Akif BEKİ
İmamoğlu, konuşmalarında Anadolu Ajansı’nın adı geçince yuhalayan kalabalıkları uyarıyor. Akıllarına yuhalamak geldiğinde kahkahayla gülmelerini öneriyor.
“Ben Anadolu Ajansı dedim mi atın kahkahayı kardeşim, atın” şeklinde haberlere konu oldu bu çağrı.
Hınzırlığına söylüyor diyeceksiniz. Velev ki öyle. Yine de yuhalamaktan yeğdir. Hem yuhalayan hem de yuhalanan açısından...
Yuhalama isteği geldiğinde insanların kahkahayı koyvermeleri tercih edilmez mi?
Kıyaslarsanız çok daha nazik, eğlenceli ve muzipçe bir tepki biçimi. Fakat hayır, buradaki ince alaycılığı daha kaba, yaralayıcı ve kırıcı bulanlar çıkıyor.
Ne gerekçeyle mi? Alay konusu yapmak, muhatap için daha aşağılayıcı ve rencide edici diye...
Aşırı hassasiyetten kaynaklanıyor elbette bu bakış açısı. Ama hatırlatmazlar mı o zaman; madem ki yuh çektirmek yerine muhataba güldürmek daha rahatsız edici. Dünyayı hepimize güldürmek çok daha zorumuza gitmeli, hassasiyetimize dokunmalı değil mi?
İmamoğlu’nun aynı kürsüden “Bizi daha fazla dünyaya rezil etmeyin” demesi, neden aynı ölçüde dikkat ve duyarlılık çekmiyor öyleyse?
‘Kendilerine baksınlar, dünya ne karışır bize, onları memnun etmemizi beklemesinler’ ise ne demeye seçimleri izlemeye davet ettik ki?
Avrupa Konseyi, 20 ülkeden seçtiği 22 üyelik bir gözlemci heyeti yolladı Türkiye’ye. 31 Mart’ın ertesi günü de ön raporlarını açıkladılar. “Gözlem davetini memnuniyetle kabul ettik” diyorlardı.
Yani resmi davetimiz üzerine geldiler, kafalarına göre değil.
Fikirlerini kendilerine saklayacaklardıysa, ne düşündükleri umurumuzda değildiyse bu fırsatı niye verdik?
Heyet Başkanı Andrew Dawson, “Korkarım ki Türkiye’nin Avrupa değer ve ilkeleriyle uyumlu, tam özgür ve adil bir seçim ortamına sahip olduğunu söyleyemeyeceğim” buyurdu.
Hoşumuza gitmediğinde gözlemini hiçe sayacaktıysak, beğenmediğimizde raporunu yok hükmünde bulup çöpe fırlatacaktıysak...Sormazlar mı bize, seçimlerinizin standartlara uygunluğunu yerinde tespit için kendiniz çağırmadınız mı diye?
‘Gelin gözlerinizle görün’ teklifiyle kendimizi Avrupa Konseyi’nin denetimine açan biziz. Başka ülkelerde seçimlere nezaret eden benzer gözlem misyonlarına katılmayı da, üye vermeyi de biliyoruz.
Üstelik AK Parti, Avrupa’ya rezil olup olmamayı epey önemseyen bir geçmişten geliyor. Sandıkta değişime ve milli iradeye direnirdi eski düzenciler. AK Parti de medyası ve sözcüleriyle her defasında, “Dünyanın gözü üzerimizde, Avrupa’ya rezil oluyoruz” argümanıyla ikaz ederdi onları...
Şimdi aynı ikaz, muhalefet tarafından yapılıyor. “Her şey herkesin gözü önünde cereyan ediyor, dünyaya rezil oluyoruz” kaygısını bu kez Ekrem İmamoğlu dillendiriyor.
‘Kimse bize ayar veremez, demokrasimize parmak sallamak kimsenin haddine değil, iç işlerimize müdahale ettirmeyiz’ yaklaşımı, eski düzencilerin refleksiydi.
AK Parti, ‘kendine demokrat’ bu anlayışa karşı demokratikleşme mücadelesi yürüttü. Evrensel değerler etrafında demokratik dayanışma içine girdiği dünyadan da destek gördü. Sunulan desteği seve seve kabul etti ve ortak değerler adına savundu da.
Eski düzenin ‘dünya ne der’i takmama refleksi ödünç alınacaktıysa, o içe kapanmacılık bir korunma yöntemi olarak yeniden kullanıma sokulacaktıysa ne değişti?
Bu tarafa yararken hak, öbür tarafa yararken yere mi batsın gülünçleşen çifte standartları? Gülünecek hallerine aldırmayıp bize kahkaha patlatacaklarmış, rezil olduklarıyla kalırlar, kepazeliğin dibine kadar yolları mı var?
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları



















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2025
27.12.2025
25.12.2025
24.12.2025
18.12.2025
13.12.2025
10.12.2025
9.12.2025
5.12.2025
4.12.2025