Başlık Artvin öğretmen okulundan arkadaşım Rahmi Dede’nin 12 Eylül anı kitabından. Kitapta Töb-Der  (Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği) üyesi öğretmenlerin idealist kırsal alan çalışmalarını ve 12 Eylül’de ödedikleri bedeller anlatılır. Bizim kuşak ödenen bedellere karşılık yaşam boyu umudun yolcusu olarak  umudu büyütmeye çalışır.

     Geçen yazımda Selahattin Demirtaş’ın  “Yeni Yaşam Çağrısı” nı iyi okuduğumuzu belirterek yüzünü güneşe döndürenlerle barışa,özgürlüğe,insanca yaşamaya,”  “baş eğmeden ,baş eğdirmeden “ yürüdüğümüzü yazmıştım. Bugün gelinen noktada barışın ve umudun üzerinde AKP’nin kara gölgesi dolaşmaktadır. Ortadoğu’da petrol, doğalgaz pazarına Kuzey Irak Kürtleri’nin ortak olmaması ,’’ Suriye Esad yönetimini devireceğiz’’ derken Rojava’da özgürlükçü, ekolojist, demokratik Kürt ağırlıklı halkların yönetimi ortaya çıktı. Sözde istikrar arayan küresel şirketler Irak merkezi hükümetini tahkim edemediler. Şiddet, çatışma kan binlerce yıllık kültürü de yok etti. Halklar göç etmek zorunda kaldı. Bu yetmedi “ İslami” amaçlı çete örgütleri, Sünni aşiretlerle alakalı İşid desteklendi. İstihbarat yokmuş gibi petrol alanları ulufe verir gibi terk edildi vb.    

     Yıllardır bilinen bir gerçeği görmeden ne barış sağlanır ne de demokrasi inşa edilir.Taliban, El Kaide, İŞİD, El Nusra gibi örgütler uzaydan gelmediler.AKP 21. Yüzyılda güvenlik ,sınırların korunması gibi karşılığı olmayan militarist anlayışla hiçbir sorunu çözemez. Çözemiyor, çünkü tek adam, tekçi zihniyet ve de merkezi, militarist  ceberrut devlet aklından kurtulamıyor. Kürt sorununa  Ortadoğu’da 20. Yüzyılda çözülen sınırlar üzerinden yaklaşılırsa vahşi savaşlarla karşılaşırız. Ve de İŞİD’e destekçi hükümet politikası ortaya çıkar. Yani Ortadoğu’da yeni bir tarih yazılıyor. Farklı dil,kimlik,inanç ve kültürlerin barış içinde, demokratik ve eşit bir arada yaşamın AKP neresinde? Ana dilde eğitim için yasal gerekçe gösterip okul kapatan, Kürtçe dil öğretmenlerini atamayan ,Rojava’daki kanton yapılanmasını hazmedemeyen, yeni bir alan açılması olarak gören AKP, 12 yıllık başarısız siyasetinin sonuna geldiğini  söyleyebiliriz. Korku ve hiddetli konuşmalar bundan.  

     Esasında Kürt halkının uluslararası alanda Şengal dayanışması, Rojava ve Kobane direnişleri saygınlıkla karşılanması egemen Türkçü zihniyeti sarsmış durumda. Muhalefet de hükümetten geri kalmayarak çözümsüzlükte yarışıyor. Koalisyon güçlerinin İŞİD’i etkisiz hale getirmesine Türkiye’nin katılımını onaylamıyor. Sonuçta Türkiye hükümeti ve muhalefeti ile Kürt halkının bu zor gününde ağızlarından düşürmedikleri kardeşlik sözüne sadık kalıp kalmayacaklarını göreceğiz. Kürt halkının direnişi, halkların kardeşlik direnişidir. Onun için “Balımıza Tuz Katmasınlar.” Direnenlere selam olsun!..’’