Aylardır süren seçim süreci sona erdi ve Türkiye yeni bir yol açtı önüne. Seçimlerden her ne kadar birinci parti olarak çoksa da AKP’nin mutlak hakimiyeti sona erdi. Henüz “AKP karanlığı sona erdi” diyecek noktada olmasak da, tanyerinin ağardığı bir noktaya doğru ilerliyoruz hızla…  Bu seçimlerin birinci sonucu olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, AKP yolun sonuna geldi artık…Yaşı bencileyin kemale ermiş herkesin deneyimlerinden yola çıkarak rahatlıkla ön görebileceği gibi tutkalı iktidar olan bir yapı mutlak hakimiyetini yitirdikten sonra hızla dağılma sürecine giriyor. Tıpkı Anavatan Partisi, tıpkı Doğru Yol Partisi gibi Adalet ve Kalkınma Partisi de kaçınılmaz sona doğru hızla gidiyor…

Bu seçimin ikinci önemli sonucu, belki de dünyanın gördüğü en hırslı politikacılardan biri olan Recep Tayyip Erdoğan her şeyin başı olamayacak artık… Bugünden itibaren yalnızca cumhurbaşkanlığı makamıyla idare etmek zorunda kalacak olan Erdoğan’ın başkanlık hayalleri de tümden suya düştü. Ülkedeki siyasi tüm teamülleri altüst ederek elinde Kuran’la meydan meydan dolaşıp halktan dört yüz milletvekili isteyen iradenin 250 küsurda kalması sözcüğün tam anlamıyla bir hezimet bana göre. Bu hezimetin birinci derecede sorumluluğu da herkesten çok Erdoğan’a ait… Zat-ı muhteremin bir hırs küpü olarak yürüttüğü kampanya AKP’ye artı puan kazandırmadığı gibi ülke siyasal tarihine bir kara leke olarak da geçti…

SEÇİMİN GALİBİ HDP

Seçimini üçüncü sonucu olarak ortaya çıkan şudur ki, seçimin tek galibi varsa o da Halkların Demokrasi Partisi’dir… Büyük bir risk alarak seçime parti olarak girme kararı alan HDP, bu kararı ile AKP’nin sonunu da hazırladı. Kimi siyaset analistlerinin “AKP’nin tek başına iktidarda kalmasını sağlamak için seçime parti olarak girme kararı aldılar”şeklinde yaptığı yorumlar anımsanırsa bunun çok anlamlı bir sonuç olduğunu düşünüyorum. Son derece eşitsiz bir yarışta, akıl almaz tahriklere ve kimi zaman canice saldırılara göğüs gererek kampanya yürüten HDP bundan sonraki süreçte ülkenin en önemli siyasi aktörlerinden biri olarak yoluna devam edecek. Dileğim HDP’nin Türkiyelileşme sürecini daha da derinleştirmesi, gerçek bir sol parti olarak kendisine yöneltilen beklentileri boşa çıkarmamasıdır.

Kim ne derse desin, hangi yorumu yaparsa yapsın, bu seçimin bir diğer önemli sonucu da CHP’nin iktidar alternatifi olacak bir sonuca bir türlü ulaşamadığı gerçeğidir. Aslında bu zamana değin yürüttüğü kampanyalardan son derece farklı bir çalışma yapan ve bu doğrultuda da ciddi bir performans ortaya koyan CHP ülke genelinde psikolojik sınır olan yüzde otuza ulaşamadı yine. Bu sonucun Kemal Kılıçdaroğlu’nun ilerideki günlerde genel başkanlığını ciddi bir şekilde tartışma konusu yapacağını düşünüyorum. Kartların yeniden karılacağı CHP’de evrensel değerlere sahip çağdaş bir sosyal demokrat eğiliminin ciddi bir olasılık olarak öne çıkması gerekiyor bence. Bu tartışmaların CHP’yi devletin değil de toplumun ezilen kesimlerinin partisi haline dönüştürmesi en büyük dileğimdir…

SİYASETTE YENİ YÜZLERE İHTİYAÇ VAR

Öte yandan CHP Zonguldak’ta oylarını çok az artırmasına karşın, MHP’nin AKP’den aldığı oylar nedeniyle birinci parti oldu. Yeni isimlerle yola çıkan CHP oylarını konsolide ederek en azından seçim haritasında Zonguldak’ı muhalif renkteki kentler arasına soktu. Bu durumun kent siyasetine yeni bir soluk getiren Deniz Yavuzyılmaz’ın parlamentoya girmesine yetmemiş olması önemli bir kayıp bence.  Ağır abilerin, vazgeçilmez isimlerin, sözüm ona deneyimli siyaset adamlarının ambargo koyarak sözcüğün tam anlamıyla statüko oluşturduğu kentte yeni yüzlere, genç beyinlere, en önemlisi de fikirleri olan insanlara çok gereksinim var… Öte yandan Zonguldak Belediyesinin bunca kötü performansına karşın kent merkezinde CHP’nin oylarını çoğaltarak çıkmasını yeni yüzlerin yarattığı beklentiye bağlıyorum…

Seçim sonuçlarınınyarattığı meclis kompozisyonunda AKP-MHP koalisyonunun daha olanaklı ve mümkün olduğunu düşünüyorum. Geçmiş meclis pratiği, tabanların gecişkenliği ve iki partinin ideolojik yakınlığı bunun mümkün olacağını gösteriyor. Özellikle İç Anadolu ile Karadeniz’de AKP’nin sözcüğün tam anlamıyla tulum yaptığı hemen her yerde ikinci parti olarak MHP’nin çıkması bunun sosyolojik olarak da zeminin hazır olduğunu söylüyor. AKP’ye karşı bir ömrü vakfeden bir insan olarak AKP-MHP koalisyonunun AKP’nin tek başına iktidarından daha tehlikeli olabileceğini düşünüyorum. Bunun da sürdürülebilir bir durum olmadığını ve erken seçimi dayatacağını da olasılıklar arasına koyuyorum…