Murat BELGE

Murat BELGE
Murat BELGE
Tüm Yazıları
İsrail: Sonu nereye varacak?
16.04.2024
204
Savaşa varmadan durulmasıyla daha iyi bir dünyaya adım atmış olur muyuz?

Burnumuzun dibinde, oluk oluk kan akıyor. Kabul edilebilir bir durum değil. "Mazur" görülebilir bir yanı yok. Ama, işte, oluyor! Günlerdir oluyor. Günlerdir kayıp sayısı artıyor. Seyrediyoruz.

Olayın özellikle "acıtıcı" bir yanı da bunu "Yahudi Devleti"nin yapıyor olması. Bilmem kaç pogrom, kıyım yaşamış, bunlardan kurtulabilme umuduyla İsrail devletini kurmuş bir toplumun kurduğu ordu şimdi bunu yapıyor. İsrailli Yahudiler'in bir kısmı (öyle olmayan çok kişide neyse ki var ama duruma egemen değiller) şimdi "imha" ettikleri insanların imha edilmesini haklı göstermek için vaktiyle Hitler'in Yahudiler'i yok etmek üzere kullandığı "gerekçelerin" aynısı değilse de benzerlerini kullanıyor olmalı. "Felaketlerden ders çıkarma"nın anlamı bu mudur?

"Bu olmamalıdır" diye avaz avaz bağırabiliriz, bazılarımız. Ama ders çıkarmayı böyle anlayanların egemen olduğu, ilkeleri saptadığı, kuralları koyduğu bir dünyada yaşıyoruz. Bakıyoruz Gazze'de olanlara, Gazze'de yapılanlara, ortalık yerde bir "Binyamin Netanyahu" figürü var. Olayı buraya getiren o. Ama binlerce, hatta milyonlarca henüz sivrilmemiş Netanyahu olmasa buraya gelinebilir miydi?

Bunları düşünürken aklıma 11 Eylül'den bir görüntü geliyor. "11 Eylül" diye andığımız korkunç olay olmuş, gene yığınla insan durup dururken hayatını kaybetmiş, televizyon çekimi yapan bazı gazeteciler Filistinli göçmenlerle mülakat yapıyor, duygularını soruyorlar. Bir kadın, oynuyor, göbek atıyor! 

Onun bugünkü Netanyahu taraftarından farkı nerede? Zihninde değil. Duygularında değil. Onun sahip olduğu maddi imkanlara sahip değil, sadece. Fark burada. Elinde o imkanlar olsa aynı şeyi o da yapacak, sonra da göbek atacak ya da adam öldürmekten yorgun düştüğü için siestaya yatacak.

Netanyahu Doğu Avrupalı biri. Doğu Avrupa'da yerleşmiş Yahudiler yaşadıkları yerin genel yapısı gereği, ciddiye alınabilir bir demokrasi kültürü görmemiş, almamışlardır. Yahudi ırkının bütün dünyada çektiği acıları onlar da çekmiş ya çekildiğini gözlemlemişlerdir. Ama bu birikime "Bizim de günümüz gelecek" diyerek bakarlar. "Hepsi böyledir" demiyorum elbette. Zaten bu "hepsi" gibi her şeyi kapsamaya çalışan kelimeleri kullanmaktan kaçınmalıyız. Ama Yahudi toplumlarda sertlikten yana, "şahin" sıfatına uygun davranan bireyler genellikle Doğu Avrupa kökenlidir. Gelgelelim, şimdi bu kanlı süreç gözümüzün önünde akıp giderken onlar ne yapıyor? Evet, biliyorum, dünyanın her köşesinde bu politikayı protesto eden Yahudiler var, onların sesini de duyuyoruz. Ama Yahudi diasporaları temsil etmek üzere kurulmuş derneklerin "hoşgörülü" tutumunu etkileyemiyorlar.

Ya "Batı Dünyası"? Örneğin Biden? Verdikleri inanılmaz desteğin yanı sıra hafif mahcup bir edayla "Canım, bu kadar da abartmayın" diye mırıldanmaları olayda sorumluluklarını hafifletecek mi?

Sıradan "Batılı" İsrail'i medeniyetten nasibini almamış Orta Doğu'da her nasılsa oluşabilmiş bir "Batı medeniyeti" olarak görür. Batı'nın kendini beğenme, her yaptığından memnun olma potansiyeli sonsuz. İsrail de, Batı'nın Orta Doğu yönüne baktığı zaman öncelikle gördüğü ayna. Tabii işin içinde o "kendini beğenme" potansiyelini zayıflatan bir tarih de var, Hitler falan, orada da tarih bir aralık sapmış, düzeltilmesi gereken durumlar yaratmış. Bu tür bir tedirginliği en net biçimde Almanya'nın aldığı tavırlara baktığımız zaman görebiliyoruz. Peki ama sizin ("bazılarınızın") bir vakitler Yahudiler'e çektirdiğiniz acıların kefaretinin ödenmesi şimdi Yahudiler'in birilerine çektirdiği acıları onaylamaktan mı geçiyor?

Bu olaylara "Dünya Savaşı çıkar mı?" endişesiyle bakanlar olduğunu biliyoruz, söylüyor, soruyorlar zaten. Bu da ancak yarım gizlenmiş bir bencillik, benmerkezcilik gibi görünüyor. Yani, "Bu manyak adamlar yüzünden bizim başımız belaya girer mi?" kaygısı. Bana bu tehlike çok geçerli gibi görünmüyor, çünkü asıl kurban "kurban" olmasında sakınca bulunmayan bir halkın tepesinde. Onlar da zaten alışık bu durumun sürüp gitmesine, arada biraz zaman geçer, unuturlar. Bu yörede ikiyüzlülük yapmak ayıp değil, yaptığını güzelce kamufle edememek ayıp.

Böyle konularda iddialarda bulunmaktan kaçınırım çünkü her zaman, her durumda, o an kendini belli etmeyen ama attan alta belirleyici olan eğilimler, koşullar vardır. Benim "iddiasız" tahminime göre bu iş savaşa varmadan durulur; ama durulmasıyla daha iyi bir dünyaya adım atmış olur muyuz? Burada daha "iddialı" konuşayım: Hayır, daha kötü bir dünyada yola devam edeceğimiz kesin. Bu "daha kötü"ye katkıda bulunmakta kimse kusur etmedi.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar