Vahap COŞKUN
Türkiye ve Almanya arasındaki ipler her geçen gün daha fazla geriliyor. İki ülkenin sorumluluk makamlarında oturan yöneticileri, birbirlerine karşı diplomaside eşine az rastlanır bir sertlikle konuşuyor. Her beyan karşıdan daha üst perdeden bir atak ve beyanla cevaplandığından, gerilim sürekli yeniden üretiliyor ve tansiyon giderek yükseliyor.
Taraflar arasındaki çekişmenin bu hale gelmesinde iç politik hesaplar önemli bir yer tutuyor. Almanyalı siyasetçiler, ülkelerinde yüksek seviyelerde gezinen göçmen, yabancı ve Müslüman karşıtlığını kullanmak istiyor. Siyasi aktörlerden biri Erdoğan ve Türkiye aleyhine bir laf ettiğinde, diğerleri alta kalmamak için o lafın da ötesine geçen açıklamalar yapma yarışına giriyorlar. Buna mukabil Erdoğan da Batı karşıtlığını artırarak muhafazakâr ve milliyetçi tabanını tahkim etmeyi planlıyor. Nitekim 16 Nisan referandumu esnasında, kimi zaman hesaplı bir şekilde (izin verilmeyeceği bilindiği halde bazı bakanları Avrupa kentlerine gönderme denemelerinde olduğu gibi) sinirleri germek üzerinden bir seçim stratejisi izledi.
“Türkiye düşmanı”
Son tartışma mevzuu, Erdoğan’ın Almanya’da yaşayan Türkiyelilere 24 Eylül’de yapılacak olan seçimlerde üç partiye oy vermemeleri çağrısında bulunması oldu. Erdoğan; Hıristiyan Demokrat Parti (CDU), Sosyal Demokrat Parti (SPD) ve Yeşiller’i “Türkiye düşmanı” olarak niteledi ve Türkiye kökenli seçmenlerden sandıkta bu üç partiden uzak durmalarını istedi.
Almanya’nın buna cevabı sert oldu. Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, Erdoğan’ın çağrısı için “Ulusal egemenliğimize görülmemiş bir müdahale” ifadesini kullanırken, SPD’nin başbakan adayı olan Martin Schulz ise tepkisini “Erdoğan ölçüyü iyice kaçırdı” sözleriyle gösterdi. Başbakan Angela Merkel de “Türkiye’den gelen hiçbir müdahaleye müsamaha göstermeyeceklerini” belirtti.
Tepki sert olmasına sert de, Almanya’nın Erdoğan’dan farklı davrandığı söylenemez. Mesela Türkiye anayasa değişikliği için halk oylamasına giderken, Almanya alenen Erdoğan’a karşı bir “Hayır” kampanyası yürüttü. Keza Erdoğan’ın son açıklamasından sonra Dışişleri Bakanı Gabriel, Erdoğan’a muhalif olan grup ve kesimlerle işbirliği ve güçbirliğine gitmeleri gerektiğini söyledi. Reuters’in “Berlin ile Ankara arasında çarpıcı bir sertleşme” olarak duyurduğu konuşmasında Gabriel, “Ülkenin yarıdan fazlasını demokratik zihniyetteki insanlar oluşturuyor. Erdoğan’ı desteklemediler. Kanımca Türkiye’de birçok insan Avrupa ve Almanya’nın, Türkiye’de demokrasiyi desteklemesini ve çaresizlik içinde seyirci kalmamasını istiyor” ifadelerini kullandı.
Türkiye kökenli seçmenlerin tercihleri
Ezcümle her iki taraf da ne yaptığını gayet iyi biliyor; bir yandan kendi saflarını sıklaştırmak, diğer yandan karşıdaki seçimlere bir şekilde müdahale etmek kastıyla hareket ediyor. Dolayısıyla ne biri diğerine demokrasi dersi verebilir, ne de ahlaki üstünlük taslayabilir.
Peki, seçmen bu kapışmaya nasıl bakıyor? Karşılıklı çekişmenin seçmen davranışı üzerinde ne gibi bir tesiri olabilir? Misal, Erdoğan’ın yaptığı “Üç partiye oy vermeyin” çağrısı, Almanya’da oy verecek Türkiye kökenli seçmenlerde mâkes bulabilir mi?
Almanya’da toplam 61.5 milyon seçmen bulunuyor. Federal Seçim Kurulu, genel seçime katılacak olan münferit seçmen gruplarının kökenlerine ilişkin istatistiki saptamada bulunmanın zor olduğunu, bununla birlikte 720,000’e yakın Türkiye kökenli Alman vatandaşının oy kullanma hakkına sahip olduğunu bildirdi. Buna göre, Türkiye kökenli seçmenlerin genel seçmen kitlesine oranı yüzde 1’den biraz fazlasına tekabül ediyor.
2013 yılında yapılan genel seçimlerde Türkiye kökenli seçmenlerin yüzde 64’ü SPD’ye, yüzde 12’si Yeşillere ve Sol Parti’ye, yüzde 7’si ise Hristiyan Birlik Partilerine (CDU/CSU) oy vermişti. 24 Eylül’e yönelik kamuoyu araştırmaları, Türkiye kökenli seçmenlerin oylarının seçimin neticesini etkilemeyeceğine işaret ediyor. Eğer Türkiyeli seçmen, bir önceki seçimde olduğu gibi yüzde 60 oranında SPD’yi desteklerse, bu destek SPD’nin oylarına yüzde 1 civarında bir katkı sunacak (Celal Özcan, “Gurbetçi kime oy verecek?” Hürriyet, 20.08.2017).
AKP, 1 Kasım seçimlerinde Almanya’dan yüzde 60’a yakın bir oy aldı. Ayrıca 16 Nisan referandumunda da “Evet” oyları yüzde 64 gibi yüksek bir orana ulaştı. Bazı yorumcular bu verilere binaen Erdoğan’ın çağrısının Türkiye kökenli seçmenin tercihinde belirleyici olacağını ve bilhassa SPD’nin bundan menfi etkileneceğini ifade ediyorlar. Aynı kanaatte değilim. İki sebepten ötürü.
Radikal kırılma
Birincisi, eğer konu Erdoğan karşıtlığı ise, bunun Almanya’da hemen tüm partilerce paylaşılan ortak bir politik tutum olduğunu belirtmek lâzım. Erdoğan’ın zikrettiği üç partinin dışında kalan ve seçimleri belirleme potansiyeli olana diğer partilere bakıldığında, onlardaki karşıtlık dozunun daha yüksek olduğu görülür. Sol Parti’nin Erdoğan’a eleştirileri sertlikte diğer üç partiye tur bindiriyor. Hür Demokratlar, her fırsatta Türkiye’nin Avrupa’da yeri olmadığını belirtiyor ve AB’nin Türkiye ile müzakerelerini derhal durdurmasını talep ediyor. Almanya İçin Alternatif Partisi ise, açıktan İslam karşıtı ve yabancı düşmanı bir siyasi hat izliyor. Yani, Erdoğan’ın üzerini çizdiği üç parti dışarıda bırakıldığında, ortada Türkiye kökenli seçmenlerin yoğun olarak oy verebileceği bir parti kalmıyor.
İkincisi, Türkiye kökenli seçmenlerin öteden beri SPD’ye yakın durmalarının çok haklı bir nedeni var. Çünkü bu parti, Türkiyelilerin taleplerine diğer partilere oranla daha fazla duyarlılık gösterir. Seçmen rasyonel davranır; tercihler arasında tefrik yapmayı bilir. Türkiye seçimlerinde muhafazakâr bir partiye, Almanya seçimlerinde ise sosyal demokrat bir partiye oy vermesi arasında bir çelişki görmez. Zira onun için önemli olan, dertlerine derman olunması, seslerine kulak verilmesidir. Her iki ülkede bu potansiyeli hangi partide görürse onu destekler. Bu da son derece tabiidir.
Yakın zamanda Türkiye kökenli seçmenleri bir yerden alıp başka bir yere savuracak kadar kökten bir değişiklik olmadı Almanya’da. Siyaset arenasına, bu seçmen kitlesiyle SPD’den daha iyi ilişkiler kuran, onların sorunlarına uygulanabilir çözümler üreten ve gelecek vaat eden bir parti dâhil olmadı. SPD halen Türkiye kökenli seçmenlere mesafesi en kısa olan parti; dolaysıyla bu seçmen grubunun ağırlıklı bir bölümünün tekrardan SPD’ye teveccüh göstermesi sürpriz olmayacak.
Hülâsa, bana göre Erdoğan’ın çağrısına rağmen 24 Eylül’de Türkiye kökenli seçmenlerin tercihlerinde radikal bir kırılma yaşanmayacak.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları






































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.10.2025
8.09.2025
3.09.2025
27.08.2025
23.08.2025
19.08.2025
14.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
22.07.2025