Hüseyin SARIBAŞ

Hüseyin SARIBAŞ
Hüseyin SARIBAŞ
Tüm Yazıları
Barış sürecinde AKP
1.09.2013
2002

 Osmanlı’nın son dönemlerinde,özellikle 1830 Tanzimat Ferman’ı denilen,bugünün diliyle reform açılımıyla başlayan değişimin yaşandığı süreç 1876 meclis-i mebusan,yani ilk meclisin açılımıyla yeni bir başlangıca damgasını vuruyor.

Bu mecliste çoğulcu kimliklerle katılım(Araplar 76 mv,Arnavut,Kürt,Ermeni,Rum vd.) Merkezi vesayetin yönetememesi sonucu görev ve yetkilerin kurumlara devrine yönelik değişimi görebiliyoruz.

(Meclis) Ancak merkezi otorite(Osmanlı) dünyadaki sanayileşme ve uluslaşma süreci karşısında varlığını koruyamadığından İttihat-Terakki darbe ile hükümet kuruyorlar.

(Enver-Telat-Cemal paşalar) Alman emperyalizmine dayalı Sarıkamış’taki 90 bin askerin hazin kırımı ile Türk dünyası serüvenleri yaşanıyor.

Teşkilat-i mahsusa(İTTC’nin miti) göçmen Çerkezlerin,Arnavutların,Kürtlerin silahlı çete güçlerini birleştirerek Talat paşa emrinde Ermeni soykırımını gerçekleştiriyor.

Birinci paylaşım savaşı,Enver paşanın Sarıkamış trajedesi İttihat-Terakki’nin sonunu getiriyor.İşgal güçleri özellikle İngilizler Sevr anlaşmasının belirleyici tarafı olarak İst.hükümetinin kurulması ve Mustafa Kemal hareketinin tetikleyicisi oldular.

İttihat-Terakki Selanik şb.üyesi olan Mustafa Kemal,İsmet İnönü,Celal Bayar gibi cumhuriyetin öncüleri 1925’e kadar yeni meclis açılışı ve cumhuriyet ilanına rağmen Osmanlı modernitesini,yani çoğulculuğu Ermeniler ve Rumlar hariç sürdürdüler.

(Çerkezler,Kürtler ve Lazlar) 1925 Şeyh Sait isyanı ile Takrir-i sükun yasası,İstiklal mahkemeleri Kemalist cumhuriyetin tek devlet,tek millet,tek din,tek bayrak olan diktatörlük hegemonyasını adeta ilan ettiler.

İlgi duyanlar sahte TKP(Türkiye Kominist Partisi) (Gerçeği Mustafa Suphi’lerin TKP’si) ve serbest fırkanın öykülerini çeşitli kaynaklardan okuyabilirler.

1937 Dersim katliamı,1942 Varlık vergisi derken Hitler hayranı ve Sovyetlere karşı başarılı olmasını isteyen CHPlilerin de dahil olduğu faşizm iş birlikçisi örgütlenmeleri tarih yazıyor.

Asker vesayet süreci içinde DP ayrışması 1950’de(Yeter söz milletin şiarıyla)hükümet kurulmasıyla Truman doktrini gereği Marşal yardımı ile ABD ilişkilerinin resmi başlangıcı oldu.

Nato’ya giriş,1954 Atatürk’ü koruma kanunu,CHP-DP çekişmesi 1960 27 Mayıs darbesiyle sistem darbeleri anayasal güvenceyle meşru hale getirdi.

12 Mart,12 Eylül,28 Şubat gibi askerin siyasete müdalesiyle sistemin anti demokratik niteliği yaşanılır oldu.Kısaca çok uzun tarih belirlemesiyle AKP’nin ağır sorumluluklar karşısındaki politikalarını daha net olarak görmemiz gerekiyor.

Hangi gelenekleri taşıdığı,hangi mirasa sahip olduğu noktasından hareketle küresel kapitalizmin neoliberal politikalarını uygulayan AKP’nin karşısında görünen ulusalcı(ırkçı-milliyetçi) politikalarla militarizmin,silahlanmanın ve de savaşın tarafındaki siyasetler.

Ne yazık ki bazı sol parti ve gruplarda  savaş ve darbe saflarında yer alıyorlar.(Nasyonal sosyelistler) Kürt sorununun barışçıl çözümü doğrultusunda umudumuz çoğalırken,Suriye savaşı,Mısır’da darbe derken Ortadoğu tıpkı 1918lerdeki gibi yeniden dizayn ediliyor.

Bu kanlı,kimyasal silahlı savaşı yine 1 Eylül Dünya Barış Günü arefesinde izleyecek miyiz ?

 Mısır’da darbeye haklı olarak karşı çıkan AKPliler,CHPliler savaşa evet mi ?

Yoksa soğuk savaş dönemindeki(haklı-haksız savaş) kırımına onay mı ?

AKP ve CHP seçmenleri militarizme teslim olacaklar mı ? Sorular ve sorumlulukları çoğaltabiliriz.

Kılıçdaroğlu Irak’a gitti. İyi,Peki Kuzey Irak’ta(Kürdistan) diye bir oluşum yok mu ? Var.Fakat CHP Kürtlerin varlığını ve özgürlüğünü neden hazmedemiyor ? Damarlarındaki kanı boşaltmada zorlanıyor.

Hoca efendi dahil yeni senaryolar AKP’nin sonunu getirebilir.Tıpkı ANAP ve Özal gibi iktidar değil hükümet sarhoşluğu sonlanıyor.Sayın Başbakanın danışmanları çok iyi biliyorlar ve yönlendiriyorlar.

Sonuç tarihte yaşananlardan ders almıyorsanız vahşi görüntülerden,akan kandan rahatsız olan seçmenler amasız savaşa hayır diyebiliyor muyuz ?

Yine de 1 Eylül Dünya Barış Günü barış ve özgürlük istemleriyle kutlanacaktır.Savaşsız ve sömürüsüz bir dünya umuduyla …

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar