İBRAHİM Ö. KABOĞLU
20Ocak 1921 tarihli Teşkilatı Esasiye Kanunu’na göre, “Türkiye Devleti Büyük Millet Meclisi tarafından idare olunur”. Bu nedenle öngördüğü yönetim şekli, ‘Meclis Hükümeti’ olarak adlandırılır.
1921 sonrası ne oldu?
-Meclis Hükümeti ve parlamenter rejim karması (1924).
-Parlamenter rejim (1961 ve 1982),
-Hükümet ve Cumhurbaşkanlığının kaldırılması ile yürütme görevinin tek kişiye verilmesi (6771 sy.lı K., 16 Nisan 2017).
-“Yürütme benim” (1 Ekim 2018): AK Parti Gn. Bşk. ve Devletin başı, “Yürütmenin tek muhatabı benim” dedi.
Şu halde, yüzyılın özeti: 1921’de yürütme yetkisini de uhdesinde taşıyan Meclis, 2018’de;
-Yürütmeyi içinden çıkarmıyor,
-Yürütmeyi denetleyemiyor,
-Yasama yetkisi tekeline sahip değil.
Kısaca, 6771 sy.lı Kanun ile ‘Hükümet’siz Meclis’e dönüştürülen TBMM, tarihinde ilk büyük kırılmayı yaşadı.
Bu durumda yapılması gereken, TBMM İçtüzüğünü yenilemek.
1927 yılında yürürlüğe konulan içtüzük 1957, 1973 ve 1996 yıllarında değiştirilerek günümüze kadar geldi.
Denge organı olarak Meclis
İçtüzüğün bütünüyle yenilenmesi, hükümet sistemi ne olursa olsun anayasal sistemde denge ve gerektiğinde de fren olabilecek bir TBMM için gerekli.
Daha önce yazdığım gibi, devlet için Anayasa ne ise, yasama meclisi için de İçtüzük odur. İçtüzük, Anayasaya saygı çerçevesinde, asli ve genel yetki olarak yasa yapımı için vazgeçilmez bir yasa.
6771 sayılı Kanun ile geçilen düzenlemenin asgari bir şekilde de olsa işler hale gelmesi için, TBMM’nin yapısal ve işlevsel olarak güçlendirilmesi gerekmekte. Müzakere, denetim ve kural koyma yetkilerini takviye edecek düzenlemeler yapılmalı.
Meclis’in anayasal kurumlar içinde varlığını hissettirebilmesi de, İçtüzük ile takviye edilmesine bağlı.
Nitelikli yasa için…
TBMM Anayasa Komisyonunda bugün görüşülmeye başlanan İçtüzük değişikliği, 6771 sayılı Anayasa değişikliğine dair Kanun’a uyum sağlamayı amaçlamakta.
TBMM’de tartışmalar ve yasa önerileri üzerindeki müzakere, nitelikli yasa yapımı için gerekli. Nitelikli yasa, yasanın şekli özelliğinin ötesinde içerik olarak da belli özelliklere sahip olması anlamına gelir. Bununla, çoğunluk iradesinin sayısal değil, niteliksek olarak ortaya çıkması amaçlanır. Bunun için, komisyonlarla ilgili olduğu gibi TBMM Genel Kurulu’ndaki çalışmalara ilişkin düzenlemeler, önem taşımakta. İçtüzük düzenlemesi, bunları sağlamaya olanak vermeli.
İçtüzük, neyin sınavı?
Kuşkusuz İçtüzük, Anayasa değişikliği ile yapılan düzenlemeyi meşrulaştırmaz; bir tür sürdürülebilirlik sınavı olarak görülebilir.
TBMM’nin yapısal olarak güçlendirilmesi; Genel Kurul görüşmelerinden çok yasama komisyonlarına ağırlık verilerek gerçekleştirilmeli; çünkü komisyonlar, yasama çalışmalarının mutfağı olarak görülür.
İçtüzük, 6771 sayılı Kanun ile öngörülen altı aylık süre içinde yapılamadığına göre, bu aşamada yapılması gereken, aslında İçtüzük yenilemesi olmalı idi.
Bunun seçeneği olarak, İçtüzük değişikliğini sadece teknik konularla sınırlı tutmak olmalı idi. Ne var ki, AK Parti, bu yöndeki vaadini tutmayıp, teknik uyarlamaların ötesinde, TBMM’nin özerklik alanını daraltan değişiklikleri, İçtüzük teklifine serpiştirmiş bulunuyor.
Bunun hedefi, TBMM ile yürütmeyi uhdesinde toplayan partili CB arasında, anayasal çerçeveyi aşan bağlar kurmak suretiyle, yasamanın özerklik alanını daraltmak.
Bu nedenle, Anayasa Komisyonu, bir altkomisyon kurmak suretiyle, uzlaşma metni ortaya çıkarmalı. Bu konuda AK Parti, bir tür sınav karşısında, “güçlü Meclis” söylemi bakımından.
Yasamanın özerkliği için…
Bütçe dışında yasa önerisi tekeli TBMM’de bulunduğuna göre, kural koyma yetkisini sahiplenmek, hangi parti mensubu olursa olsun bütün üyelerin varlık nedeni. Eğer bu ortak payda gözardı edilirse, TBMM’yi çok büyük bir tehlikenin beklediği söylenebilir:
-Cumhurbaşkanı, zaten kararnameler yoluyla geniş bir düzenleme yetki alanına sahip. Bu düzenleme alanını anayasal çerçeveye oturtmak TBMM’nin yetki alanında.
-Buna karşılık, yasama yetkisi kullanımını bile Cumhurbaşkanı vesayeti altına sokma girişimi, TBMM’nin varlık nedenini sorgulatır.
-Böyle bir tehlike, partili CB düzenleme ve uygulamasından kaynaklanmakta olup, bu düzelmedikçe, yasamanın özerkliği, kâğıt üstünde kalan güzel bir söz olmanın ötesine geçemez.
Sonuç olarak; “Devlet benim” diyecek yerde “Hükümet benim” sözleri ile yetinen kişi için, “pek alçakgönüllü” denebilirdi, eğer paralel Devlet gölgesi olmasa idi. Bu ortam ve koşullarda, sadece CHP, HDP ve İYİ Parti milletvekilleri değil, AKP ve MHP milletvekilleri de tarihi bir sınav karşısında.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2024
13.06.2024
30.05.2024
27.05.2024
2.05.2024
11.04.2024
29.03.2024
22.03.2024
7.03.2024
29.02.2024