Akif BEKİ
Ne zaman çocuğa, kadına yönelik tüyler ürpertici bir barbarlıkla sarsılsak aklımıza ilk gelen şey, idam cezası...
Özgecan vahşice katledildiğinde yüreğimiz ağızda ne istediysek, Eylül’le Leyla’nın cansız bedenlerine ulaşıldığında istediğimiz de o; idam geri gelsin...
Çocuklarını, kadınlarını şiddet ve sapıklıklardan başka türlü koruyamayan bir toplumun ortak hissiyatına dönüştü, takıntı haline geldi idam.
Biri, ikisi ibret-i alem için ipte sallandırılırsa duracak mı peki bu saldırı ve cinayetler, korkacak mı bu gözü dönmüş caniler?
İstatistikler pek öyle demiyor...
Af Örgütü ile Woman Stats Project’in verileri karşılaştırıldığında çıkan şu: İdam cezasının en çok uygulandığı ülkelerle dünyada tecavüzün en yaygın görüldüğü ülkeler çakışıyor, ayrışmıyor.
Çin, Hindistan, ABD, Pakistan, Afganistan, İran, Suud diye giden ortak bir idam ve cinsel suç haritası...
İdamın sokakta, göz önünde infaz edilmesi bile caydırıcı olamıyor, sapık terörünü ortadan kaldırmıyor. Azalttığını, önlediğini, cinsel saldırı oranlarını düşürdüğünü söyleyecek kadar anlamlı bir farklılık göstermiyor istatistikler.
***
Yani...
Her infial uyandıran vahşette galeyana gelip ‘idam da idam’ diye parlıyoruz. Ama doğru talep mi, idam gelse caydırı etkisi olacak mı, sorun çözülecek mi, çok tartışılır.
Meydanda sallandırmanın, infazı göze sokarak teşhir etmenin bile caydırıcılığını doğrulamıyor denendiği örnekler.
Üstümüzdeki korkunç vicdan azabının ağırlığı altında, içimiz yanarak, duygusal patlamalarla konuşulacak bir konu hiç değil.
Kurbanları korumak için gereken her şeyi yaptık... Suçla etkin mücadelede tüm tedbirleri aldık... İyi hal indirimlerinden hafifletici sebeplere kadar sistemdeki açıkları gözden geçirdik... Suçluya ceza gibi ceza çektirmek için kanun ve uygulamalarımızda gerekli düzeltmeleri yaptık... Bilinçlendirmeden farkındalık geliştirmeye hepsi bitti...Her yolu denedik de bir idam mı kaldı, sıra infaz seçeneğine mi geldi diye oturup düşünelim.
Ajitasyona kapılmadan önce şu gerçekle de yüzleşelim.
2002’de ortalık, ‘Ümraniye sapığı’ haberleriyle çalkalanıyordu. Tüm Türkiye, dehşet içinde kurbanlarına ağlıyordu.
Derken eşkale uyan B.A. adlı bir kişi yakalandı.
Kanını içsen doymazdın; yatışacak dinecek gibi değildi sokaktaki öfke ve infial.
Diri diri yakılsa, gözünü bile kırpmadan lincine odun taşımaya hazırdı kalabalıklar.
Bir ay geçmeden yanlış kişi olduğu anlaşıldı, gerçek sapık bulunmuştu.
B.A. kurtuldu, kağıt üstünde temize çıktı ama yüzü afişe olmuştu, alnındaki damgayı bir daha silemedi.
Hayatı karardı, yine de tek tesellisi hala hayatta olmak...
O gün darağacı kurulup millete sorulsa, yanlış kişinin bilmeden asılmasına rekor oyla destek çıkmaz mıydı!
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
26.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
15.07.2025
10.07.2025
19.06.2025
5.06.2025