Zekeriya Kurşun
Siyasi ve kültürel coğrafyamızda baş döndürücü gelişmeler yaşanıyor; takipte zorlanıyoruz. Bölge düzenini yüz yıl önce kurgulayıp II. Dünya Savaşı sonrasında da yenileyenlerin projeleri değişime uğruyor. Yüzyıl içinde elde ettikleri en büyük başarı Filistin’in işgali ve ardından burada bir devletin kurdurulması idi. Öyle bir devlet ki sınırları belli değil, nerede duracağı belli değil.
Sürekli Filistin toprakları aleyhinde gelişen İsrail devletinin işgalci siyaseti ile harita üzerinde küçük noktalara dönüşmüş Filistin ikiye bölündü. Batı Şeria’da, el-Fetih yönetimi süreci iyi idare edemedi. Filistin sorununun çözümünde gelinen noktaya bir tepki olarak doğan Hamas halkın seçimi ile on yıl önce Gazze’de yönetimi ele aldı. Ancak bu durum barışı getirmediği gibi Filistin meselesinde de iki başlılığı doğurdu.
Diğer taraftan Yaser Arafat’ın yerine geçen Mahmut Abbas önemli avantajlar elde etti. Egemenliği kısıtlı, toprakları İsrail denetiminde olsa da dünya nazarında Filistin devleti başkanı unvanı aldı ama Gazze’nin nazarında meşruiyet sağlayamadı.
Türkiye başta olmak üzere çevre ülkelerinin bugüne kadar iki taraf arasındaki girişimleri de fayda sağlamadı. Ramallah’ta yetkisiz bir devlet başkanlığı, Gazze’de ise sınırları içine hapsedilmiş bir hükümet ile sürdü Filistin davası. İsrail tarafından muhasara altına alınan Gazze halkının ihtiyaçları Mısır’a açılan kaçak tünellerden veya İsrail’in izin verdiği ölçülerde sağlanabildi. Binlerce çocuk, kadın, yaşlı ve genç hayatını kaybetti. Gazze sebebiyle Türkiye ve İsrail karşı karşıya geldi. Mısır’daki darbe yönetimi İsrail ile işbirliği yaparak bu muhasarayı daha da şiddetli hale getirirdi.
HAMAS YÖNETİMİ NEDEN KENDİNİ FESHETTİ?
Peki şimdi ne oldu da bir kaç hafta önce Hamas yönetimi kendini feshederek idareyi Ramallah’a veya uzlaşı hükümetine bıraktı? Normal şartlarda bunun doğru ve beklenen bir sonuç olduğu değerlendirilebilir elbette. Fakat bölgenin geçtiği olağanüstü şartlarda bugün bu durum kimin işine yarar ya da kimin kurgusu olabilir sorusu kafaları karıştırmaktadır. Nitekim Filistinli gazeteci Abbas Cum’a Dünya Er-Re’y gazetesindeki sütununda haklı olarak, on yıldır süren bölünmenin gerçekten bitip bitmediğini Filistin halkı adına iki tarafa da sormaktadır. Bu soru önemlidir, zira görünüşte Mısır’ın inisiyatifi ile gelişen bu süreç tarafları da tatmin etmemiştir. Öyle ki bu önemli olay özellikle Ramallah tarafında hiçbir etki yaratmamıştır. Konuyu sormak için başvurduğum bazı Filistinli kaynakların yaklaşımı ve ilgisizliği beni de şaşırtmıştır. Filistin halkının bütünleşme talepleri olduğunda kuşku yoktur. Fakat bugüne kadar yaşadıkları tecrübeler her projeye şüphe ile bakmalarına sebep olmaktadır.
Peki bu son gelişmeler nasıl okunmaktadır?
1- Bu proje ile Filistin yönetimi ağırlığını Ramallah’tan Gazze’ye taşıyacaktır. Böylece İsrail’in Gazze’de bir Filistin devleti kurma projesi hayata geçirilecektir. Bu tez bazı İsrail destekçileri tarafından da dillendirilen en tehlikeli olanıdır.
2- Batı Şeria ve Gazze bu ayrılıktan dolayı büyük bir çıkmaza girmiştir ve iki taraf da meydana gelebilecek sosyal patlamalardan korkmaktadır. Yani anlaşma iki tarafın yaşadığı toplumsal baskıların bir sonucudur. Diğer taraftan Hamas’ın yeni lideri Yahya es-Sınvar’ın bölgede oyuncu olabilmek için el Fetih ile ve özellikle Mısır ile anlaşmak zorunda olduğunu düşünmesi bu gelişmeye zemin hazırlamıştır.
3- Bu proje el Fetih ve Hamas’ın bir projesi değildir. Proje bölgede yaşanmakta olan ve yakın gelecekte meydana gelecek değişikliklerin bir mukaddimesidir. Hamas da buna ortak edilmiştir.
4- Bu gelişmede Trump’ın Hamas’ı İran’dan uzaklaştırma girişiminin etkisi olmuştur. Amerika ve İsrail iki tarafın anlaşması konusundaki vetolarını kaldırmışlardır. Bu süreçten iki taraftan ziyade İsrail istifade edecektir.
5- Başbakan el Hamdallah’ın Gazze’ye gidişi ve coşku ile karşılanması halkın Mısır’ın gözetimindeki anlaşmaya ne kadar hazır olduğunu göstermektedir. Ancak istisnai bir görüş olarak bazıları bu anlaşmanın Mısır’dan ziyade Moskova ve Beyrut görüşmelerinin sonucu olduğunu söyleyerek, Kahire görüşmelerini önemsizleştirmektedir.
Yukarıdaki yorumların çeşitliliğine rağmen ortaya çıkan durum şudur: Henüz tamamlanamayan anlaşma iki tarafın inisiyatifi ile değil dış baskılar ile yapılmıştır. Hedef barışı kurmak ve Filistin devletini yaşatmak değil, daha bağımlı hale getirmektir.
TRUMP KİMİ İŞARET ETMİŞTİ?
Aslında bu gelişmenin bir bakıma Trump’ın Körfez seyahatinde Suudi Arabistan ile birlikte poz verip ardından İsrail’i ziyaretindeki mesajlarının bir sonucu olduğunu tahmin etmek zor olmasa gerekir. Teröre artık geçit yok denilip, terör ile mücadele hamlesi başlatıldığı ilan edilirken meselede kastedilenin önemli ölçüde Hamas olduğu bugün daha iyi anlaşılmaktadır.
Aynı şekilde Suudi Arabistan, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır bu açıklamaları Katar’a karşı bir koz olarak kullanırken, İsrail’in tepkisizliği de anlam kazanmaktadır. Kuveyt’in çırpınışı, Umman’ın Körfez krizine soğuk yaklaşımı da artık daha kolay yorumlanabilmektedir.
Bölgedeki terör tanımının tamamen İsrail’in menfaatlerine aykırı bütün davranışlara endekslendiği unutulmamalıdır. Nitekim Trump’ın, “komşularını yani Katar’ı işaret ettiler” deyip teröre destek veren sözde ülkeyi açıklamasında esasında ileri sürülen diğer gerekçelerden ziyade asıl gerekçenin Katar tarafından Hamas’a verilen desteğin olduğu bugün daha net bir biçimde ortaya çıkmaktadır.
Mısır’ın sınır politikaları ve İsrail’in sıkı kontrollerini aşamayan Hamas yönetimi halka bir umut veremezken, Katar’dan aldığı destekten de mahrum kalınca kendini feshetme yolunu seçmiştir. Ramallah ise hazır olmadığı halde bu gelişmeyi kendi kucağında bulmuştur. Netanyahu da bu gelişmeye tuz biber ekecek yeni şartlar koşmuştur.
Kısaca Filistin cephesinde yeni bir şey yok. Şimdilik gelişme Mısır’ın girişimi gibi görülse de kazanan taraf İsrail’dir. Yani barış bir kere daha ertelenmiştir.
Yazarlar
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.02.2019
18.03.2019
18.02.2019
4.02.2019
10.01.2019
3.02.2019
17.12.2018
22.11.2018
12.11.2018
18.10.2018