İBRAHİM Ö. KABOĞLU
AB reformlarına geri dönme söylem ve eylemleri ile adli yıl açılışı söylem ve eylemleri arasında zamanlama yönünde örtüşme var. Konu bakımından da örtüşme açık: her ikisinde de kilit kavram, “hukuk”.
Önce, haftanın söylemlerinden seçmeler:
Dört bakan, AB yılı diyor,
HSK başkan vekili kıyamet diyor,
Yargıtay Başkanı, A. Brunson’a adalet var diyor.
Külliye tayfası, Türkiye için “gemi” diyor.
Ama kimse, hukuktan ve hukuka dönüşten söz etmiyor.
AB reform eylem grubu
Avrupa Birliği (AB) ile atılım sürecini ileriye taşımak amacıyla kurulan Reform Eylem Grubu üç yıl aradan sonra ilk kez toplandı. Amaç, ilişkileri canlandıracak yol haritasını belirlemek.
Bu adım, Kopenhag Kriterleri’ni hatırlattı. Aday Türkiye, müzakere sürecine başlamak için şu dört gerekliliğe olumlu yanıt vermek için 2000’li yılların başında hayli çaba gösterdi:
Hukuk devletinin gerekleri, insan haklarına saygı, demokratik mekanizmaların işletilmesi, azınlık haklarına saygı ve işleyen bir Pazar ekonomisi.
Ne var ki, ilerleyen yıllarda, kendilerinin Ankara kriterleri adını verdiği uygulamalar öne çıktı ve Türkiye, hukuk zemininden hızla uzaklaştırıldı.
Kıyamet gününü düşünmek
HSK Başkanvekili M. Yılmaz, ‘Adli Yıl’ açılışı için yayınlandığı mesajda şu ifadeleri kullandı: “Unutma; kıyamet günü Allah’ın gölgesinde önce şu kimseler yer alacaktır; hak kendisine sunulduğunda hakkı kabul edenler, kendilerinden istenildiğinde cömertçe harcayanlar ve insanlar arasında hükmettiklerinde kendilerini onların yerine koyup tarafsız hüküm verenler.”(3.9.18).
Önceki TBMM Başkanı İ. Kahraman da, ”laiklik anayasada olmamalıdır” sözleriyle dindar anayasa talebinde bulunmuştu (26 Nisan 2016).
Ben de, dönemin başbakanı huzurunda, “Yaptırımı öbür dünyaya havale etmeyen imam” ihtiyacını dillendirmiştim (İnsan Hakları Danışma Kurulu, 14.7.2003).
Nereden nereye?
Bugün, tam tersine, yargıçların adaleti öbür dünya verilerine göre tecelli ettirmelerini isteyen kişi, üst örgütlerinin başı.
Hukuka saygı duyun!
Hukuka çağrı, adli yılın açılışı vesilesiyle Yargıtay Başkanı Cirit tarafından yapıldı (3.9.18). Kime? Anayasa’nın üstünlüğü ve bağlayıcılığını öngören madde 11’in muhatapları olarak, “yasama, yürütme ve yargı organları”na değil, ABD yönetimine.
“Türkiye’de yargı bağımsız” dediği sırada, Külliye’ye otobüsle taşınan mensuplarına da sesleniyordu. Acaba onlar ne ölçüde bağımsızdı? Bu hak, adli yılı açış gününde bile kendilerine tanınmamıştı.
28 Şubat’ta, yargıçların resmi toplantılara çağrılmasını yirmi yıldır “darbe suçlaması” ile eleştirenler, şimdi, “biz daha iyisini beceririz” diyebiliyor; ama, 28 Şubat’a da darbe demeye devam ediyor.
Öte yandan, OHAL KHK yoluyla “yargısız infaz”a tabi tutulan yüzbini aşkın yurttaş, yargıya erişim hakkından bile yoksun.
Anayasa gemisi ne oldu?
Rahip Brunson vak’ası nedeniyle Trump yönetimi ile Erdoğan yönetimi arasında patlak veren kriz, “iktisadi sefaleti” günışığına çıkardı. Külliye çömezleri, bunu örtbas etmek için, “gemi metaforu”nu yeniden piyasaya sürdüler. Piyasa ekonomisi kurallarına meydan okuyanlar, propaganda piyasasında hayli mahir.
Anayasal düzeni de “gemi metaforu” ile yıktılar.
Çift kanatlı yapısı gerekçe gösterilerek parlamenter rejime son vermek için gemi kaptanı benzetmesi yapıldı.
Devlet yönetimini gemiye benzetenler, şimdi de ülkeyi gemiye benzetmeye başladı.
Türkiye gemi değil
“Tek kaptanlı gemi” ile Devlet’in yönetilemeyeceği ayyuka çıkınca, şimdi “aynı gemideyiz” nakaratı yeniden nüksetti. Bu kez, “Türkiye gemi” oldu; yani eğreti, her an bir kayaya çarparak dağılabilecek veya batabilecek bir gemi.
Aslında hukuken doğru: Türkiye Cumhuriyeti, hukuk devleti tanımında olduğu gibi, artık “hukuk kuralları bütünü” değil.
İktisaden doğru: çünkü, bu yazının yazılma anı ile okunma anı arasındaki zaman diliminde ne kadar fakirleşeceğimiz meçhul.
Toplumu ikiye ayıranlar; hukuku yok edenler; piyasa ekonomisi kuralları yerine kişisel meydan okumaları öne çıkarmada ülke adına sakınca görmüyor.
“Türkiye ülkesi” gemiye benzetilecek derecede tehlikeye atanlar; ama yurtseverleri de gemiye doldurma pişkinliğini elden bırakmıyor.
Ya adil yargı?
Avrupa görüntüsü ile halka moral aşılmaya çalışan Ankara, Türkiye gerçeğini her gün sergiliyor. Adli yılı açış vesilesiyle tanık olunan söylem ve eylemler bunun kanıtı.
Mahkeme kapılarına vurulan “kilitler”, tıka basa dolu hapishaneler, ülke genelinde yaygın adil yargılanma hakkı ihlalleri, keyfi gözaltı ve tutuklanmalar, (…); bunlar yerine, toprak altına-deniz ötesine, Avrupa’ya bakışlar öne çıkıyor…
Yurtseverler, “demokratik hukuk devleti”nin temel harcının “adil yargılanma hakkı” olduğunu çok iyi biliyor. “Gemi kaçakları”na, hukuk devletinin sadece Türkiye’yi değil, bölge devletlerini de kurtarabileceğini onlara anlatmak, insan hakları savunucusu demokratların görevi.
Yazarlar
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2024
13.06.2024
30.05.2024
27.05.2024
2.05.2024
11.04.2024
29.03.2024
22.03.2024
7.03.2024
29.02.2024