Vahap COŞKUN
7 Haziran seçimlerinde 81 ilin tamamında AKP’nin oylarında düşüş yaşandı. Hani derman niyetine de olsa AKP’nin oyunu çoğalttığı veya mevcudu muhafaza ettiği tek bir il dahi yoktu. Her yerde ibre aşağıya dönüktü. Ancak Güneydoğu ve Doğu Anadolu’daki oy kaybı çok daha keskindi. Kelimenin tam anlamıyla AKP her iki bölgede de sandığın dibini gördü ve HDP’nin gerisinde kaldı. Kürtlerin yoğun yaşadığı Batı illerinde de AKP’nin oyları dikkat çekici miktarda azaldı ve buna mukabil HDP’nin oyları arttı. Hatta AKP’nin kaybı ile HDP’nin kazancı arasında bir orantı vardı; AKP’nin oyları ne kadar düştüyse HDP’nin oyları da o kadar yükseldi.
Sandıktan çıkan bu sonuç, daha önce AKP’ye oy veren Kürtlerin çok büyük bir kısmının bu seçimde HDP’ye yöneldiklerini gösteriyordu. Geçmiş dönemlerde AKP’ye Türkiye ortalamasının üzerinde bir oyla destek sunan Kürtler, 7 Haziran’da AKP’ye sırt çevirdiler ve HDP’ye omuz verdiler. AKP, hem Doğu’da, hem de Batı’da arkasındaki Kürt seçmenlerin önemli bir bölümünü kaybetti ve onların sağladığı gücü HDP’ye kaptırdı.
“Kürtler bizi anlamıyor”
Siyasette bir sonucu tek bir sebebe bağlamak yanlış. Her bir sonucu doğuran çok sayıda etmen ve değişken söz konusu. Şüphesiz AKP’ye Kürt oylarını kaybettiren birçok faktör var. Fakat bana göre, bu faktörler arasında diğerleriyle kıyaslanmayacak derecede belirleyici olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim dönemindeki siyasi tercihleriydi.
Erdoğan’ın stratejisinin iki yönü vardı: Erdoğan bir taraftan mimarı olduğunu söylediği çözüm sürecini hiçleştirdi. Süreç dâhilinde yapılanları elinin tersiyle itti, bundan sonra yapılması gerekenlerin önüne de taş koydu. Oysa halk sürece büyük bir umut bağlamıştı. Çözüm süreci, Türkiye’nin son dönemlerdeki tek demokratikleşme kulvarı idi. Sürecin inkârı, Erdoğan ve AKP’yi son derece milliyetçi bir retoriğe savurdu, Kürtleri kendisinden uzaklaştırdı.
Diğer taraftan ise Erdoğan, Etyen Mahçupyan’ın sözleriyle “Kürt seçmeni ikincil kılan ve rencide eden bir duruş” sergiledi. HDP’yi din ve diyanet üzerinden vurmaya çalıştı. Gösterdiği adayları küçümsedi.“Diyarbakır’da sözde müftü, Eskişehir’de eşcinsel aday gösteriyorlar” diyerek adayların inançlarını ve cinsel kimliklerini tahkir etti. Hep şikâyetçi olduğu elitlerin “Halk bizi anlamıyor” kalıbını hatırlatırcasına “Kürt kardeşlerim biz sizi çok seviyoruz, ama siz bizi anlamıyorsunuz” ifadesini kullandı. Kürtler de tüm bunları kimliklerine bir saldırı ve hakaret olarak algıladılar. Tepkilerini sandıkta ortaya koydular ve HDP üzerinden bir ispat-ı vücut yaptılar.
Kürt fobisi
Seçimden sonra beklenen bunun serinkanlı bir analizinin yapılmasıydı. Eğer HDP’ye giden oyların geri gelmesi isteniyorsa AKP’nin yapması gereken belliydi: AKP süreci tekrardan sahiplenecek ve Kürtleri rahatsız eden söylemi terk edecekti. Bunun başka bir çaresi yoktu. Ne var ki, gerekli derslerin çıkarıldığını söylemek zor. Erdoğan yanlışta ısrar ediyor.
Türk Kızılay’ın düzenlediği iftar töreninde Erdoğan, Suriye’nin Kuzeyinde bir devlet kurulmasının kendileri için bir kırmızı çizgi olduğunu ilan etti: “Buradan tüm milletime sesleniyorum, tüm dünyaya sesleniyorum. Suriye'nin kuzeyinde, güneyimizde bir devlet kurulmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Bunun bilinmesini istiyorum. Bedeli ne olursa olsun bu konudaki mücadelemizi sürdüreceğiz."Suriye’nin Kuzeyinde Kürtler yaşıyor. Yani Erdoğan, Kürtlerin devlet kurmalarına rıza göstermeyeceklerini, bunu engellemek için elinden geleni ardına koymayacağını belirtiyor.
İşin doğrusu, bu tür söylemlere aşinayız. Devletin derinlerinde bir Kürt fobisi var. İktidarlar gelip geçse de bu fobi her daim varlığını koruyor ve Kürtlerle ilgili herhangi bir gelişme olduğunda hemen yüzeye çıkıyor. Dünyanın herhangi bir yerinde Kürtler hak-hukuk elde etmeye görsün, devlet hemen refleks gösteriyor ve karşı çıkıyor.
Geriye dönüp bakıldığında buna dair birçok misal vermek mümkün ama yakın zamanda Irak Kürdistan’ına gösterilen reaksiyona bakmak yeterli. Kürdistan’a, Irak devletinden daha fazla Türk devleti karşı çıktı. Barzani ve Talabani’ye hakaretler yağdırdı, Kürdistan’ın kurulmasını hiçbir koşulda kabul etmeyeceğini bildirdi.
Tabi, tarih böyle akmadı. Kürdistan kuruldu, anayasal bir statü elde etti, de facto bir devletleşme sürecine girdi. Türkiye de bunu gördü, aklını başına aldı ve düşmanlık siyasetinden vazgeçti. Kürtlerle “düşman” olmaktansa “dost” olmayı denedi, Kürdistan ile dostluk ilişkilerini geliştirdi. Bundan da hem Türkiye hem de Kürdistan kazançlı çıktı.
Irak Kürdistanı tecrübesi mühimdi. Zira somut bir vaka vardı ortada; Kürtlerle dostluk Türkiye’ye herhangi bir zarar vermiyordu, aksine birçok fayda sağlıyordu. Dolayısıyla Türkiye’nin bu zengin tecrübeden sonra kendisini Kürt fobisinden kurtarması beklenirdi..
Lakin beklenen olmadı. Suriye’deki Kürtler sahneye çıktıklarında Türkiye’nin Kürt fobisi yine depreşti ve Türkiye Irak’taki hatalarını tekrar etti. 2012’de Suriye’de Kürtler özerk yönetimlerini kurduklarında Türkiye hemen “Sınırımızda böyle bir emrivakiye izin vermeyiz” şeklinde bir tepki verdi ve Kürtleri yine bir tehdit olarak algıladı. Bütün Suriye politikasını bu tehdit algısı şekillendirdi ve nihayetinde“Bedeli ne olursa olsun Kürtlerin devlet kurmasına izin vermeyiz” noktasına gelindi.
Tehdit değil fırsat
Erdoğan’ın dilinden dökülen bu sözler birçok açıdan arızalı. Bir kere, ahlaki değil. Sınırlarınız dışındaki insanların ne tür bir yönetim altında yaşayacaklarını siz belirleyemezsiniz. Oturduğunuz yerden onların kaderlerine yön verme hakkına sahip değilsiniz. İkincisi, hukuki değil. Üçüncüsü, gerçekçi değil. Türkiye, Irak’ta bir Kürdistan oluşumunu engellemeye çalıştı ama olmadı. Suriye’de de olmayacak ve orada da Kürtler kendi yönetimlerini kuracaklar. Türkiye’nin bu tür bir gelişmeyi engelleyecek bir gücü yok. Dördüncüsü, bu siyaset sadece çevrenizdeki Kürtlerle ilişkilerinizi gerginleştirmiyor, aynı zamanda içerideki Kürtleri de kırmanıza ve onları kaybetmenize neden oluyor.
Baştan aşağı yanlış bir siyaset bu. Bunun tam tersinin yapılması gerekirdi. Türkiye, Suriye Kürtleri ile daha ilk andan itibaren sağlıklı bir işbirliği kurmalı, onlara yardım etmeli ve onların kazanımlarına katkı sunmalıydı. Böyle bir siyaset hem sınırları daha güvenli kılar, hem de Suriye Kürtlerini ekonomik ve siyasi bir ortak haline getirirdi.
Kürtler, hem içeride hem de dışarıda, Türkiye için bir tehdit değil, bir fırsat. Türkiye her şeyden önce bunu anlamalı ve artık bu Kürt fobisinden kurtulmalı.
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.09.2025
3.09.2025
27.08.2025
23.08.2025
19.08.2025
14.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
22.07.2025
15.07.2025