Sezin ÖNEY
Avrupa Birliği'nin geleceği açısından kritik günlerden geçiyoruz. Bir yandan, ABD ile olan sürtüşme İkinci Dünya Savaşı sonrası kurumsal temelleri atılan ve “resmîyete dökülen birliktelik”, Transatlantik İttifakı, Donald Trump'ın Başkanlık döneminde ciddi bir sarsıntı geçiriyor. Avrupa, Trump'ın ABD liderliğinin ikinci bir döneme uzayabileceğinin bilincinde ve hesabında... Ve bu durum da, Avrupa'yı kendi “ayakları üzerinde” durmaya zorluyor. Öte yandan, artık tamamına erme yoluna giden, AB'den ilk ayrılık “Brexit” (şaşırtıcı da olmayan biçimde) krizli bir sürece neden oluyor.
Dahası, aşırı sağ ve sağ popülist hareketlerin oy potansiyelleri ve gündemdeki etkilerini arttırması, Avrupa genelindeki merkez siyasetin yaşadığı “aşınma” ve “parçalanma” süreçlerinin başlıca göstergesi. Merkez siyasetin kalıcı bir krizle yüzleşmesi de, AB'yi hem kurumsal hem de başlıca ülkeleri seviyesinde düşündürüyor.
Bir asır sonra “Birlik”
Bugün bildiğimiz anlamıyla, kurumsal ve hukukî yapısıyla, dayalı olduğu ilkeler bütünüyle Avrupa Birliği'nin doğuşunun üzerinden çeyrek yüzyıl geçti. Maastricht Anlaşması, 1 Kasım 1993'te yürürlüğe girdi.
Avrupa Birliği'nin temellerini atan Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu'nun kuruluşunun üzerinden 67 sene, Avrupa Ekonomik Topluluğu'nun doğuşundansa 61 sene geçti.
Bu dönem, Avrupa Birliği ile ilgili başka sembolizmler de yüklü...
Dünya Savaşları'nın, Avrupa'nın üzerindeki “travmatik kurucu” etkisi malûm...
Birinci Dünya Savaşı'nın üzerinden yüz yıl geçti gitti. Ve sadece Avrupa Birliği değil, insanlık tarihi açısından "hayatî" bu dönüm noktası yaşanırken, gerçekleşen anma törenleri bazı çok sembolik görüntüleri geleceğe bıraktı.
Bir yanda, iki dünya savaşında da birbirleriyle kıyasıya savaşan, milyonlarca vatandaşlarının ölümüne tanık olan Fransa ve Almanya'nın liderleri, “birlik" mesajı verdiler.
Fransa'nın kuzeyinde Picardy bölgesinde yer alan Compiègne Ormanı'nda, Birinci Dünya Savaşı'nı noktalayan anlaşmanın imzalandığı yerde, bir asır önce savaşan Almanya ve Fransa'nın liderleri, Angela Merkel ve Emmanuel Macron'un "el ele" fotoğrafları gerçekten de çarpıcıydı.
Düşünün ki, Merkel ve Macron'un birbirlerine sarıldığı mekân Compiègne Ormanı'ndaki savaş anıtı Clairière de l'Armistice (Ateşkes Kayranı), İkinci Dünya Savaşı'nda Hitler'in Fransa'yı teslim aldığı anlaşmanın da yapıldığı ve Nazilerin yakıp yıktığı bir yer... Orada, bugün de, Alman milliyetçiliğinin sembolü Kartal'ın kılıçla “etkisizleştirildiğini” tasvir eden Alsace-Lorraine Anıtı yer alıyor.
İki Dünya Savaşı'nın yıkıcılığı, anne ve babamın ailelerinde de yıkıcı biçimde tecrübe edildiğinden olsa gerek, bu Kasım gerçekleşen Birinci Dünya Savaşı anmaları beni gerçekten de çok etkiledi. Anneannemin babası, Birinci Dünya Savaşı'nda Fransa'ya asker olarak yollanan ve bir daha dönmeyen biri; savaşı atlatabilmiş ama Alsace Lorraine'de yeniden evlenmiş, orada kalmış. Anneannemin ailesi, iki Dünya Savaşı'nı da Almanya'da yaşayan, tek başlarına, sadece kadınlardan oluşan bir aile olarak ayakta kalmayı başaran bir aile... İçlerinden birinin, Çek direniş lideri olan sevgilisi idam edilmiş.
Babamın ise, İkinci Dünya Savaşı'na giden yıllarda okumaya Almanya'ya yollanan ablası, orada tanık olduklarından ötürü derin bir depresyona girip bir daha da asla içine düştüğü karanlıktan çıkamamış.
Bu hikâyeler, savaşın o dehşet ve nefret dolu doğasının sadece bir parçası, insanların hayatlarını paramparça eden yönlerinin çok çok ufak bir kısmı...
Avrupa Birliği, elbette birçok kusuru olan ve ilkelerinden çok uzağa düşmüş bir yapı; ama insanlık tarihinin en büyük yıkımlarını yaşatan savaşlara “dur” demek için kurulduğunu da hatırdan hiç çıkarmamak gerek.
İki dünya savaşında kıyasıya savaşan Almanya ve Fransa'nın bugünkü liderleri bir arada “Bir daha asla” diyorsa; o liderler ve AB ile ilgili ne düşünüyorsak düşünelim, bu duruşun kıymetinin de bilincinde olmak lazım...
Türkiye ile yol ayrımı?
Avrupa Birliği, “Trump Amerikası” ve Brexit ile tetiklenen “kendi içindeki dönüşüm arayışı” ötesinde, Türkiye ile ilişkiler konusunda da bir dönüm noktası yaşıyor. Avrupa Parlamentosu'nun taslak Türkiye raporunda, müzakerelerin resmen askıya alınması istendi. AP Türkiye Raportörü Kati Piri'nin Avrupa genelinin seçim yoluyla temsîliyete sahip olan bu tek kurumuna sunduğu raporda, “Kopenhag Kriterleri'ni yerine getirmekten tamamen uzaklaştığı” gerekçesiyle, Türkiye ile müzakere sürecinin artık resmî olarak sonlandırılması çağrısı yapıldı. Bu raporun tek başına bir bağlayıcılığı olmasa da, 21 Kasım'da, AB Dışişleri Komitesi'nde rapor tartışılacak.
Müzakerelerin resmen sonlandırılması için, Avrupa Birliği Komisyonu'nun bu konuda tavsiyede bulunması ve AB üyesi ülkelerin de Konsey'de bu tavsiyeyi karara dönüştürecek biçimde onaylaması gerekiyor.
21 Kasım'daki toplantı da, tavsiyeyi resmîyete dökme sürecini tetikleyebilir. Piri'nin raporunda, Osman Kavala'nın bir yılı aşan tutukluluğuna özellikle vurgu vardı. 16 Kasım'daki Kavala'nın tutukluluğuna neden olan soruşturma çerçevesinde gerçekleştirilen, insan hakları aktivistleri, sivil toplum üyeleri ve akademisyenlere yönelik gözaltıları bir de, bu süreç çerçevesinde okumak lazım.
Her kimse, birileri, belli ki Türkiye ile Avrupa Birliği'nin bağlarının “resmen” kopmasını istiyor. AB-Türkiye arası krizin yeniden gündeme gelmesinin, Türkiye'nin zaten kırılgan ekonomisini nasıl etkileyeceğini öngörmek için kâhin olmaya gerek yok. Hele ki, tam da bugünlerde Almanya'da Bundesbank'ın “dünya geneli bir ekonomik kriz uyarısında” bulunduğu ve Britanya'da Brexit'in ülkenin iç politikasını iyice karıştırması sonucu küresel ekonomik dalgalanmalar yaşandığını da göz önünde bulundurursak, Türkiye'nin kırılganlığının boyutu daha da iyi anlaşılır.
Halk ne diyor?
Peki hâl buyken, Türkiye kamuoyunun kendisi Avrupa Birliği ile ilgili ne düşünüyor?
Metropoll Araştırma'nın Ekim 2018 raporundaki verilere göre, Türkiye'nin toplumunun ağırlıklı görüşü hâlâ, Avrupa Birliği üyeliğine destek yönünde. Türkiye'nin yaklaşık yüzde 44'ü, “AB üyesi olmalıyız” diyor. Buna karşılık, yüzde 40'lık bir kesim “olmamalıyız” görüşünde. Yüzde 15'lik de yanıt vermeyen veya “fikrim yok” diyen bir grup var.
AB üyeliğine destek verenler, hemen her siyasi parti seçmenleri arasında yüzde 60-40 oranında bir ağırlığa sahip. AKP'de yüzde 40, CHP'de yüzde 57, HDP'de yüzde 51, MHP'lilerin yüzde 40 ve İYİ Parti'lilerin de yüzde 56'sı AB üyeliğine destek veriyor.
“Türkiye, AB'ye üye olmamalıdır” diyenler, sadece MHP'de (kıl payı olarak, yüzde 51 oranında) çoğunlukta.
Her şeyden önce dikkat çekici olan, AB üyeliğine desteğin Türkiye genelinde yükselişte olduğu: Ocak 2018'e oranla, AB üyeliğine Türkiye kamuoyunun desteği 8 puan artmış.
“İmkân olsa, kendinizin ya da çocuklarınızın Avrupa Birliği'nde serbest biçimde seyahat edebilmesini, okuyabilmesini, çalışabilmesini ister miydiniz?” sorusuna “Çok isterdim” ve “isterdim” diyenler ise, yaklaşık yüzde 65'lik bir çoğunluk.
Ayrıca, Avrupa Birliği hâlâ, Türkiye halkının “en güvendiği uluslararası kurum”: Örneğin, Birleşmiş Milletler'in de önünde...
Ki, Türkiye'nin genel kanaati, yaklaşık 73'lük bir oranla, Avrupa ülkelerinin bu üyeliği istemediği yönünde. Yaklaşık yüzde 67'lik bir kesim de, AB fonlarının kesilmesinden rahatsız; bu kesintiyi haksız buluyor.
AB üye ülkeleri genelindeki Eurobarometer 2018 araştırmasına göre, ülkelerinin üyeliğine destek verenlerin genel oranının yüzde 60 civarında olduğunu belirtelim. Türkiye'de üyeliğe destek oranı, Avusturya ve Yunanistan'ınkiyle eş seviyede gözüküyor.
Türkiye kamuoyu, AB üyeliğinin ekonomik sorunlarını çözeceği yönünde net bir kanaate sahip. Yüzde 54'e yakın bir kesim, “Türkiye ekonomik kalkınma sağlamak için kesinlikle AB'ye üye olmalıdır” diyor. Sadece yüzde 31'lik bir grup ise bu soruya “Katılmıyorum” yantını veriyor.
Evet, Mart 2005'te Türkiye'nin tam üyelik müzakereleri başladığında, gene Metropoll'ün verilerine göre, kamuoyunun AB'ye destek oranı yüzde 76 civarındaydı. AB'ye yönelik, Türkiye toplumunda yaşanan büyük bir hayal kırıklığı olduğu kesin ama süreç, kamuoyunun gönlünde ve daha da önemlisi zihninde bitmiş değil. Bu durumda, politik seviyede ne yaşanırsa yaşansın ve ne yönelimler empoze edilirse edilsin, Türkiye'nin Avrupa bağı öyle kolay kolay kopmaz.
Hele ki, bunca badireden sonra kopmadıysa, kopamadıysa.
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciPahalılık turisti de vurdu... 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanGenel Yapay Zeka aslında bir büyük yalanın mı adı? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENeler olacağını bilmek 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENDiyanet iğneyi çuvaldızı kendisine batırırsa… 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAKürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü... 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKKM kalktı, müjde! 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün10 yıl sonra nasıl bir Türkiye? 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNSuriye’de dahil olunacak bir ordu var mı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBir hâkim Caprio'muz niye yok? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUAklını başına, vicdanı kalbine toplasan ya! 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİddia: Ziraat’te ‘Gizem B. skandalı’! “Günooo kızlar… Paralar sizin için yükleniyor” 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMete Tunçay mı yanılmıştı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcı, sosyalist ve milliyetçi bir düşünür 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir Devletin ve Toplumun İçten İçe Çözülüşü 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNAK Parti’den yeni tarzı siyaset: seçmeni kazanamıyorsan seçileni kazan 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın gerekleri, Cumartesi Anneleri ve Ablam… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYargı, Mafya ve Beyaz Toros… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Alevi Hakları… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. Yılmazİpe un serme komisyonu mu? 21.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANBelediye başkanları ne yaptıklarının farkında mı? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu17 Ağustos ve 6 Şubat niye akılları başa getirmedi? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan24 yıl sonra CHP’ye muhtaç hale gelmek… 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSeyfettin Çilesiz’in çilesi 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024