Sayın başbakan Kürt sorununun çözümü için Abdullah Öcalan’la ilgili görevlilerin görüşebileceğini söyledi.

Doğal olarak bu görüşmelerde tutulan notlar ve bilgiler başbakan dahil taraf siyasal aktörlere iletildi.Gerçi bu notlar üzerinde sansasyonel gündem oluşturulsa bile sonuç değişmeyecek.Barış kaçınılmaz.

Belirleyici olan Kürt halkının özgürlük ve eşitlik talebi ortadoğuda küresel politikalardaki değişim süreciyle örtüşünce CHP ve MHP’nin muhalefeti hiçbir engel oluşturamaz.Çünkü onların muhalefetinide sayın başbakan yapıyor.

Milli birlik çağrısı,basına müdahele,Kandili bombalama,Roboski raporu vs.Esas olan nokta Türkiye’nin barış ve demokrasiye olan ihtiyacıdır.Kürt sorunu çözümü sürecinde silahların susması,yani ateşkes ilan edilmesi ve barışın ilkelerinin kamuya açıklanması idi.

Bir diğer ifade ile açık ve şeffaf biçimde çözüm önerilerinin açıklanması,yurttaşların bu tartışmalara katılması,savaş ve ölüm olan bu beladan toplum olarak kurtulmamız gerekiyor.Ezen ve sömüren bir düzende savaşın kazananı olmadı.Halkların çocukları birbirini öldürdü.Öldüren silahların bedelinide halklar ödedi.Dökülen her damla kan yoksulların ve ezilenlerin kanı,canı oldu.Öyle ise alternatif barış ve eşitliktir.Kazanan tek yol barış olacaktır.

Gerçekten huzurlu ve mutlu yaşamak istiyorsak,gençlerimizin sağ kalmasını,anaların gözyaşlarının dinmesini barışla sağlanacağına inanmamız gerekiyor.

Karamsarlıkla,AKP düşmanlarıyla,ırkçı-milliyetçi yaklaşımla değil insan sevgisi ve umutla barış ve eşitlik isteklerimizi çoğaltarak halkların kucaklaşmasının yolunu açarız.

Ülkemizde kendi ana diliyle,inancıyla özgür ve huzur içinde yaşamak varken,savaş çığırtkanlarına meydanı boş bırakmak savaş baronlarına,militaristlere,askeri vesayet recimine,dahası örnekleri basına yansıyan vahşetlere teslim olmak niye ?

İyimser veya karamsar duygu yansımaları ile değil dün ve bugünü görerek yarın ki sorumluluklarımızı düşünmek zorundayız

.Sorunu Öcalan ve başbakan arasına sıkıştırırsak veya bu noktalardan siyaset üretmeye çalışırsak bunun adı yok sayma,asimilasyon ve savaştır.

Bu da CHP ve ulusalcıların kaderi.Oysa ‘’Kart-Kurt’’tan nereye geldik.Diyarbakır’da polislere Kürtçe dil eğitimi veriliyor.PKK elindeki tutsaklar sevdiklerine kavuştu.Ve sonuç olarak 21 mart perşembe günü Abdullah Öcalan’ın barış mektubunun okunmasıyla Diyarbakırdaki görkemli çoşkuyu bayrak tartışmalarıyla barış istemi gölgelenmez.

Eşit,barış içinde özgürce yaşamı sindiremeyenlere duyrulur.Burada AKP’li seçmenlere bir kısım CHP’li seçmenlere ve bütün demokrası güçlerine çok ağır tarihsel bir görev düşüyor.Hükümette AKP olduğu için kazanım AKP’nin değil tüm barışsever insanlığın olacaktır.

Bakın MAHATMAGANDİ ne diyor ? ‘’Barışa giden yol yoktur,barışın kendisi bir yoldur.’’ NEWROZ PİROZ BE….