Yıldıray OĞUR
Endişeye mahal yok. Suriye’de yıllardır bir diktanın zulmü altında vatandaş bile sayılmamış Kürtler sonunda haklarını geri alıyor. Buna ancak sevinilebilir. Endişeye mahal olmadığını anlamak için Irak Kürdistan’ı ibret olarak da yeter. Türkiye yıllarca Irak’ta bir Kürdistan kurulacak korkusuyla yaşadı. Kuzey Irak diye bir şey uydurdu. Barzani aşiret reisi diye aşağılandı. Ama son karede Türkiye’nin en sık görüştüğü komşusu Barzani oldu. Hükümet Barzani’ye o kadar güveniyor ki, PKK meselesini onunla birlikte çözmeye çalışıyor, Irak’taki hükümet krizinde onunla birlikte hareket ediyor, onun bölgesinde büyük yatırımlar yapıyor.
“Suriye’de PKK devlet kuruyor” korosunun mezzo-soprano ve baritonlarının Türkiye’nin Suriye politikasına Baas kalanlar olması da sürpriz değil. Neyse ki şimdilik hükümetin Kürt meselesinde gerisinde kalmış durumda bu çığlıklar. Çünkü Türkiye, Suriye krizinin başından beri Suriye’deki Kürtlerin haklarını almasından yana durdu. Daha nasihatler aşamasındayken Esed’e reform olarak Kürtlere vatandaşlık verilmesini önerdi. Yine Dışişleri İstanbul’daki Suriyeli muhalifleri Kürt muhaliflerle birleştirmeye, onların Arap milliyetçiliğini törpülemeye çalıştı. Suriye Ulusal Meclisi’nin başına bir Kürt’ün geçmesini ise en kötümser tahminle teşvik etti. Barzani’nin Kürt muhalefetini birleştirme çabalarını da destekledi. Başından beri Suriye halkının yanında duran Türkiye hükümetine düşen bu mezhepçi, antiemperyalist kör testereli Baas yanlısı “Eyvah Kürdistan kuruluyor” tahriklerine kapılmadan Suriye halkının bir parçası olan Kürtlerin haklarına kavuşmasını desteklemek, onlarla iyi ilişkilerini korumak, güvenlik sendromuna yenik düşmemek.
Ama önce neyle karşı karşıya olduğumuzu daha net anlamalıyız.
Suriye Kürdistan’ında ayaklanma başladığından bu yana üç temel görüş var. Biri Suriye Ulusal Meclisi yani resmî Suriye muhalefetiyle birlikte hareket eden Kürtler. Bunlar arasında şimdiki konseyin başkanı Sayda da var, isyanın başladığı aylarda öldürülen Meşal Temo’nun liderliğindeki liberal eğilimli Gelecek Hareketi de. Suriye Kürdistan’ında özellikle şehirlerde güçlü olan Temo, İstanbul’a gidip konseyin yönetimine girmeye hazırlandığı sırada öldürülmüştü.
Bu grubu da içine alan daha büyük koalisyon ise İstanbul’daki muhalefetle yıldızı barışmayan yeni Suriye’de Kürtlere federasyon isteyen Barzani’ye yakın partinin de içinde olduğu 22 partili Kürt Ulusal Konseyi. Konsey, Esed’e karşı Kürt bölgelerindeki gösterileri düzenledi ve bu sırada pek çok kayıp da verdi. Yani eğer yeni Suriye kurulurken en çok söz hakkı onların olacak.
Üçüncü güç de 2003 yılında PKK’nın siyasileşme faaliyetleri çerçevesinde kurduğu Demokratik Birlik Partisi PYD. Öcalan 19 yıl Şam’da yaşadığı için Suriye’de PKK güçlü. Ailesinden en az biri PKK saflarında savaşarak ölmüş binlerce aile var. Fakat PYD Suriye ayaklanması başladıktan sonra aldığı pozisyonla büyük prestij kaybetti. El Muhaberat’la PYD kavga edince sürgüne giden Salih Müslim’i Esed, isyanın başladığı günlerde Kandil’den Suriye’ye geri çağırdı. PYD lideri Salih Müslim İTÜ mezunu bir kimya mühendisi. Esed’le görüşen Müslim, isyana karşı pozisyon aldı. Bunun karşılığında da aralarında özel Kürtçe televizyon Ronahi’nin olduğu bir dizi kazanım elde etti. Suriye Kürtleri arasındaki tek silahlı güç olan PYD El Cezire’nin yayınladığı Baas belgelerinde görüldüğü gibi Kürt bölgelerinde Esed karşıtı ayaklanmaları bastırmak konusunda Baas’la işbirliği yaptı. Adı Kürt Şebbiha’ya çıktı. Meşal Temo’yu işbirlikçilikle, Türkiye’nin adamı olmakla suçladı. Ama sonunda Esed’in kaybedeceği anlaşılınca 11 temmuz günü Erbil’de Barzani’ye biat edip, Kürt Ulusal Meclisi ile birlikte hareket etme kararı aldılar. O günden beri de yeni Suriye denkleminde yerlerini alabilmek için 180 derecelik dönüşler yapmaktalar. PKK Suriye’de böylece sivilleşiyor, sivil siyaseti, uluslararası aktörlerle oturup konuşmayı öğreniyor, gayet de iyi oluyor.
Esed’in Kürtlerle uğraşacak lüksü kalmadığı için askerleri çektiği Efrin, Kobane, Amude, Tirba Spive Sare Kani gibi şehirlerden, kasabalardan gelen fotoğraflarda devlet binalarından sallanan birden çok bayrak dikkat çekmiştir. O bayraklar arasında Öcalan resimleri, PKK bayrakları, Demokratik Özerklik bayrağı Suriye’deki PKK, PYD’nin. Ortasında sarı güneş olan kırmızı yeşilli bayrak ise Irak Kürdistan’ının da kullandığı Kürdistan bayrağı. Bu aslında iki farklı gücün ve görüşün de yansıması. Erbil’deki anlaşma uyarınca aslında sadece Kürdistan bayrağının kullanılması gerekiyor. Ama PYD bu anlaşmaya uymuyor. Barzani’nin Rudaw gazetesine konuşan Kurdish Birlik Partisi’nin sözcüsü bundan şikâyet ediyor ve “ama ne yapalım onlar silahlı bizimkileri ele geçirdiğimiz binalardan dışarı atıyorlar” diyor. Bu silahlı silahsız eşitsizliği de Barzani’nin kendisine yakın grupları silahlandırması ve eğitmesiyle bozulmakta.
PYD ile Kürt Ulusal Meclisi arasında Suriye Kürdistanı ile ilgili görüş ayrılığı var. Kürt Ulusal Meclisi Irak’taki gibi bir federasyondan yana. PYD ise Türkiye’den bildiğimiz Demokratik Özerklik istiyor. Sınırların olmadığı bir demokratik özerklik dediklerinde ne demek istedikleri pek anlaşılmıyor ama “Demokratik Suriye” diye pozisyonlarını ortaya koyan PYD de dahil Suriyeli Kürtler içinde şimdilik bağımsız devlet isteyen yok.
Bu bölgenin en politize olmuş halkı Kürtler. Dört devlet içinde yaşam mücadelesi vermekten politikayı en iyi yapan halk da onlar. Kürtlerin heyecana kapılıp bağımsız devlet ilan edeceğini düşünmek onların bu politik zekâsına hakaret olur.
Türkiye, Kürt komşularla dolu bir apartmanda oturuyor artık. Onlarla sıfır sorun istiyorsa önce kendi evindeki Kürtleri mutlu etmek zorunda.
Kürtlerin mutlu edilmesi demek hepimizin mutlu edilmesi demek. Yani güneyimizde de gayet iyi şeyler oluyor.
Yazarlar
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUOtoriterliğe dair bir hukuk manifestosu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Enflasyon düşüyor, müsterih olun’ 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUNe de çabuk unutuluyor… Hatırlatıyorum… 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet, nasıl “devletimiz” olur? 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANDavalar, mahkemeler ve siyasi dizayn 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluTonlarca hurdanın akıbeti belirsiz, ihaleler tartışmalı, işlem yok: Karayolları kimleri zengin ediyo 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.06.2025
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025