Tarihi sıçramamıza az kaldı. Hazine ve Maliye Bakanı Nebati, son miladı 3 yıl önce ilan etmişti. Çocuklarımıza güçlü, dünya lideri bir ülke bırakacağımız tarih, 2053'tü. Ruhumuzla buna âdeta iman ettik, kararlılığında bildiriyordu.

Anlamı şuydu: Şahlanmak 2023’e kısmet değilmiş, fakat ne kaldı; dişinizi sıkar, 2053’e kadar sabrederseniz enflasyon inşallah çözülecek. Olmadı, 2071 artık en son milat, ekonomide şahlanma başlayacak, bu kesindi.

2023'e geldiğimizde, hedeflerin tutmadığına aldırmayalım diye taze hedefler kondu. İktidar, 2024-26 dönemimi kapsayan yeni ekonomi programının sonunda, tarihimizde ilk kez yüksek gelir grubu ülkeler arasına gireceğimizi öngörüyordu.

Evet... 2023 için ihracat hedefi 500 milyar dolar, ekonomik büyüklük hedefi 2 trilyon dolar, kişi başı gelir hedefi de 25 bin dolardı. Yakalanamamış olabilir ama vazgeçilmemişti hamdolsun. Sadece aşağı doğru güncellenmiş, tazelenmişti hepsi. Revize etmeye de yaramayacaksa orta vadeli programlar neye yarardı.

O günkü orta vadeli programa göre; 2026'da 2023 hedeflerinin yarısını yakalarsak tarihimizde bir ilki başarmış olacaktık. Yüksek gelirli ülkeler ligine girmiş gibi öpüp başımıza koymamız isteniyordu.

Her orta vadeli programla hedeflerde indirime gidilince ileri, geri konuşulmaz mı? Soruluyordu: Bugüne kadar hangi hedef, hangi ekonomi programı tuttu ki bu tutsun?

Önceki orta vadeli program doğru çıksa 2025'te enflasyon tek haneye düşer, yüzde 9,9'u görürdü.

2020’deki orta vadeli programda da 2022 enflasyon tahmini, yüzde 6'ydı.

Ve dün en yeni orta vadeli program açıklandı. 2026-28 arasındaki 3 yılın yol haritası.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, program dönemi sonundaki hedeflerini özetledi.

Milli gelir 1,9 trilyon dolara yaklaşacak. Kişi başına düşen gelir 21 bin dolara çıkacak. İhracat 300 milyar doları aşacak

Enflasyonsa tek haneye, yüzde 10'nun altına inecek.

Yerimizde sayıyormuşuz gibi gelebilir size. Oysa değil, şahlanma miladı sürekli güncellenerek ileri bir tarihe atılıyor, hepsi o.

Gerçi yüzyıllığına ayağımıza takılan Lozan'ın gizli maddeleri uydurması, yüzyıl bitince çöktü. Ancak bu sefer Türkiye Yüzyılı başladı, hedefleri yakalamak için önümüzde koca yüzyıl var, telaşa ne gerek.

Yoksa Cevdet Yılmaz söyledi, artık engel kalmadı çok şükür önümüzde. İstediğimiz an uzanıp alabiliriz Kızılelma'yı.

Şu ifadesinden çıkarıyorum: "Türkiye, siyasi istikrarı ve güven ortamıyla bu hedeflere ulaşarak hem içeride hem küresel ölçekte çok daha güçlü bir konuma yükselecek."

Demek daha önce siyasi istikrar ve güven ortamı sağlanamamıştı. O yüzden ekonomi bir türlü şahlandırılamıyordu.

Herhalde CHP'nin yargı eliyle belirsizliğe sürüklenmesi, siyasete maşallah istikrar ve ortama müthiş güven yani öngörülebilirlik kazandırdı.

Şahlanmamızın önü de ayak bağı CHP'den kurtularak açıldı öyleyse.

Kayyumlar kayyumu, Gürsel Tekin değil elbette, başkası. Fakat Tekin'in kayyum heybetiyle CHP İstanbul İl Başkanlığına oturtulması, miladın miladıdır.

Türkiye, CHP'siz nasıl şaha kalkıyor, seyredin siz şimdi.