Kemal ÖZTÜRK
İnsanlar bayılırlar böyle perde arkası bilgilere. Bu tür yazılar kaleme alan köşe yazarları da çok okunur. Biz uğraşır, didinir, araştırma, analiz falan yazarız okuyan olmaz. Ama iki kulis bilgisiyle bir köşe yazanlar, parsayı toplar o gün. Gözümüz yok tabi.
Şimdi Bakanlar Kurulu değişikliği üzerine binlerce yorum okuyacaksınız. Değişikliğin, politik ve dengelere etkisi üzerine yapılacak ciddi yorumları çok okursunuz. Ama benim yazacağım şeyi başka yerde okuyamazsınız! Yazarlık dünyasında bu tür beylik lafları çok olur. Benim neyim eksik?
KABİNE EN ÇOK NEYİ ETKİLER?
Bakanlar Kurulu değişikliği öncesi ve sonrası, siyasi havaya ve siyasilerin psikolojisine çok şahit olduğum için size onun perde arkasını anlatayım.
Bir kere kabine değişikliklerinin en büyük etkisi, uykuyadır. İktidar partisinde kaç milletvekili varsa, değişiklik lafı çıktığı anda uyku düzenleri bozulur. İstisnasız hepsinin. “Yok ben bakanlık beklemiyorum” diyen varsa bilin ki, o gece uykusuz geçirmiştir. Kesin.
Hatta sadece milletvekillerinin değil, (dışarıdan bakan atanması da mümkün olduğundan), kendini muhtemel bakan gören herkesin uyku düzeni bozulur. Benim de uyku sorunu yaşadığım zamanlar olmadı değil! Bakanlık beklentisinden değildi tabii.
HINZIR ŞAKA YAPANLAR
Allah affetsin, Başbakan danışmanıyken bu heyecanlı ortamda çok fena şakalar yapardık. Bakanlar kurulu listesi açıklanmadan kısa bir süre önce, sevdiğimiz bir milletvekilini arardık. Saniyesinde telefonu açardı tabii. “Ne var ne yok, napıyorsun abi?” diye sorardık.
İşte o zaman, o vekilin kalp atışlarını telefondan duyardık. Garibanım ne diyeceğini bilemezdi. “Öylesine aradık” der sonra haince kapatırdık telefonu. Sonra “Yav bir şey mi var? Ne oldu?” diye elli kere mesaj atardı. Muzırlık işte. Bakan olamamanın acısıyla mı böyle bir kötülük yapardık, artık bilmiyorum. Ama liste açıklanınca arar, helallik isterdik. Yemediğimiz laf kalmazdı tabi.
Uyku düzeninin bozulmasından sonra psikolojiler bozulur. Yürüyüşü değişenler, ilişkileri değişenler, gülmesi, kızması, konuşması değişenler görürsünüz. Yani, “bakan olma ihtimalin var, dikkatli ol” dediyse biri, inanın insan birden başka bir kimliğe bürünür.
Kabine açıklanana kadar, riskli hiçbir şey yapılmaz. Risk taşıyan kimsenin telefonuna çıkılmaz. Sorun olabilecek tivitler, fotolar silinir. Başbakan ve Cumhurbaşkanı’nın kızacağı hiçbir davranış sergilenmez. Bol bol ‘bir görüneyim’ diyerek, devlet büyüklerinin programlarına katılırlar.
Daha fazla risk almasını seven kurt siyasetçiler, gündeme gelmek için ya muhalefetle ya da liderin sevmediği kişilerle kavgaya tutuşur. Cengaverler gibi dövüşür, yara bere içinde kalır, sonra gözünü, kulağını lidere çevirirdi. Bakan olamazsa bile aferin alırlar.
BAKAN OLMAK İÇİN NE LAZIM GELİR?
‘Benim neyim eksik’ sözü en sihirli cümledir bu dönemde. Bakan olmak için bir eksiğinin olmadığına istisnasız herkes kanaat getirir. Bunlar bakanlık hayaliyle heyecandan uyuyamazken, mevcut bakanlar da kabinede kalıp, kalmayacakları kaygısını yaşarlar. Onların işi daha zor.
Liste belirlendikten sonra, açıklanmadan önce, Cumhurbaşkanı ya da Başbakan yeni bakanları arar, müjdeyi verirdi. Bazı kurt bürokratlar, eskiden liste temize geçilirken bakanları öğrenir, önceden arar, müjdesini isterdi. “Sayın Bakanım hayırlı olsun. İçişleri bakanı oldunuz. Benden duymadınız tamamı mı?”. Aranan kişi araba sürüyorsa halini düşünsenize.
Televizyon karşısında son bakan açıklanana kadar, yine de kimse inanmaz bakan olduğuna ya da olmadığına. Siyaset bu, her an her şey değişebilir. Köşke bakan listesinde girip, sonra düz vekil çıkan, düz vekil girip, başbakan yardımcısı çıkan çok insan olmuştur siyasi tarihte.
BAKANLARDAN BAŞKA EN ÇOK HEYECANLANANLAR
Bakanlar Kurulu listesinin açıklanmasını bekleyen siyasilerin haricinde çok insan vardır. En başta bürokratlar. Ellerinde telefon, ilk kutlamayı yapmak için hazır beklerler. Telefon açılırsa, ballı börek laflarla kutlama olur. Telefon açılmazsa, ‘görüyor musun, bakan oldu telefonumuza çıkmıyor’ lafını yapıştırırlardı. Bazen çok acımazsız oluyor siyaset cidden.
Yüzlerce, binlerce telefon ve mesaj yağmuruna tutulan yeni bakanlar, ne yapacağını şaşırır. “Cevap vermesi gerekenler aranır, diğerlerine mesaj gönderilir. Usul böyledir’ diyen işgüzar bürokratlar olur. Şimdilerde, sosyal medya hesaplarından ‘bakan olmam hasebiyle arayan tüm dostlarıma teşekkür ederim’ diye topluca cevap verenle var. Bence bu kişilerin hemen bir iletişim danışmanı edinmesinde fayda var (ben de part-time yardımcı olabilirim!).
İşin latifesi bir yana. Siyasetin en heyecanlı, en hüzünlü, en duygusal ve en güzel anlarının yaşadığı günler, bu günlerdir. Siyaset böyle günlerde pik yapar. Adrenalin konusunda Everest’in tepesindekiler halt etmiş.
Güzel hatıralar. Güzel anılardır bunlar. Bakan yardımcılığı bile yanımızdan geçmedi! Biz de danışman olarak muzırlık yapıp, anı biriktirdik işte. Allah affetsin.
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.05.2024
20.04.2024
20.04.2024
12.04.2024
25.01.2024
9.05.2022
7.04.2021
26.03.2021
19.03.2021
11.03.2021