Mustafa Karaalioğlu
Mart ayında karantinaya girdik haziranda çıkmaya başladık.
Yıl başından itibaren bütün dünya gibi biz de koronayı konuşuyorduk. İlk zamanlar yeterince ciddiye almamamız; erken dönemde kesin ve süreli bir sokağa çıkma yasağıyla zinciri koparmamak veya zayıflatmamak bir hataydı ama bunu da virüsün ne olduğunun bilinmezliğine verelim. Şimdi de hâlâ yeterince bilinmiyor ama büyük bir felaket olduğuna, ciddi bir problemle karşı karşıya olduğumuza şüphe yok.
Ne var ki iktidarın kafası bu kadar tecrübeye rağmen karışık. Karışıklığı, yanıp sönen tedbir lambalarından ve ‘yaz aylarında nasıl olsa virüsün etkisi azalır kışa sağ salim gireriz’ kolaycılığından anlıyoruz. Aylar geçti, yük artık tamamen Sağlık Bakanlığı’nın ve giderek etkisi azalan Bilim Kurulu’nun omuzunda kaldı. Malum tavsiyeler, samimi ve feryada varan ikazlar, böyle gitmezler, kontrolden çıktı mesajları dinliyoruz. İyi ki dinliyoruz. Normalleşmenin ardından bu mesajlar da azalmış olsaydı şimdi tablo ne olurdu kim bilir?
Sağlık sistemimiz salgına hazırlıklı yakalandı. Virüs, Türkiye’ye bazı ülkelerden sonra geldiği için tıbbi tedbirler yerindeydi. Sağlık çalışanlarımız da iyi sınav verdi. Hepsi doğru. Kabul edelim, vatandaş da salgının ilk aylarında söylenenlere, kurallara harfiyen riayet etti. Sağlık sistemimizin çökmemesini sağlayan bir önemli faktör de bu oldu.
Sonrası ise dikkat dağınıklığı… Karantina günlerindeki titizlik normalleşmeyle birlikte kayboldu ve yerini propaganda aldı. “Baştan beri virüsle mücadelede nasıl başarılı olduk, şöyle mücadele ettik, hastanelerimiz harikaydı, kendimizi kurtardık bütün dünyaya maske gönderdik” edebiyatı devlette disiplin kaybı, vatandaşta da “Madem işler yolunda, hayatımıza bakalım” duygusu uyandırdı.
Yaz ayları böyle geçti, artık havalar soğudu soğuyacak, tekrar başa döndük.
Şimdi suçlu arıyoruz. Bizzat Cumhurbaşkanı “İnsanımız adeta kendi kendisinin katili. Bunu söylediğimizde zaman da vatandaşımızın ağırına gidiyor” dedi. Bakanlar, valiler, cümle yetkili ayrıca vatandaşa nasıl öfkeli, malum.
Kendi kendisinin katili vatandaş, normalleşmeyle sokağa teşvik edilen, tatil kredisi, tüketici kredisi ile hayata gönderilen vatandaş. İşinin, fabrikasının, tezgahının, masasına başına gitmek zorunda olan, bunun için toplu taşımaya mecbur olan vatandaş. Evde kal deyince evde kalan, bayramı evde geçir deyince buna uyan, sokağa çık, tatile koş deyince de yine söz dinleyen vatandaş.
Paradoks da burada. Öyle bir problemle karşı karışayız ki ya normalleşme ile salgın arasındaki ilişki ileri düzeydedir. Ekonominin çarkları durmasın diye hayatın içinde olmak zorundayız, hayatın içinde olunca da salgının hedefiyiz.
İnsanlara gerçeği bütün açıklığıyla anlatmak zamanıdır. Sürü bağışıklığı ise sürü bağışıklığı değilse de yeni bir tedbir paketi. Bir ilan edilip bir bozulan, izi kaybolan talimatlar değil.
Devletin yeni bir mücadele planı hazırlaması, ekonomi ve sağlık dengesi üzerinden etkili bir yol haritası çıkarması kaçınılmazdır. Yoksa, bütün uzmanların dediği gibi kontrolden çıkan salgın, soğuk havalarda hiç söz dinlemeyecek.
Giderek artan vakalar meselenin sağlık kısmında alarm veriyor. 7 aydır okulların nasıl açılacağı üzerine bir sürür gereksiz söz söyleyip okulları açamamak da sosyal hayattaki alarmdır.
Maske takmayan veya mecburen otobüs kalabalığında seyahat eden vatandaşı suçlamak günü kurtarır belki ama problemi büyütür.
Tekrarlamakta fayda var. İktidarın salgınla mücadeledeki başarısının tek ölçüsü bu belayı en erken zamanda uzaklaştırmaktır. Gerisinin, bütün övünme cümlelerinin kıymeti- harbiyesi yoktur. En iyi mücadele eden sağlıkla en erken normale dönendir. Bir plan yazamıyorsak bunun başaran ülkelere bakalım hiç olmazsa…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
1.05.2025
14.04.2025
7.04.2025
31.03.2025
10.03.2025
9.02.2025
13.01.2025