Kemal ÖZTÜRK
Ölümün yakınlarımıza ulaşmasının yaşattığı bir travma vardır. Dostlarımız, sevdiklerimiz, tanıdıklarımız ölünce, bir sarsıntı geçiriyoruz.
Ölüm bizden uzak, bize ulaşmaz fikrinin yansımasıdır bu.
Ne kadar yakın halbuki.
Son günlerde etrafımızdan ne kadar çok ölüm haberi aldık. Akif EmreAbi’nin ölüm haberi zaten sarsmıştı bizi. O günden beri kendimize gelemiyoruz.
Dostum Ümit Sönmez, aniden kardeşini kaybetti. Gençti. Geleceği parlaktı. Hayat dolu bir genç adamı toprağa verdi Ümit… Hiç beklemediği bir anda.
Bir başka dostum, Nihat Koç babasını kaybetti. Kırkını aşmıştı Nihat ama, yolda babasını kaybeden bir çocuk gibi günlerce ağladı. Sırtını dayamamıştı ama ruhunun güvendiği dağdı babası. Yokluğu, varlığının ne büyük anlam taşıdığını hissettirdi ona.
Ve son olarak kardeşim Ersin Çelik meleğini kaybetti… Ecrin, 7 yaşındaydı.
İki kız babası olarak, haberi duyduğumda “Allah” diye bir feryat koptu içimden. Bir baba için kızının ne anlama geldiğini iyi biliyorum.
Babalar ve kızlar arasında yaşanan billur aşkın nasıl bir şey olduğunu iyi biliyorum.
İçimden kopup fışkıran feryadım bundandır.
Ersin kardeşimi arayamadım. Cesaret edemedim. Ne diyeceğimi bilemedim.
Çünkü, bazı acılar anlatılamaz. Tarif edilemez. Yazılamaz. Sadece hissedilir. Hem de çok derinden hissedilir…
Cenazeye gittiğimizde Ersin’in yüzünde o tarif edilmez acı vardı. Yanımda daha önce 8 yaşında kızını kaybetmiş bir baba vardı. Kadim dostum Mustafa Ekici, o da bir meleğe doymadan, sahibine göndermişti. Gözlerimizde yaş, ikimiz de Ersin’i uzaktan izliyorduk.
“Henüz farkında değil, şok yaşıyor” dedi Mustafa. Sonra fark edecek her şeyi.
Ersin kızını verdiği toprağı avuçlarken, biz ciğerimizde yanan ateşle kavruluyorduk. Allah, kızını yanına aldığı Ersin’e, bir sabır vermişti. Bizim gibi değildi.
“Baba yetim kaldı” dedi birisi. Nasıl da doğru. Kızı ölen baba yetim kalır.
Güzel insan, ağabeyimiz, Mustafa Şahin, geçen sene oğlunu kaybettiğinde fark etmiştim. O da öksüz kalmıştı.
Babalar evlatlarının, çocuğudur aslında. Onları kaybettiğinde yetim ve öksüz kalırlar.
Hiçbir şeyin onları teskin edeceğini sanmıyorum. Kardeşi, babası, kızı, oğlu ölen birine söyleyecek söz bulamazsınız.
Sabrı Cemil niyaz edersiniz sadece.
Aniden, hiç aklımızda yokken yanı başımızda biten, en sevdiğimiz varlığımızı alıp götüren ölüm gerçeğini anlamak, hissetmek ve ders çıkartmak, sanırım çok da anlatılacak bir şey değil.
Bize cümle kurmak kolaydır. Ama onu yaşamak başka bir şeydir.
Dedim ya, bazı acıları yazamazsınız, anlatamazsınız, tarif edemezsiniz.
Sadece şunu bildim: Sahip olduklarımızı yaşarken daha çok sevmeliyiz. Daha çok kıymetiniz bilmeliyiz.
Akif Emre öldüğünde, ona benzeyen çok değerli insanları aradım buldum. Onlar yaşarken, ne kadar kıymetli olduğunu, ne kadar sevdiğimi anlattım.
Kardeşlerimi daha çok sevdim, daha sık aradım, daha fazla ilgi gösterdim.
Kızıma daha çok sarıldım. Ona daha çok sevdiğimi hissettirdim.
Allah’ın bu dünyada bana verdiği nimetler için daha çok şükrettim.
Ersin kardeşimin dediği gibi, hepsi bize emanet. Bir gün geri alacak. Kıymetini daha çok bilmeliyiz.
Bir de dört elle sarılıp, kendimizi paraladığımız hayatın nasıl da bir anda boş olduğunu hatırlatıyor ölüm bize.
Tüm bu hırslar, kavgalar, dertler, ihtiraslar… Sonu belli olan bir hayat için değer mi?
Mezar başında değmez diyoruz, oradan ayrılınca unutuyoruz.
Unutmak kadar büyük nimet yoktur aslında.
Ancak gaflet kadar da büyük hata yoktur.
Acıyı unutmak Allah’ın bir lütfudur.
Yaşamın telaşına düşüp sevdiğimiz ve kıymet verdiğimiz her şeyi unutmak ise büyük gaflettir.
Yazarlar
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.05.2024
20.04.2024
20.04.2024
12.04.2024
25.01.2024
9.05.2022
7.04.2021
26.03.2021
19.03.2021
11.03.2021