Vahap COŞKUN
Türkiye’de siyasetin belirleyici kodlarının -- yavaş da olsa -- değiştiği bir dönemden geçiyoruz. Artık beka, ötekileştirme ve düşmanlaştırma dili eskisi kadar para etmiyor. Eski alışkanlıkla sermayesini kutuplaştırmaya yatıran AK Parti, uzun bir süredir yönettiği ve keskin bir hâkimiyet kurduğu büyük şehirleri kaybetti. Muhalefet, nihayet, oyunu AK Parti’nin istediği gibi oynamaya mahkûm olmadığını anladı ve kendi sözünü söyleyerek iktidarı geriletebileceğini gördü.
Ancak bu, Türkiye siyasetinin ana karakterinde bir dönüşüm yaşandığına işaret etmiyor. 2015’deki iki genel seçimden ve 2017’deki, hükümet sistemi değişikliğini öngören halk oylamasından sonra oluşan iki kutuplu yapı varlığını sürdürüyor. Bununla birlikte CHP, önemli bir iş yaptı. Birbirine benzemez dört muhalefet partisinden bir blok oluşturdu ve sert dalgalara rağmen bu bloku şimdiye kadar bir arada tutmayı başardı. Muhalefet partileri aradan geçen süre zarfında birlikte çalışma noktasında tecrübe kazandı, meydan okuyucu testlerden geçti, seçmenin oy verme davranışlarını etkiledi ve nisbi seçim başarıları kazandı.
Alınan yol küçümsenemezse de, bunun muhalefete iktidarı getirmeye yetmeyeceği belirtilmeli. Zannım odur ki muhalefetin, bilhassa da ana-muhalefet partisi CHP’nin, Türkiye’nin geleceğinde bugünden daha fazla söz sahibi olması, Kürt meselesinde alacağı tavra bağlıdır. Ülkenin geleceğine ipotek koyacak derecede önem arz eden bir sorunda çözüm için bir irade ortaya konulmadan, iktidar giden yolu açmak zor.
Katolik nikâhı
Bu bağlamda CHP’de bir kıpırdanma hissediliyor. Yerel seçimlerdeki de facto işbirliğinin getirdiği başarının, CHP’ye cesaret verdiği ve partiyi hareketlendirdiği söylenebilir. Kuşkusuz bu hareketlenme, birçok muhalif kesimi kesecek hız ve çapta değil; adımlar sakınılarak atılıyor, mümkün mertebe bütün dengeler gözetiliyor ve tabanın şimşeklerini üzerine çekmemek için aşamalı bir değişim siyaseti izleniyor. Hülasa CHP, hamleleri ürkek olsa da, Kürt meselesinde şimdiye kadarki meflûç halinden kurtulma emareleri gösteriyor.
Değişim kolay değil elbette. CHP’nin göğüslemesi gereken zorlukları var. Bunların başında, CHP’nin ana kolonu olduğu muhalif blokun yapısı geliyor. İYİ Parti’nin, CHP’nin Kürt meselesinde insiyatif almasına hoş gözle bakmayacağı aşikâr. İYİ Parti, HDP ile fiilen yan yana durmayı bile sorun olarak görüyor. İşbirliğinin resmi bir hüviyete bürünmesi ve/ya soruna dair net bir siyasetin izlenmesi halinde, İYİ Parti’nin AK Parti ve MHP’den daha önce ve daha fazla tepki göstermesi muhtemel.
Nitekim son zamanlarda İYİ Parti’den Kürt meselesi kaynaklı rahatsızlık sesleri daha çok çıkmaya başladı. Partinin yetkilileri, Millet İttifakı içinde devam etmelerinin birtakım şartlara bağlı olduğunu ve ittifaka “Katolik nikâhı” ile bağlı olmadıklarını belirtti. Dolayısıyla hem Kürt meselesinde oyun kurucu olmayı, hem de İYİ Parti ile birlikte yol almayı mümkün kılacak bir denge tutturabilmek, CHP için önemli bir güçlük teşkil ediyor.
Yüreğe taş basmak
CHP’nin Kürtlerle ilişkisini derinleştirmesi de kolay değil. Evet, son seçimlerde CHP ve HDP tercihlerde ortaklaştı, hattâ 23 Haziran İstanbul seçimlerinde bazı muhafazakâr Kürt seçmenler de CHP lehine bir tavır sergiledi. Ancak bu, mutlak ve değişmeyecek bir durum değil. Kürtler CHP’ye bir kapı araladılar, ama bu kapının tamamen açılıp açılmayacağı ve CHP’nin oradan girip giremeyeceği, bundan sonraki süreçte CHP’nin yapıp yapmayacakları ile belirlenecek.
CHP’nin bu bağlamda bir fırsata sahip olduğundan bahsedilebilir. Kürt meselesinin çözümünde HDP yönetim kademesi AK Parti ile çalışmak yerine CHP ile çalışmakta daha heveskâr. Müsbet anlamda en radikal adımları attığında bile Erdoğan’a gösterilmeyen yakınlığın, Kürt meselesinde henüz dişe dokunur tek bir lâf etmemiş olan İmamoğlu’na cömertçe sunulması da bunun bir göstergesi.
Lâkin bu sıcaklık, CHP’ye dair Kürt kamuoyundaki şüpheleri izale edilebilecek boyutta ve yoğunlukta değil. Birçok Kürt seçmen, CHP’nin yaptığı doğrulardan ziyade AK Parti’nin tahammülfersa yanlışlarından ötürü, yüreğine taş basarak gidip Altı Oka oy verdi. Lâkin siyasette bir başkasının hatâları bir dönem konjonktürel faydalar sağlasa da, istikrarlı bir desteği sağlayacak olan kendi doğrularıdır.
Sırat köprüsünden geçmek
Dolayısıyla CHP kendi doğrularını üretmek mecburiyetinde. Fakat bu doğruları kendi tabanına anlatması ve onları ikna etmesi de CHP için ayrı bir zorluk alanı. Kürt meselesinde topa girildiğinde, özellikle ulusalcı hisleri güçlü CHP’lilerin damarlarının kabaracağı açık. Onların reaksiyonunu dindirmek, partinin Kürt siyasetini onlar tarafından kabul edilir ve içselleştirilir kılmak için CHP’nin çok fazla mesai sarf etmesi gerekiyor.
Taşıyıcı olduğu muhalefetin ortaklarından ve kendi tabanından kaynaklanan zorlukların yanında, Kürt meselesinin aldığı hal de üzerinde durulması gereken bir başka husus. Bir çatışmanın çözümünde üç temel faktör bulunur: İktidarın çözüm iradesi, örgütün çözümü kabulü ve halkın çözüme desteği. Kürt meselesinde, bu üç faktöre ek olarak, uluslararası aktörler de hesaba katılmalı. Hattâ belki onlar daha fazla katılmalı. Nitekim Türkiye’deki Kürt meselesi için Suriye’deki gelişmelerin kazandığı belirleyicilik izahtan vareste. Öyle ki, orada bir kuşun kanadını çırpması burada fırtınaya sebep olabilecek kadar işler birbiriyle bağlantılı.
Yani uluslararası dengeler son yıllarda ciddi bir değişimden geçiyor. Kürt meselesi bölgesel, hattâ ABD ve Rusya’nın dahliyle global bir nitelik kazanıyor. Gerek devlet gerek devlet-altı yapılar olarak çok sayıda aktör işin içine giriyor. Meselenin coğrafyasının genişlemesine ve tarafların çoğalmasına bağlı olarak da suyu bulandırmak isteyenlerin sayısı artırıyor.
Bu tablo karşısında CHP’nin, eğer sorun çözücü bir işlev üstlenmek istiyorsa, barış ve çözümde bozucu bir rol oynayanlara karşı, hem onların oyunlarını görmesi hem de bunları bozacak yeni bir oyun kurgulaması lâzım. Dolayısıyla CHP’nin önünde hem içte hem dışta sırat köprüsünden geçeceği bir perde açılıyor.
(*) Kürdistan 24, 25.09.2019
https://www.kurdistan24.net/tr/opinion/4b70428a-b8c0-44b9-b92b-d4ce40253eaa
Yazarlar
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025
28.03.2025
19.03.2025
16.03.2025