat toplamada güçlük, uykusuzluk, kabus, duygu düzeninde dengesizlik, duygu patlaması gibi psikolojik belirtiler de görülüyor.
Tabi bir de vücuda doğrudan uygulanan şiddet sonucu meydana gelen fiziki, bedensel arızalar var. Kemiklerde çatlak ve kırıklar, kulak zarında yırtıklar, iç organ yaraları, cinsel organlarda iltihap gibi.
-Bütün çabalarınıza rağmen yardımcı olamadığınız insanlar oluyor mu?
-Buraya gelenler sıradan insanlar değil. İnandıkları bir dava uğruna mücadele etmiş, daha adaletli ve ileri bir toplum için savaşmış güçlü kişiler. Buna rağmen tedavi kolay olmuyor. Hastalara haftada iki defa birer buçuk saat psikoterapi , iki defa da birer saat fizik tedavi uyguluyoruz. Ayrıca bütün personelle haftalık toplantılarımız oluyor. Bu toplantılarda her hastanın durumunu ayrı ayrı ele alıp nasıl daha iyi yardımcı olabileceğimizi tartışıyoruz.
İnsan aklına ve cinselliğine yükleniyorlar
“ İşkenceci insana en çok zararı nerden verebileceğini iyi biliyor. Özellikle beyne ve sinir sistemine yükleniyor. Kurbanını çıldırtmak istiyor. Cinsellik ikinci önemli saldırı noktası. Kurbanı cinsel yönden sakatlamak, en azından onda sakat kaldığı duygusunu uyandırmak istiyorlar. Bunun için cinselliğe, cinsel organlara şiddetli fiziki ve psikolojik baskı yöntemleri uyguluyorlar. Bir çok kurban ya sakat kalıyor, yahut sakatlık duygusuna kapılıyor. Pek çok kişi işkenceden sonra doğacak çocuğunun sakat olmasından korkuyor.
Reha İsvan’ın sesi
Yalova Töb-Der lokalinde bir seminerdeydik. Reha hanım konuşuyordu. Nasıl sevinmiştim; böyle akıllı, kültürlü,güzel bir ses var diye aramızda. Sonra kaç defa dinlediysem hep güven gibi, dostluk gibi, alçak gönüllülük gibi vakur ve insani duygular getirdi o ses.
Yıllar sonra Metris’in taş duvarlarına, demir kapılarına çarpıp zulme inat kırılmadığında, kırılmayıp ta buralarda muhaceretim de yankılandığında, cop darbeleri altında direnen kızların bedenlerine güç katıp bana ulaştığında, bana ulaşıp da şu karşımda konuşan Danimarkalı kadının sesinde yankılandığında hissettiklerimi anlatamam:
İşkence okulları
İşkenceci doktorlar
-Değişik ülkelerde uygulanan işkence metotları arasında benzerlik var mı?
-Gerek metotlar, gerek araçlar açısından giderek artan benzerlik var. Mesela falaka Türkiye’de de, Yunanistan’da da, İspanya’da da uygulanıyor. Adı bile aynı. Latin Amerika’da ise daha çok elektrik işkenceleri uygulanıyor. Dünyanın çeşitli yerlerinde işkence okulları var, işkenceci yetiştiriliyor. Buralarda eğitilen doktorlar da var. Asya da, Afrika da, Latin Amerika’da aynı taktik uygulanıyor. Bunları biliyoruz. Ama maddi kaynaklarımız sınırlı olduğu için, araştırıp ispatlayamıyoruz. Dünyada bugün insanlık onurunu çiğnemek için milyonlarca dolar harcanıyor. Buna karşı mücadelede harcanan paranın miktarı ise gülünç düzeyde.
-Bugün çeşitli ülkelerde milyonlarca insan işkenceye uğruyor.Tedavi merkezini büyütmeyi düşünmüyor musunuz?
-Burada tedavi görenlerin Danimarka’ya iltica etmiş olmaları gerekir. Kapasitemiz çok sınırlı. Öte yandan tedavi merkezinin büyümesini, ev havasını, sıcaklığını kaybetmesini istemiyoruz.
Bizim burada çok insan tedavi edemediğimiz doğrudur. Bizim amacımız tedavi metotlarını, bu konudaki tecrübe ve bilgileri bütün dünyaya yaymak. Daha çok ülkede, daha çok tedavi merkezi kurulmasına yardımcık olmak. Böyle merkezlere gelmek istemeyen hastalar, yalnız çalışan doktorlara gidiyorlar. Bizim bu doktorlarla da ilişkilerimiz var. İşimizin niteliği icabı bir çok kurum ve kuruluşla ilişki sürdürüyoruz. Kopenhag Tıp Fakültesi ve Hemşirelik Okulu’nda işkence görenlerin tedavisiyle uğraşacak guruplar oluşturduk. Onlara dersler seminerler veriyoruz. Bu konuda hazırladığımız bir ders kitabı yakında hemşirelik okullarında okutulmaya başlanacak.
Ayrıca işleri gereği işkence kurbanlarıyla ilişkisi olan Kızılhaç ve Göçmen Örgütü personeline de dersler veriyoruz. Göçmenlerle Yabancılar Polisi’nin de ilişkisi var. Onların da eğitime ihtiyacı var. Bu konudaki müracaatımıza henüz olumlu bir cevap alamadık.”
-İşkence genellikle faşizm e diktatörlükle yönetilen ülkelerde uygulanıyor. ABD, Federal Almanya, Danimarka gibi ülkelerde de bu tür uygulamalara rastlanıyor mu?
-İşkencenin tanımı, kötü muamelenin ne olduğu sorusu, üzerinde çok tartışılan karmaşık bir mesele. Nerede başlayıp nerede bitiyor, Af Örgütü’nde bu konu uzun uzun tartışılıyor. Gelişmiş ülkelerde bizim anladığımız anlamda işkenceye rastlanmıyor. Biz işkenceyi sistematik bir uygulama olarak algılıyoruz. Meseleye Dünya Tabipler birliğinin tanımı açısından biraz pragmatik olarak yaklaşıyoruz.
Ama bu konuda ilginç gözlemlerimiz var. Mesela Yunanistan’da insanlar karakol dayağını işkenceden saymıyor. İspanya’da Bask’da aile içi ilişkilerde şiddet var. Ve bunu tabii karşılıyorlar. Kuzey İrlanda’da polise düşenin işkence saymadığı kötü muameleyi
biz işkence olarak görüyoruz.
-Tedavi Merkezindeki çalışmalar personeli olumsuz etkilemiyor mu?
-Bizim işimizle samimi olarak ilgilenmeyenler, kişisel sorunları olanlar zaten burada çalışmaya dayanamazlar. Kuşkusuz hepimiz yaptığımız işten etkileniyoruz. Bizim işimiz, duygulardan tamamen uzak, profesyonelce yapılacak bir iş değil. Duygusal olmadan ama hastanın duygularını paylaşarak çalışmak gerekiyor. Ayrıca belli bir mesafeyi de korumalısınız. Biz burada uyumlu bir kolektifiz. İşten kaynaklanan sorunlarımızda birbirimize yardımcı oluyoruz.
İsveç Televizyonu’nda Yaşar Kemal’i İzliyorum
Geçen yıl İsveç televizyonu Türkçe yayında Yaşar Kemal’i izliyordum. İri gövdesiyle çalışma masasına abanmış Çukurova’yı anlatıyor. Çukurova’dan, tabiatı bozan traktörden, insandan, yabancılaşmadan bahsediyor.Uzaklardan geliyor sesi. Besbelli günlerdir benim masamın üzerinde duran gazete kupürlerini görmemiş. Sıddık Bilgin’in elleri bağlı cesedini. Kasımpaşa Kimsesizler mezarlığına gizlice gömüleni. Elleri urganlarla bağlı şalvarlı yoksul Kürt köylülerini görmemiş. Cigerhun’un aynı ekrandan haykıran sesini duymamış. Bi de postalları ve dipçikleri, bir de çığlıklarını çocukların…
“Tanya Bursa mapusanesinde önümde resmin.”
Benim önümde gazete kupürleri.Çukurova’yı anlatıyor Yaşar Kemal, sesi çok uzaklardan geliyor.
-----------
Internationalt rehabiliteringsråd for torturofre (IRCT)
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.08.2022
9.08.2022
8.08.2022
11.07.2022
3.04.2022
19.03.2022
7.03.2022
31.01.2022
1.11.2021
4.10.2021