Vahap COŞKUN
Türkiye, haftaya Mardin, Batman ve Halfeti belediyelerine kayyım atadığı haberiyle uyandı. İktidar, sekiz yıl önce Demirtaş ve Yüksekdağ’ı gözaltına aldığı günde, bu kez de DEM Parti’nin bir büyükşehir, bir il ve bir ilçe belediyesine yeniden el koydu. On gün önce Urfa’da AK Partili ve DEM Partili iki ailenin kan davasına son verilmesinde kilit bir rol oynayan ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ileaynı karede yer alan Ahmet Türk, üçüncü kez kayyım zulmüne maruz kaldı ve bir dünya rekoruna imza attı, elbette kendi isteği dışında.
Kayyımın hukuki hiçbir tarafının bulunmadığını söylemeye hacet yok. Yine kayyımın, Kürtleri en temel haklarından biri olan seçme ve seçilme hakkından mahrum ettiği, bu yönüyle de vatandaşlık ilişkisinde tahrip edici bir işlev gördüğü de izahtan vareste olsa gerek.
Keza kayyımların, muhalefetin alanı daralttığı ama iktidara da yaramadığı da belli. Zira kayyımların iktidarın zemin kaybetmesine ve Kürt seçmenlerden aldığı desteği giderek daha hızlı yitirmesine neden olduğu, hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak derecede, açık. 2024 yerel seçimlerinin sonuçları, görmek isteyenlere çok net bir tablo sunuyor.
Peki, bütün bunlara iktidar kayyımlardan neden vazgeçmiyor? Bilhassa yeni bir çözüm süreci tartışmalarının yoğunlaştığı bu dönemde iktidarın önce CHP’li Esenyurt, sonra da DEM Partili Mardin, Batman ve Halfeti belediyelerine kayyım atamasının altından hangi “hikmet” yatıyor? Bu adımın sebepleri ve sonuçları ne olabilir?
Felç olan ruhi ve zihni konfor
Dört noktaya işaret edilebilir bu kapsamda:
1. İktidarın DEM Partili belediyelere el atmasını kimileri, zaten bir çözüm sürecinin olmadığının ve 1 Ekim’den beri olan bitenin bir tiyatro olduğunun açığa çıkması olarak yorumladılar. Aksi kanıdayım. Kayyımlar, bir sürecin olmadığından ziyade, süreçte işlerin iktidarın istediği gibi gitmediğinin bir göstergesi. Devlet, muhtemelen muhatapları ile bir mutabakata varamadı, onun için de dişini gösterdi.
İki ihtimal var bundan sonra: Eğer işler rayına girerse, kayyımların burada durması beklenebilir. Yok, anlaşmazlık derinleşirse diğer belediyelere de kayyımlarla el konulması sürpriz olmaz. Bir süre önce 27 belediye için kayyım dosyasının hazır olduğunu bildiren ve devletin ilgili birimleri medyaya sızdırılan haberler, hava bozulduğunda rüzgârınhangi yönden eseceğini göstermesi açısından önemli.
Ayrıca, mevzuu sadece kayyımlarla sınırlı da kalmaz. PKK’ye dönük Suriye ve Irak’ta operasyonlar hız kazanabilir. Çözüm süreçlerinin değişmez yazgısıdır; eğer süreçlerde başarı elde edilmez ve görüşmeler kesilirse, yumuşuma dönemlerininardından yoğun sertlik dönemleri gelir.
2. Bahçeli’nin 1 Ekim’de uzattığı el ve Öcalan’ı baş muhatap haline getiren söylemleri, sadece muhalif kesimlerde şaşkınlık yaratmadı, aynı zamanda iktidar çevrelerinin de ezberini bozdu. Çözüm sürecinin sona ermesinden sonra yaklaşık on yıldır çok emin bir sahada konumlanan ve iktidarın kabullerinin dışında kalan her adımı terörle ilişkilendiren iktidar çevrelerinin fikri ve ruhi konforu felç oldu.
Onlar ne Bahçeli’yi eleştirebiliyor, ne de gönül rahatlığıyla siyasi bir çözümü savunabiliyordu. Devletin gücünü arkasına almanın rahatlığıyla bir gün öncesine kadar kendi dışındaki herkesi terörizmle ilişkilendirirken, bir gün sonra demokratik mekanizmaların meziyetlerinden bahsetmek kolay değildi. Kolay olsa bile, ikna edici olmazdı.
İktidar kayyımlarla fikri bir belirsizliğe düşen ve bundan rahatsız olan kendi taraftarlarına, onları rahatlatan bir mesaj da vermiş oldu. Özetle verilmek istenen mesaj; bir sürecin ancak devletin belirlediği sınırlar dâhilinde yürütüleceği ve bu yapılırken de asla teröre taviz verilmeyeceğiydi. Kayyımlar, devletin tavizsizliğinin bir işaretiydi ve dolayısıyla bir endişeye de mahal olmadığıydı.
Zoraki birliktelik
3. 2016’da belediyelere kayyım atandığında HDP tek başınaydı. Öyle ki, iktidarın yaptığı hemen her düzenlemeyi AYM’ye götürmekten imtina etmeyen CHP, HDP ile aynı sepete konmamak için Anayasaya açık bir aykırılık taşıyan kayyımları AYM’nin önüne taşımadı. Fakat bu kez durum farklı; kayyımlara karşıtlığı sadece DEM Parti sırtlamıyor, CHP de bu hukuksuzluğa karşı omuz veriyor.
Esenyurt’ta İmamoğlu ve Özel, kayyım atanmasına en üst perdeden itiraz etmişlerdi. Mardin, Batman ve Halfeti belediyelerine kayyım atandığında da İmamoğlu hemen tepki gösterdi, iktidarın kontrolü kaybettiğini belirtti ve başkanı olduğu Türkiye Belediyeler Birliği’ni bu konuyu görüşmek üzere olağanüstü toplantıya çağırdı. Özel de hemen Batman ve Mardin’in yolunu tuttu ve “Türkiye’de barış denilince ilk akla gelen siyasette diyaloğun en önemli isimlerinden” diye nitelediği Ahmet Türk ile dayanışmaya gitti.
Böylece kayyımlara karşı DEM Parti ile CHP birlik görüntüsü verdi. Bazıları, CHP’nin iktidar tarafından DEM Parti’nin kucağına itildiğini, bunun bir tuzak olduğunu ve bu tuzağa düşen CHP’nin günün sonunda kaybedeceğini söylüyor. Ancak bundan o kadar emin olmamak lazım; çünkü böylesi bir birlikteliğin kaybetmeye mahkûm olmadığı 2024’te görüldü.
4. Kayyımlar, bir taraftan CHP’nin DEM Parti ile yakınlaşmasına vesile olurken, diğer taraftan da CHP’nin kendi içindeki ayrışma dinamiklerini tetikliyor. CHP’de partinin kayyımlar konusunda aldığı tutumdan rahatsız olan ve bu rahatsızlığı kamuoyuna da gösteren bir kesim var.
Yavaş’ın başını çektiği bu kesimin içinde Bolu ve Afyon belediye başkanları da bulunuyor. CHP şimdilik bu iki farklı kesimi bir arada tutabiliyor ama kayyım meselesi biraz daha dallanıp budaklanırsa, CHP’nin bu zoraki birlikteliği sürdürmesi mümkün olmayabilir.
Belki de CHP için doğru olan budur. CHP’nin hep iç rekabetlerle anılır olmaktan çıkması ve gerçek manada Türkiye’nin yönetimine talip olması için belki de olması gereken, belirsizliklerin giderilmesi ve partinin siyasetinin, liderinin ve dahi adayının netleşmesidir.
Türkiye siyasetinde kayyım pilavı daha çok su kaldırır gibi görünüyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025
28.03.2025
19.03.2025
16.03.2025