Leyla İPEKCİ
Anayasanın da nefs-i emmaresi var. Durmadan zaaflarını dayatıyor bize. Sorun şu ki biz de siyaset ve entrika adına mağlup oluyoruz ona. Bir türlü anayasal anların ruhuna giremiyoruz.
2000'li yılların çok büyük kısmını anayasa tartışmaları ve alternatif taslakları içinde geçirdik. Gerek resmi kuruluşların gerekse sivil toplumun önderliğinde madde madde insan haklarını, hukuku, vatandaşlık kriterlerini tartıştık.
Bireyi, insanı, vatandaşı, yurttaşı masaya yatırdık. Kimlikleri, aidiyeti, cemaatleri... tartışalım derken birbirimizle tanıştık, kaynaştık. Tartışmayı öğrendik.
Görünüşte kimse, hiçbir kesim askeri darbe döneminden kalan bir anayasayla yönetilmek istemiyordu. Ama nihayetinde herkes bir yerde geri çekiliyor, anayasal anların gidişatını kolluyordu.
***
Menfaatler işin içindeyken hak ve hukuk daima rafa kalktı bu ülkede. Anayasanın açıklarından kendine yeni hukuki söylemler devşirdi cingöz olanlar. Kimi de anayasanın zulme davetiye çıkaran maddelerinin kurbanı oldu, sistematik olarak ezildi, hakkı yendi.
Daha öncesi ise tam bir kabustu. 28 Şubat sürecinin en can alıcı anlarında yine anayasa vardı. Cumhurbaşkanı'nın Başbakan'a fırlattığı bir anayasa kitapçığı sonrasında ekonomik kriz çıkmış, faiz lobicileri köşeyi dönmüş, devlet bankalarının içi boşaltılmıştı.
İlkokula giderken, 70'li yıllarda Anayasa ve Hürriyet bayramı olarak kutlardık 27 Mayıs'ı. Yıllar içerisinde anladık ki, o darbe anayasası bile 80 anayasasından iyiymiş. İster istemez hep gündemimizde oldu diğerleri; 24 anayasası, Osmanlı dönemi, Tanzimat dönemi, ithal edip kendimize uyarladığımız laiklik mevzuatı, ilk meclis tutanakları vesaire.
İki gün önce meclisteki oylamalarda yine anayasa tartışmaları yüzünden bir siyasi hanım hastanelik oldu. Defalarca fitne girdi araya. Koskoca profesörler, milletvekili ve bakanlar, bürokratlar, Başbakan ve Cumhurbaşkanları birbirine girdi. Anayasanın bazı maddeleri değişse bile kendisi kaldı. Anayasanın özgürlükçü, çoğulcu, hak ve hukuku vatandaşın yararına gözeten maddeleri üzerinde mutabık kalabilmek için defalarca kavga çıktı kürsülerde.
Tek parti anayasası denilerek en acil maddelerde dahi uzlaşmaya yanaşmadı çoğu zaman muhalefet. Hatta son dönemde tüm meclisteki partilerin temsilcileri tarafından oluşturulmuş anayasa komisyonunun aylarca çalışıp mutabık kaldığı onlarca maddenin bile oylamaya sunulmaması için uğraştı durdu muhalefet.
Şimdi uzun zamandır halkın anayasası diyoruz. Hep birlikte, ortak bir akıl ile kendimize en uygun, en hakkaniyetli yasalarda buluşmak istiyoruz. Ama siyasetin kirli dili buna izin vermiyor. Artık yetmez mi sizce de!
Hangi siyasi şehvet, bu ülkedeki milyonlarca vatandaşın gasp edilmiş hukuku üzerinde durup haklılık iddia edebilir ki! Hak evrenseldir, hak ederseniz hakkınızı alırsınız. İster anayasayla, ister babayasayla!
***
Gelelim anayasa tartışmalarının içimize bakan yanına biraz da. Hukuk tahakkuk ettiğinde hakikate yaklaşmış oluyor muyuz? Mazlumların açısından bakınca evet. Vicdan için bu gerekli kuşkusuz.
Ama adaletin / Hakkın her an tecelli etmekte olduğunu bilenler için durum farklı. Zulmetin en karanlık anında bile her şeyin 'yerli yerince' olduğunu, zuhuratın böyle olması gerektiği için her şeyin tam da böyle seyrettiğini, Hakkın zatın sırrında gizli olduğunu bilenler için... Evet bu bilgiyi içselleştirmiş olanlar için, şer gibi görünenin de hayır olduğunu, zulmün de Adl'ine dahil olduğunu, mazlumun hakkını savunmanın da bazen haklı olmanın hududunu aşındırdığını bilenler için... Hakka karışarak benliğinden soyunmuş olanlar için... Hakkı hiçbir koşulda kendine izafe etmemek, adaletin evrenselliğine bir çağrıdır.
Yunus'un “bir ben var bende benden içeri” dediği o benliksiz / ilahi makama ulaşıp Hakkın eli, dili, gözü olabilenler, hayır ve şerri, kahır ve lütfu, celal ile cemali tevhid edenler için... Adaletin evrensel dili her an tahakkuk ediyor. Kesintisiz.
Haklı olduğumuzda, yani mazlum olduğumuzda diyelim, benliksiz makama ulaşmadığımız sürece nefsimizin sınırlı terimlerinde hakkı kendimize izafe etmiş olmuyor muyuz?
Sonra belalarla sınanmaya devam ettikçe Hakka küsüyor çoğumuz. Ya da ne yaptım da bunları hak ettim diye yine kendine izafe ediyor yenilen hakkını. Kısacası haklıyken de haksızken de hakkı benliğimizin eseri olduğunu sandığımız için aslında Hak yok demiş oluyoruz. Nefsimizin geldiği yerden görüyoruz hakkı. Oysa Mısri'nin dediği gibi, “Haktan başka bir şey yok, gözsüzlere pinhan imiş.”
***
İşte böyle benlik duygusunun çengel atmasıyla içimizdeki hakikate nasıl kör kalıyorsak, dışımızdaki benlik halkaları da hukuk kurallarını koyma konusunda bizi birbirimize engel olarak çıkarıyor.
Adalet bir bütündür. Şimdi siyasetin en sivri dilinde toplumsal barışımızın, özgürlük ve çoğulculuğumuzun teminatı olacak hukuksal çerçeve içinde nasıl yönetileceğimize karar vermeye çalışıyoruz. Nasılsak öyle yönetilmekte olduğumuzu hatırlamamızda fayda var.
Nefsimizin sınırlı terimlerinde genişlemedikçe, adalet ve hakkaniyetin tesis edilmesi için daha kuşatıcı bir ruha bürünmedikçe onlarca taslak yazıp duracağız. Buna izin vermeyelim artık. Adalet duygumuzun dilini, yasama yürütme ve yargının birliğinde anayasanın ruhuna bir an önce tahvil edelim. Cumhurbaşkanı'nın yetkisi nihayetinde hiç kimsenin tekelinde değil, bir şahsın otoritesinde hiç değildir. Mânâ dilinde Hakkın tecellisi ol benliksiz makamındır.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.09.2018
4.02.2018
1.02.2018
28.08.2018
25.08.2018
21.08.2018
7.02.2018
4.02.2018
31.07.2018
28.07.2018